English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Ama önce

Ama önce tradutor Espanhol

23,168 parallel translation
Şimdi, size sormak istediğimiz bazı sorular var ama önce...
Ahora, nos gustaría hacerle algunas preguntas, pero primero...
Gerekirse sustur ama önce Medici bankasını ayakta tutmanın herkesin çıkarına olduğunu ona hatırlat.
Si hace falta, compra su silencio. Pero recuérdale que a todos nos interesa la estabilidad de la banca Médici.
Ama önce bu kaşmir atkıyı bir rehinciye vermem gerek.
Aunque tengo que parar primero a devolver esta bufanda.
Beni istediğin kadar suçlayabilirsin ama... Önce yemeğini ye.
Puedes culparme todo lo que quieras, pero... primero come.
Saat 17.00'dan önce üç şehrin oylarını korumanın zor olduğunu biliyorum ama elimizde fazladan...
Bueno, sé que abarca tres condados antes de 17 : 00 es difícil, pero también tenemos que...
Bir saat önce, içinde 200 tane kopyasının olduğu bir kargoyu teslim aldım ama zaten o kitaptan aylardır haberim var.
Hace una hora, me inscribí para una caja que contenía casi 200 copias... pero he estado consciente de ello desde hace meses.
Ama bir kaç ay önce, bir şey oldu.
Pero hace un par de meses, algo sucedió.
Pentagon gecikme problemini halletmemiz için durmadan sıkıştırıyordu ama dediklerini yapsaydık on seneden önce ürünü piyasaya sunamazdık.
El Pentágono ha estado machacando para arreglar el problema del retraso, pero si seguíamos sus normas, tardaríamos diez años en sacarlo al mercado.
Valensiyalıları kuzenimin oyuncak cephanesiyle yenemeyeceğimiz kesin ama teslim olma koşulları hep savaştan önce bildirilir.
Estaremos bien. Claro, no podemos vencer a los valencianos con el ejército de juguete de mi primo, pero siempre se ofrecen los términos de la rendición antes de una batalla.
Val gitmeden önce bunun üzerinde çalışıyordu ama...
Val estaba trabajando en eso antes de salir, pero...
Ticari gemi sinyali var ve AIS'e göre bir balıkçı teknesi ama daha önce gördüğümüz 3 gemiden biri değil.
Emite una señal comercial, se identifica como un barco de pesca, pero no uno de los tres barcos que habíamos visto antes.
Ama benim için durum pek öyle değildi. Sonunda Önce İlgi'den yardım alarak yaşamaya başladım.
Eso no es lo que me pasó a mí, así que acabé viviendo en Care First como usuario.
Önce İlgi'nin bekleme listesindeki insanlar bile benim odamda uyuyabilirdi ama ben uyuyamazdım.
La gente de la lista de espera de Care First podría dormir en mi habitación, pero yo no.
Ama evini satışa çıkarıp Silver Lake'de bir yere taşınmadan önce belki de diğer seçenekleri konuşmalıyız.
Pero antes de que... pongas a la venta tu casa y te mudes a otra en Silver Lake... Tal vez deberíamos discutir alternativas.
Daha önce düşünmediğimiz ama beğendiğimiz fikirler sunan insanlara hayalperest deriz.
Decimos que una persona es imaginativa... si se le ocurren ideas que nosotros no pensamos... y, aun así, admiramos.
Daha önce de erotik asfiksi görmüştük, ama bu farklı.
Habíamos visto asfixia erótica antes, pero esto es distinto.
Sana daha önce söyledim demekten nefret ediyorum, ama, biliyor musun?
Odio tener que decirles que se los advertí, pero ¿ saben qué?
Ama tekrar onlara ulaşmanın bir yolunu bulabileceğimize inanıyorum verecekleri türden bir yardımı almanın daha önce verdikleri gibi.
Creo que podemos encontrar la manera de volver a contactarlos para poder recibir el tipo de ayuda que antes daban.
Bir süre önce kızdındım, ama dürüst olmak gerekirse tatlı bir çift oldunuz
Estaba muy enojado hace un rato. Pero tengo que ser sincero, hacen una bonita pareja.
Ama gelmeden önce evde içiyorlarmış.
Habían bebido en su casa.
Soygun, birkaç saldırı uygunsuz davranış, mülke izinsiz girme. Ama hepsi yedi yıl önce kesilmiş gibi.
Robo en tiendas, un par de agresiones, embriaguez y desorden público, allanamiento de morada... pero todo parece haber terminado hace unos siete años.
Ama daha önce başıma böyle bir şey gelmemişti.
Pero nunca antes he tenido que lidiar con algo así.
Eminim hepimiz Bay Cooperman'ın bir an önce iyileşmesini diliyoruz ama davanın sürekliliği açısından kendisinin ifadesi alınmadan devam etmek durumundayız.
Aunque todos deseamos una rápida recuperación del Sr. Cooperman, el caso tiene que continuar, lo que significa que tenemos que seguir sin el testimonio del Sr. Cooperman.
Gelirin olmadığına yemin etmiştin, ama az önce on bini çöpe attın.
Me juró que no tenía ingresos, pero dona diez mil como si nada.
Daha önce görememiştin, ama şimdi görüyorum.
Nunca lo había visto antes, pero ahora sí lo veo.
Evet ama daha önce kimse bunu yapmayı seçmedi.
Sí, pero nadie ha hecho eso voluntariamente.
Tamam, Doktor, sana bunu daha önce söylediğimi sanmıyorum ama kanla aram pekiyi değildir.
Bien, Doc, no creo que te haya dicho esto antes, pero no me encanta la sangre.
Hadi ama. Daha önce kimse böyle söylememişti.
Ahora vamos, nadie ha dicho eso de mi trabajo.
15 dakika önce aynı çamın yanından beşinci kez geçince aklıma geldi ama aştım bunu.
Lo pensé hace 15 minutos cuando pasamos por quinta vez por ese abeto, pero ya lo he superado.
Önce sana sormam gerekirdi, biliyorum ama sormadım. Coachella'da siz gittikten sonra.
En Coachella luego de que te fueras.
Evet. Aslında, buldum. Ama ondan önce bir şeyler mi yesek?
Sí, bueno... así es... pero, ¿ por qué no almorzamos primero?
Ama belki de önce senin yaptığının bir farkı var mı bana onu söylemelisin.
Pero tal vez primero deberías decirme si lo que estás haciendo es diferente.
Ama iki hafta önce haklı olduğumu da düşünüyorum.
Pero también creo que tenía razón, hace dos semanas.
Beni mazur görün ama daha önce masamda hiç canlı biri oturmamıştı, hayata geri dönen birini saymıyorum bile.
Tienes que perdonarme, pero nunca, o sea nunca he tenido a alguien vivo en mi mesa, y aun menos a alguien resucitado.
Ama, siz Sinyorlar, bugün burada muazzam işi tamamlayacaksınız. Çok uzun zaman önce yapılmalıydı.
Pero Signore, estáis aquí hoy para acabar la gran obra iniciada hace tanto tiempo.
Kader önce bize nazik değildi ama şimdi farklı.
El destino no nos fue grato, pero ahora puede ser diferente.
Ama iki hafta önce yeni heybe almıştı.
Pero él compró esa alforja hace dos semanas.
- Bilmiyorum ama sokakta dolaşmaman lazım önce.
- No lo sé, pero tengo que evitar que te vean.
First John 4 : 19 dedi ki, bizse seviyoruz çünkü önce O bizi sevdi..
El 4 : 19 del primero de Juan dice que amamos porque Él nos ama primero.
Dostum götlük yapmak istemiyorum ama daha önce söylediğim gibi, ben böyle iyiyim.
Oye, amigo, no es mi intención ser un idiota, pero como dije antes, estoy bien así.
Bir yıl kadar önce, en büyük oğlu Harold satmak istemiş ama Ned buna karşı çıkmış.
Hace como un año su hijo mayor, Harold, quiso venderlo, pero Ned no estaba de acuerdo.
Ama daha önce onların hepsine sahip oldum ve beni hiçbir zaman mutlu etmediler.
Pero yo he tenido esas cosas y nunca me hicieron feliz.
Ben veteriner değilim ama bence bunun farkına varması onu parazitlerden önce öldürmüştü.
No soy veterinario. Pero darse cuenta de eso podría haberla matado antes de que los parásitos pudieran hacerlo.
Beş dakika önce filtrede sıkıntı yoktu ama.
Mi filtro funcionaba bien hace cinco minutos.
Onu daha önce görmüştüm. Ama... Bilmiyorum.
La he visto antes, pero... no lo sé.
Tüm gün işkembeden sallamanı dinleyebilirim. Ama tüm kariyerin tepetaklak olmadan önce yaklaşık 30 dakikan var.
Podría pasarme el día escuchando tus gilipolleces, pero tienes una media hora antes de que toda tu vida se vaya a la mierda, ¿ vale?
Evet. Bir ay önce yine itiraf etmeye çalıştım ama Hector adamlarıyla birlikte beni engelledi.
Sí, intenté contártelo hace un mes, pero Héctor y su gente me lo impidieron.
Panikledim ama siz gelmeden önce polise teslim olmak üzereydim.
Me entró el pánico, pero juro que iba a entregarme cuando aparecisteis.
Bir süre sonra öldü ama ölmeden önce bana Toto'yu verdi.
Murió no mucho después... pero antes de morir, me dio a Toto.
Yeni tanıştığımızı biliyorum ama daha önce hiç kimse için böyle duygular beslememiştim.
Sé que recién nos conocemos... pero nunca sentí esto por nadie.
Yolculuğunuzu böldüğüm için üzgünüm ama az önce benzinlikten kaçarken gördüğümüz arabayı takip etmeliyim.
Lamento mucho interrumpir su viaje pero necesito requisar este autobús para seguir al coche que hemos visto huir de la gasolinera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]