Şizin tradutor Inglês
104,856 parallel translation
Ve Allison artık sizin imanınız değil.
And Allison is no longer your faith.
Ve nefret ederim Doktoru görmek için Iyi iş atık gidin, Bu nedenle yakında sizin için başka bir rol daha bulacağız, Ve bu rüyadan bir başkasına uyanırsın.
And I would hate to see the doctor's good work go to waste, so we'll find another role for you soon enough, and you'll wake from this dream into another.
Sizin güzel bir tanışma hikayeniz var mı?
You two got a meet-cute?
- Umarım bu reçeteli birliktelik sizin için zor olmamıştır. - Holden.
- Holden.
- Bunu sizin için yaptım Josh ve Lucy.
I did this for you, Josh and Lucy!
Konuklarımızdan biri sizin koloninizde kaçırıldı.
_
İşleri doğru şekilde yapmaya devam etmenin sizin için önemli olacağını düşünüyorum.
I would think it'd be important to you to continue to do things the proper way.
"Make-A-Match" ın kurucusu ve CEO'su. Ve size teşekkür etmek istiyorum. Çünkü sizin gibi aşıklar sayesinde biz bunu mümkün kılabildik.
Founder and CEO of Make A Match, and I'd like to say thank you, because it's biogenetic love companions like you that make what we do possible.
Ben sizin babanızım ve ben ne dersem onu yapacaksınız.
I am your father, and you will do what Daddy demands.
Sizin göreviniz üzerinde hiçbir uçağı yoktu.
There was no drone over your position.
Ben sizin için de pancake yapardım.
I made pancakes for you kids.
Umarım sizin için de her şey yolunda gider.
I hope things are going well with you.
Sizin bu konuyla bir ilginiz yok değil mi?
You didn't have anything to do with these, did you?
Rachel'ın sizin aileye özel bir ilgisi var.
Rachel has taken a special interest in your family.
Sizin gibi,
Like you,
Sizin için buradan bakabilirim.
I can look that up for you.
Gezegenimizin sizin gezegeninizden gelen parçalarla mahvolduğunu söylemiştim.
I once told you that my planet was riddled with the corpse of yours.
İnsanları sizin kadar düşünen birini de tanımıyorum Bayan Grant.
And I don't know anyone who cares more about the people than you do, Ms. Grant.
Sizin mutlu olmanızı istiyorum.
I need to know you two are happy.
Genelde sıçıp batıran, sizin çalıştığınız federal hükümetten şüphe duyarım.
I'm suspicious that the folks you work for... the federal government... occasionally fuck up.
Bana sizin probleminiz maddiyatla ilgiliymiş gibi geldi.
It occurred to me that your problem is money.
Annem sizin için bir ödenek hazırlıyor.
My mother is arranging for your allowance to be paid.
Sizin verdiğiniz söz, ülkeyi bir araya getirmekti ki bu yüzden biz de konsey olarak buradayız.
Your pledge was to unite the country which is why you have us on your council.
diğer hanedanlıklarımızın yapacakları ve şu anda, bağışlayın beni Majesteleri ama sizin, geleneklerimizi bile bilmeyen, ömrünü Fransa da geçirmiş bir Gallerli olduğunuzu düşünüyorlar.
I can only tell you what the others of our House will do and now they feel... forgive me, Your Grace, that you are a Welshman who's lived your life in France and does not even know our customs.
Bu sizin için kapanıştı.
That was closure for you.
Sizin gibi insanlar küçük oğlanları sever değil mi?
Now, you people, you like little boys, too, don't ya?
"Sizin gibi"?
"You people"?
Sizin buradan çıkartıyorum.
I'm-a get you outta here.
Hatıralar duvarıma sizin de fotoğrafınızı koyacağım.
I'm gonna put you two boys on my wall of remembrance.
Sizin için sorun olmaz değil mi?
You guys are all cool with this, right?
Sizin çiftçiler gübreleme yapmaz mı?
Your farmers don't fertilize?
Bunun sizin için iyi olacağını düşündüm.
I thought it would be good for you.
Yalnız ormanda olmanız sizin için güvenli değildir.
It's not safe for you to be in woods alone.
Herkes sizin sahip olduklarınıza sahip değil.
Not everyone gets what you have.
Onlar sizin ve aileniz için çok tehlikeliler.
They are very dangerous to you and to your family.
Sizin için de oradayım.
I'm there for you, too.
Sadece Frankie'nin annesi olduğum için şimdi ben fabrikaya gideceğim. Çünkü sizin yaptığınız şey bu.
And now I'm gonna go to the factory, just for being Frankie's mother, because that's what you people do.
Sizin kullandığınız yüz kremlerine koyuyorlar. Kadınların.
And they're putting it into t-the face creams
Sizin kafanız mı güzel çocuklar?
Are you kids high right now?
Hele sizin gibi ne idüğü belirsizler.
Not even you nobodies.
Sizin için ilerleme sayılır.
Yeah, that's progress for you.
Bunu sizin için yapmıyorum kedicik.
I'm not doing this for you, boo boo kitty.
Sizin olsun.
Take'em.
Aslında ben de sizin gibi sadece izliyorum.
Basically, I'm just watching it like the rest of you.
Sizin için hayatımızı tehlikeye attık.
We put our lifes on the line for you.
- Sizin yaptığınızı yapıp onları Dünya'ya geri yollayacağız.
We gonya do same as you. Give'em right back for earth.
sizin kimliğinizi suda bir şey var.
There's something in the water pretending to be you.
Sizin tekrar gitmek.
Your go again.
Bu sizin için Doktor.
That's the Doctor for you.
- Dosyanız aslında sizin Askeri okuldan atıldı.
- Well your file says that you actually got kicked out of military school.
- Kaptan sizin için bir iş önerisi var.
- The captain's got a business proposal for you.
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizindir 39
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin neyiniz var 74
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin neyiniz var 74
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24