Yapmayacak tradutor Inglês
2,455 parallel translation
O çocuk doğruyu söylüyor ve sen işini yapmayacak kadar tembelsin.
That kid is telling the truth, and you're too lazy to do your job!
Bu sene, bunu bana yapmayacak oldukları için, çok mutluyum.
I'm so glad that's not me this year. Just a little higher. Just a little higher.
Yani, hiçbir şey yapmayacak mısınız?
So... so you're not going to do anything?
Marilyn bugün çekim yapmayacak.
Marilyn won't shoot today.
Peki şu işi yapacak mıyız yapmayacak mıyız şimdi?
So do you wanna do this thing, or what?
Seks yapmayacak mıyız?
No more sexy time?
- Bir şey yapmayacak mısın?
- You're not going to do anything?
- Kimse bunu yapmayacak.
AND NO ONE WILL.
- Yapmayacak.
TYKO : She's not gonna.
Bir daha böyle bir şey yapmayacak.
He won't do anything like that again.
Reynolds ağustosta dövüşürse gelecek yıla kadar başka maç yapmayacak.
And if Reynolds fights in August, he won't fight again till next year.
Yapmayacak kadar akıllısın.
You're too smart.
Yapmayacak mıyız?
We're not?
Yapacak mısın, yapmayacak mısın?
Are you going to do it or not?
Ee, Bunu benim için yapmayacak mısın?
So, you're not gonna do this for me?
Görüşmeyi yapacak mısınız yapmayacak mısınız?
You gonna make the call or not?
Demek istediğin, Erickson'u ele geçirmek için onunla anlaşma yapmayacak mısın?
You mean, you're not going to make a deal with him to get to Erickson?
Yapmayacak.
He won't.
Bir daha yapmayacak.
She won't do it again.
Caddede bir adam ölü şekilde yatıyor, ve sen bununla ilgili hiçbir şey yapmayacak mısın?
A man lies dead in the street, and you're gonna do nothing about it?
Ona sürpriz yapmayacak mıydık?
Aren't we going to surprise him?
Bunu yapmayacak kadar aşağılık biri olduğumu mu sandın?
What, you think I'm a complete ass?
Parti yapmak, beni daha iyi bir doktor yapmayacak.
Partying isn't gonna make me a better doctor. It's- -
Bu işi yapacak mıyız, yapmayacak mıyız?
Are we gonna do this or what?
Panik yapmayacak bir sürücüye ihtiyacımız vardı.
We needed a driver who wouldn't freak out.
Anladığıma göre Floransa, eğer kendi toprakları işgal edilmediği sürece, bir şey yapmayacak.
I have his understanding that Florence will do nothing if its territories are not invaded.
Bu seni ekibin içinde pek sevilen biri yapmayacak.
Well, that's not gonna score you points with the crew.
Yapmanı istediğin şeyi yapmayacak.
He won't do what you want him to do.
Bunu yapmayacak kadar zekidir.
She's smarter than that.
Konuşma yapacak mısın, yapmayacak mısın?
Are we doing this talk or not?
Artık tanıklık yapmayacak.
She's not gonna testify now.
Evet ama Jim bu konuda bir şey yapmayacak mı?
Yeah, but isn't Jim gonna do a little something about that?
Pekâlâ, sen niye buradasın artık rahiplik yapmayacak mısın?
Okay, why are you here will no longer be a priest?
Bütün dünyada yankı yapmayacak olsa Roan'a onu asit içinde boğmasını söylerdim ama tam ateşkes yapmışken ateş başlatmanın bir anlamı yok.
If he hadn't been a worldwide news sensation for weeks, I'd tell roan to let the acid flow, but there's no point in starting fires we're just gonna have to put out.
Öyle yapmayacak.
He's not going to try.
Abla, banyo yapmayacak mısın?
Umi, the bath's ready.
Yapmayacak.
He's not going to.
Bir hareket yapmayacak mısın birader?
Aren't you gonna pose or something?
Bu sörf dersinin herhangi bir aşamasında gerçekten sörf yapacak mıyım yapmayacak mıyım? - Önce temel prensiplere hâkim olmalısın.
Okay, I mean, am I gonna actually surf at any point during this surfing lesson, or no?
O hiçbir şey yapmayacak kadar gururludur.
She wouldn't do anything ;
- Giriş yapmayacak mıyız?
Don't we have to check in?
Kritiği Jonathan yapmayacak ki.
Jonathan's not writing the review.
Robert birkaç gün daha söylenir lakin hiçbir şey yapmayacak.
Robert will rant for a few days, but he won't do anything.
veya onlar bunu veya onu yapmayacak Gandhi çizgisini takip edenlerde genelde bu varsayım var, "Aa, onlar sadece bunun üzerinde düşünmüyor"
or they're doing this or doing that, there's this assumption by a lot of people that want to toe the Gandhi line that, "Oh, they're just not thinking about it."
- Yani yapacak mıyız yapmayacak mıyız?
So are we gonna do this or...?
Yani bir şey yapmayacak mıyız?
So then we just do nothing?
House'la beraberken öne çıkmasını her istediğimde bunu hiç yapmayacak.
With House... every time I needed him to step up... he's just never gonna be that.
Sanırım Pazartesi günü iş başı yapmayacak.
I guess it's safe to say she won't be coming to work on Monday.
Yapacak mısın, yapmayacak mısın?
Will you do it or not?
Bunu yapmayacak kadar iyi bir doktorsun.
You're too good a doctor.
Sizce bir şey yapmayacak mı?
Suppose he won't do anything?
yapmayacaksın 53
yapmayacak mısın 22
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmayacak mısın 22
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma bunu 151
yapma be 35
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundasın 42
yapmayın çocuklar 34
yapma be 35
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundasın 42
yapmayın çocuklar 34