Öyle görünüyor ki tradutor Inglês
1,506 parallel translation
Öyle görünüyor ki, tehlikeyi atlattı.
- We're in the clear.
Bu arada öyle görünüyor ki bu araçları gerçek sahiplerine iade edip seni içeri alacağız, Polonyalı pislik Mark.
In the meantime, it looks like we'll have to return these to their owners and bring you in, Polish prick Mark.
Öyle görünüyor ki bunu Manny'nin yöntemiyle yapacağız.
Looks like we're gonna have to do this Manny's way.
Öyle görünüyor ki bana neler olduğunu söylemiyeceksiniz, sanırım bu basitçe iyi geceler demek.
Well since you're obviously not going to tell me what happened I suppose a simple good night will have to do.
Ama öyle görünüyor ki şans yüzümüze bir kez daha güldü.
But it seems like luck has looked kindly upon us once more.
Joza, öyle görünüyor ki seni adamakıllı budamamışlar.
Joza, it seems to me they didn't trim you properly.
Öyle görünüyor ki kimsede değil.
Apparently, no one.
Öyle görünüyor ki, Züppe yine bir numaralar çeviriyor.
- We were told he was in his suite.
Öyle görünüyor ki hepimizi sokağa atacaklar.
It looks like we're all going to be thrown out to the street
Öyle görünüyor ki babam kötüleşiyor...
It seems dad's getting worse
Öyle görünüyor ki kocam seninle yeni programı görüşecek.
Looks like my husband is discussing the new programme with you.
Hâlâ tam bir analiz gerekiyor ama öyle görünüyor ki, seni vurduktan sonra kendini mutlu hissetti.
Marvellous. We still need a complete analysis but it seems he felt an instant of pleasure immediately after shooting you.
Matt, öyle görünüyor ki bunu neden yaptığınızı anlamıyoruz.
Matt, we obviously don't understand why you kids did this.
Öyle görünüyor ki ya patladı ya da bir sonraki Kurtarıcı'yı taşıyorum.
Well, slugger, either it broke, or I'm carrying the next Savior.
Öyle görünüyor ki randevu koparma konusunda oldukça yetenekliyim, ama kendim için değil.
It turns out that I'm skilled at getting a date, provided it's not for me.
Öyle görünüyor ki Tanrı bavulunu toplayıp Springfield'i terk etti.
It looks like God has packed up and left Springfield. Ah, no.
Öyle görünüyor ki, vurulmanın zaman aralığı konusunda hâlâ bazı soruları var.
Apparently, there's still some questions surrounding the timeline of the shooting.
Öyle görünüyor ki, son bir yıl içinde birkaç defa orada bulunmuş.
Apparently, he's stayed there quite a bit over the past year.
Öyle görünüyor ki, bir ilişkileri varmış ve Luke onu herkese söylemekle tehdit etmiş.
Apparently, they were having a relationship... - and Luke threatened to go public with it.
Öyle görünüyor ki, geçen haftaki ateş etme olayı hakkında bir takım tutarsızlıklar varmış.
It appears that there are inconsistencies in the statements... surrounding the shooting last week.
Öyle görünüyor ki VIP odasında birini bulmayı bekliyorsun, olduğu haliyle o kadar harika ki olmalı ki... onu düzeltmen gerekmesin.
It feels like you're waiting to find someone in the VIP room who's, who's so fantastic... just the way she is, that you don't need to fix her.
Öyle görünüyor ki beni köşeye sıkıştırdın.
Well... You seem to have me in a corner here, buddy.
Öyle görünüyor ki, o çocuklar da taşralı avanağın tadına varacaklar.
Looks like those boys are going to get a taste of country dumb.
Güzel, öyle görünüyor ki bir yoldaşın var.
Well, turns out you've got company.
Ama öyle görünüyor ki, durum berabere.
But looks like we've got ourselves a tie.
- Evet, öyle görünüyor ki, Çocuklar için
- They do? - Yes.
Tom, öyle görünüyor ki filmci Michael Moore da "Team America'nın Canı Cehenneme" aracının üstünde zıplıyor.
Tom, it looks like filmmaker Michael Moore is also jumping on the "Fuck Team America" bandwagon.
Öyle görünüyor ki biz yokken,
It seems that while we were away,
Öyle görünüyor ki Bay Gaston'un ilgisi Mars üzerine yoğunlaşmıştı.
But it seems as though Mr. Gaston's interests were focused on Mars.
Öyle görünüyor ki, Kiss sizin açılış sahnenizdi.
Looks like Kiss was your opening act.
Öyle görünüyor ki doğruyu söylemeye çalışma işi hepimize düşüyor, neyi bilip neyi bilmediğimizi söylemek, ve durumlarını iyileştirmek için tüm dünyaya, tüm dünyaya yalan söylemeye razı insanlarla uğraştığımız gerçeğini ortaya koymak...
It seems that it's up to all of us to try to tell the truth, to say what we know, what we don't know, and recognize that we're dealing with people that are willing to... to lie to the world to attempt to further their case.
Öyle görünüyor ki haberler, idaresi güç bir durumda olmalarına rağmen, ortada bir idare etme çabası var.
It seems like there's an effort to manage the news in an unmanageable situation.
Öyle görünüyor ki genç Avustralyalı Aborjinler arasında seks arzusunun en başta gelen objesi anne ya da kız kardeş tarafından temsil edilen ensesttir.
It can be seen that among young Australian aborigines the foremost object of sexual desire... is incestuous by nature, as represented by the mother or the sister...
Daha sonra, daha fazla inceleme yapmamız lazım ama öyle görünüyor ki, en geç Koryo Dynasty'dan.
We'll need to examine more later, but it looks like it's from the Koryo Dynasty at the latest.
Öyle görünüyor ki, terbiyeden habersiz.
He seems to be ignorant of manners.
Öyle görünüyor ki, çıkacağımız uzun bir yolculuk var.
It seems we've a long way to travel.
Öyle görünüyor ki Prof Kisaragi mikro cihaz yapımında ve maddeyi kuark üzerinde bir araya getirmekte başarısız oldu.
It appears Prof Kisaragi failed to make the nano-machines dis - and reassemble matter on a quark level.
Öyle görünüyor ki, bunu huy edinmişsin.
But it seems you're growing a habit too.
Öyle görünüyor ki, sen gençliğinde her türlü mutluluğu yaşadın. Şimdi ise gençlerin sırası gelince Papa'dan daha Katolik olmuşsun.
Excuse me, but it seems to me that you have had all your fun in your youth and now that it is these youngsters'turn you are being more Catholic than the Pope?
- Öyle görünüyor ki hala burada.
- lt seems it's still here.
Öyle görünüyor ki gelecek her şeyiyle kesin olarak belirlenmiş.
It seems to be that the future is completely decided already. Everything is fixed.
Öyle görünüyor ki bu yılki yağmur mevsimi her zamankinden daha uzun olacak.
It appears that in the forecast... This year's rainy season will be... Much longer than normal.
Öyle görünüyor ki, pek de iyi bir adam değilmiş.
Not one of the good guys as it turns out.
Daha sonra öyle görünüyor ki kısa bir süreliğine Gana'daki Mabette kalmış.
Then it looks like he did a short stint with the Sanctuary Alliance in Ghana.
Evet, öyle görünüyor ki şef Grissom seni iyi yönlendirmiş.
Well, it appears Supervisor Grissom counseled you appropriately.
Öyle görünüyor ki senin bayan kocasını Melissa Pooley'den kira alırken (! ) yakalamış.
It seems that the missus caught her husband collecting rent from the late Melissa Pooley.
Ama sonra öyle görünüyor ki gibi kızlar çok sıklıkla bir şey etkisi altında veya başka.
But then it seems like you girls are so often under the influence of one thing or another.
Öyle görünüyor ki bu oyunda şans... geldiği anda geri gidiyor.
Well, appears luck pinches out at this game even quicker than prospecting.
Eğer bu yer uzun zaman önce yok edildiyse, ki öyle görünüyor, o zaman senin burada işin ne?
If this place was destroyed as long ago as it seems to have been... then what are you doing here?
Öyle güzel görünüyor ki.
Wow, that looks so good.
İzafiyet teorisini kabul ediyorsan ki ben ediyorum ve termo-dinamik kuralını ki onu da ediyorum ve hayatın bir amaç uğruna olduğu gerçeğini kabul ediyorsan ki öyle görünüyor. Nasıl tartışabilirsin ki?
If you accept the special theory of relativity which I do and the laws of thermo dynamics which I do and then you throw in the fact that life is conscious which it appears to be, you know, how can you argue?
öyle görünüyor 500
öyle görünüyorsun 16
görünüyor ki 16
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
öyle görünüyorsun 16
görünüyor ki 16
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16