Başkan yardımcısı tradutor Espanhol
3,187 parallel translation
Başkan yardımcısının kulağına konuşmalıyım.
Necesito la oreja de la vicepresidenta.
- "Post" gazetesi. - "Başkan yardımcısı ve ekibi'sağlam'hareketler yapıyor."
Solo el ¨ Post ¨. "Actos de las hermanas Vice vigorizan las movidas"
Başkan Yardımcısı Selina Meyer.
Vicepresidenta Selina Meyer.
- Bayan Başkan Yardımcısı?
- ¿ Señora vicepresidenta?
- Başkan Yardımcısı'nın ofisi.
- Oficina de la vicepresidenta.
- Ben Başkan Yardımcısı.
- Aquí la vicepresidenta.
- Hayır, ben Başkan Yardımcısı'yım.
- No, no, yo soy la vicepresidenta.
- Bayan Başkan Yardımcısı.
- Señora vicepresidenta.
Bayan Başkan Yardımcısı, bu General Mercer.
Señora vicepresidenta, soy el general Mercer.
Silahlar ateşlendiğinde gürültü çıkaracak, Bayan Başkan Yardımcısı bu yüzden küfretmeyin.
Cuando se saquen las armas será ruidoso, señora vicepresidenta, así que no diga tacos.
- Başkan yardımcısıyla konuşalım.
- Vamos a hablar con la vice.
Efendim, bazen iyi şeylerin gerçekleşmesi için bir başkan yardımcısının kötü şeyleri yapması gerekir.
Señora, la vicepresidenta a veces tiene que hacer cosas malas para que sucedan buenas cosas.
Başkan yardımcısı Henry Hughes.
El Vicepresidente Ejecutivo Henry Hughes ;
Bu durum, zorbalık önleme birliğinin başkan yardımcısı olan Perfecto Telles'in dikkatini çekti.
Esto llamó la atención de Perfecto Telles, vicepresidente del equipo de estudiantes antibravucones.
Arthur Schumacher'i çağırıyoruz, Thief'in pazarlama başkan yardımcısı.
Llamamos a Arthur Schumacher, VP de mercadotecnia de Thief.
- Bayan Başkan Yardımcısı.
- Señora Vice Presidenta.
Yeni dış işleri portföyünden dolayı başkan yardımcısının ofisinde çok coşkulu bir ortam var efendim.
La oficina de la vice está pegada con el nuevo portafolio de política exterior, señor.
Başkan yardımcısı, sağ kulağını ovduğunda yardımcısı önemli bir telefon geldiğini söylüyor.
" Cuando la VP frota su oreja derecha, un ayudante le dirá que tiene una llamada importante que debe atender.
Mike, başkan yardımcısı, dönen bir domuzun önünde Yahudilerle dayanışma içinde olduğunu duyuruyor.
Mike, la VP está expresando solidaridad con los judíos en frente a un cerdo giratorio.
Jonah, başkan yardımcısını domuzdan uzaklaştır.
¿ Cuál es su Jonah-emergencia? Jonah, mueve a la vice del lado del cerdo.
Kongre üyesi, önümüzdeki birkaç gün içerisinde başkan yardımcısıyla sakin bir görüşme istiyor.
Al congresista le gustaría tener una conversación muy educada con la Vice presidenta en los próximos días.
- Başkan yardımcısına geçmişte tanık olmuş olabileceği herhangi bir dengesiz davranışımdan ötürü özür dilediğimi iletmeni istiyorum.
Necesito que le haga saber a la vice que solo quería disculparme por el comportamiento errático que pudo haber presenciado en el pasado de mi parte.
Adımı sikik programına koy ve başkan yardımcısıyla birebir görüşme ayarla hemen!
Solo pon mi puto nombre en tu puto horario y dame un cara a cara con la vice, ¡ ahora!
- Bayan Başkan Yardımcısı.
- Señora Vice presidenta.
- Rahatsız ettiğim için özür dilerim Bayan Başkan Yardımcısı. Ama yaklaşık 25 dakika içerisinde rehine durumunu konuşacağız.
- Siento llamarla, Señora Vice presidenta pero vamos a discutir la situación de los rehenes en aproximadamente 25 minutos.
- Teşekkürler Bayan Başkan Yardımcısı.
- Gracias, Señora Vice presidenta.
Mesela, bağımlı komşun veya Başkan Yardımcısı Joe Biden.
El colgado de tu vecino, o el Vicepresidente Joe Biden.
Hem kaç tane lise öğrencisi kristal bir dünyadaki kristallerin prizmatik ilişkilerinden sorumlu başkan yardımcısı olduğunu söyleyebilir ki?
Después de todo, ¿ cuántos estudiantes pueden presumir de ser nombrados... Vice Presidente de detalles prismáticos... en un cristal de tazas de cristal?
Jang Su-ki, Goldmoon'un şu andaki başkan yardımcısı.
Jang Su-Ki, actual vicepresidente de Goldmoon.
Koskoca Goldmoon'un başkan yardımcısını bu pejmürde batakhaneye çağırıyorum.
Me siento fatal citando al vicepresidente de Goldmoon en este antro.
- Bence birileri Claire Danes'i dinlemeye başlamazsa Amerika, başkan yardımcısı olarak bir teröristi seçecek.
- Pienso que América está a punto de elegir a un terrorista como vicepresidente si alguien no empieza a escuchar a Claire Danes.
Beyler, yasalara göre yetki sırası, sırasıyla Başkan başkan yardımcısı ve dışişleri bakanıdır. İdareyi başkan yardımcısına devretmek istiyorsa bu kararı başkanın bizzat vermesi gerekmektedir ve verecektir de.
Constitucionalmente, caballeros, tienen al Presidente al vice-presidente, y al Secretario de Estado, en ese orden, y el Presidente debe decidir si quiere transferir el mando al Vicepresidente,
Şu andan itibaren, Beyaz Saray'da yetki bende. Şu anda başkan yardımcısının dönmesini bekliyoruz ve onunla temas halindeyiz.
Por lo pronto, estoy en control aquí en la Casa Blanca pendiente del regreso del Vicepresidente y en permanente contacto con él.
Biz müsteşar yardımcılarıyız, başkan yardımcısının ofisinden geliyoruz.
Somos Subjefes del Departamento de Estado de la oficina del Vicepresidente.
Böyle bir günde, bir sürü yanlış anlaşılmalar ve yanlış bilgilendirmeler yaşanabilir. Başkan yardımcısının olaylardan tam anlamıyla haberdar olduğundan emin olmak bizim görevimiz.
En un día como hoy, puede haber mucha falta de comunicación como falta de información, y es nuestro trabajo hacer certero que el Vicepresidente conozca qué está pasando.
Bu da başkan yardımcısının ofisine ait bir rozet.
Aquí tiene un prendedor de la Oficina del Vicepresidente.
Kaynaklarımız, şu ana dek başkan yardımcısından resmi bir açıklama alamadı.
Las fuentes han sido incapaces de llegar a un comunicado oficial sobre el Vicepresidente todavía.
Ancak Başkan Yardımcısı Bush'un direk olarak Beyaz Saray'a gittiğini biliyoruz.
Sin embargo, entendemos que el Vicepresidente Bush se está dirigiendo directo a la Casa Blanca.
Veraset sırasına göre, başkan yardımcısı ve Saray sözcüsü yetki alacaktır.
La línea de sucesión corre a través del Vicepresidente y el Presidente de la Cámara Baja.
Müşterek kurmay başkanları heyetinin istihbarattan sorumlu olan o zamanki başkan yardımcısına bir CSETI birifingi ayarlayabildim.
Fui capaz de organizar una junta informativa del CSETI para el entonces subdirector de inteligencia.
Belediye Başkan Yardımcısı.
Teniente de Alcalde.
Başkan Yardımcısı Biden 72 yaşındaydı.
El Vicepresidente Biden tenía 72 años.
Bir keresinde başkan yardımcısının başka birinin "latte" sini aldığını gördüm.
Una vez vi al vicepresidente llevarse el café de alguien.
Mellie, başkan yardımcısı, tarım bakanı, kim olursa.
Mellie, la vicepresidenta, el secretario de agricultura...
Başkan yardımcısı Lyndon Johnson, John Fitzgerald Kennedy'nin... Dallas'daki suikastinin ardından başkanlık görevine getirildi.
El Vicepresidente Lyndon Johnson presentó juramento ayer como el Presidente número 36 de los Estados Unidos a continuación del asesinato de John Fitzgerald Kennedy en Da...
Bölgesel hizmetler başkan yardımcısı.
Vice Presidente, Servicios Regionales.
Tek kelime : "başkan-yardımcısını-derhal - buraya-getir-toplantımız-var-amına-koyayım".
"Traigan-a-la-vicepresidenta-aquí-ahora - mismo-tendremos-una-puta-reunión".
Başkan Adam West'in yardımcısı, başkanın evinde bıçaklanmış hâlde bulundu. Doğru Tom.
Un ayudante del alcalde Adams West ha sido encontrado muerto apuñalado en la casa del alcalde.
Başkan Adam West'in yardımcısı, başkanın evinde bıçaklanmış hâlde bulundu.
Un ayudante del alcalde Adams West ha sido encontrado muerto apuñalado en la casa del alcalde.
Hank Tully belediye başkanı yardımcısı görevi için çok uygun.
Hank Tully como vicealcalde es la más urgente.
Belediye başkanı yardımcısı.
Vicealcalde.
başka 730
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir şey yok 82
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir şey yok 82