Çok kalabalıklar tradutor Inglês
201 parallel translation
- Bekle. Çok kalabalıklar.
There's too many of them.
- Çok kalabalıklar.
Too many of'em.
Çok kalabalıklar ve kokuyorlar.
There are too many of them, and they smell.
Çok kalabalıklar...
There're many of them...
Çok kalabalıklar.
Lots of'em. - Soldiers?
- Çok kalabalıklar.
- We're flanked.
Çok kalabalıklar!
Straight frontal attack.
- Çok kalabalıklar, baba!
A whole passel of'em.
Çok kalabalıklar.
There are a great many of them.
Çok kalabalıklar.
There are too many of them.
Çok kalabalıklar.
There are too many.
Çok kalabalıklar.
That's too much.
Bir adam için çok kalabalıklar.
Too many for one man to take after.
Çok kalabalıklar.
Hordes of them out there.
Çok kalabalıklar.
They're all over the place.
Çok kalabalıklar!
The soldiers are coming!
Zenciler, çok kalabalıklar!
Negroes, crowds of Negroes!
Çok kalabalıklar, izlerini sürmek zor olmaz.
So many of them, they won't be hard to track.
Ama, çok kalabalıklar.
But there're so many of them
Çok kalabalıklar.
Are many.
Çok kalabalıklar.
There's too many of them.
- Çok kalabalıklar. - Kafalarına nişan al.
There's too many of them.
Çok kalabalıklar Wolcott.
Too many of them, Wolcott.
- Çok kalabalıklar!
- There are too many!
Çok kalabalıklar.
There's too many.
Çok kalabalıklar, her yerde onlar var.
There are too many of them, all around.
Böyle bir orduyla çarpışamayız. Çok kalabalıklar.
We're no match for an army like that.
- Çok kalabalıklar mı?
- Are there many of them?
Çok kalabalıklar, beni boş verin.
Forget about me.
- Ama çok kalabalıklar!
- There's too many of them!
Çok kalabalıklar.
There's too many of them!
Çok kalabalıklar.
Too many of them!
- Çok kalabalıklar!
- How do we fight so many?
- Olmaz abi. Adamlar çok kalabalıklar.
They are too many.
- Çok kalabalıklar.
- There are too many of them.
- Çok kalabalıklar.
- There's too many.
Çok kalabalıklar.
Too many.
Çok kalabalıklar.
Boy, there's a lot of them.
Çok kalabalıklar.
There's too many of'em.
Çok kalabalıklar!
There's too many of'em!
Hayır, çok daha kalabalıklar.
No, too many for that.
- Çok mu kalabalıklar?
Are there too many of them?
Şimdiyse. gençliğinin büyük kısmını uzun yıllar önce, çok sayıda stadyumlarda haykıran kalabalıkların önünde bırakmış bir adamın yansımasını görüyor.
AND WHO NOW SEES A REFLECTION OF A MAN WHO HAS LEFT TOO MANY PIECES OF HIS YOUTH IN TOO MANY STADIUMS FOR TOO MANY YEARS
Masanın arkasında yere yığılmış çok kalabalık bir yemekli partinin artıkları gibi görünüyordu dedem.
Heaped on the floor... behind the table he... looked like the remains... of some chaotic dinner party.
Çok mu kalabalıklar?
A lot of them?
Elbette, Woodstock ve Wight Adası gibi gençliğin toplandığı kalabalıklar... bana çok olumlu geliyor.
Of course, the Woodstock, Isle of Wight, all the mass meetings of the youth... is completely positive for me.
Kalabalıkları kontrol altına almada otoriter bir ses tonu çok önemlidir.
An authoritative voice is very important in crowd control.
Çok kalabalıklar!
So many people!
Altı kişiden çok daha kalabalıklar.
There are a lot more than six
Çok kalabalıklar.
There were a lot of them.
Çok kalabalıklar.
It's too many forjust us.
çok komiksin 151
çok kötüyüm 33
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok küçük 77
çok kötüyüm 33
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok kısa 47
çok komiksiniz 18
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok kısa 47
çok komiksiniz 18