English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Ben yaşlı bir adamım

Ben yaşlı bir adamım tradutor Espanhol

191 parallel translation
Ben yaşlı bir adamım hayatım ama bazı şeylerde abarttığımızı düşünüyorum.
Y atrevida. Puede que sea demasiado viejo, pero quizá vamos demasiado lejos.
Ben yaşlı bir adamım, ve ölene kadar da yaşayacağım.
Soy un viejo que vivirá hasta que muera.
George, senin en çok sevdiğim yanın da bu. George, ben yaşlı bir adamım ve insanlar benden nefret ediyor.
George, soy un hombre viejo y casi todo el mundo me odia, pero a mí tampoco me gustan ellos, de modo que estamos en paz.
Lütfen, ben yaşlı bir adamım.
¿ Donde fue? ¡ Por favor! Soy un hombre viejo.
Sevgili, ben yaşlı bir adamım.
Querida, soy un hombre viejo.
Tabi ki, ben oldukça gururlanabilirdim. Ama diğer yandan, ben yaşlı bir adamım.
Por supuesto, yo me sentiría halagado pero claro, yo soy más mayor.
Ben yaşlı bir adamım.
Soy un anciano.
Ben yaşlı bir adamım.
Soy un hombre mayor.
Albay Travis,... ben yaşlı bir adamım,... ama siz haksızsınız.
Coronel Travis, yo soy un viejo... pero usted está equivocado.
Ben yaşlı bir adamım. Nerede öldüğüm fark etmez.
a mi me da igual dónde morir.
Gördüğün gibi tatlım, ben yaşlı bir adamım...
Como ves, querida,
Ben yaşlı bir adamım ve eğer ölürsem burada öleceğim.
Soy un hombre mayor y si tengo que morir... - Moriré aquí
Ben yaşlı bir adamım, Selina.
Estoy viejo, Selina.
Ben yaşlı bir adamım, siz ise bir tanrıça kadar güzelsiniz.
Es una hermosa diosa.
buraya gelmeden önce ne yaptığımı biliyordum, ben yaşlı bir adamım yaşayacağım kadar yaşadım.
Ya sabía lo que estaba haciendo cuando vine aquí. Ya estoy viejo, Ya viví mi vida.
Oh, ben yaşlı bir adamım.
Oh, Soy un hombre viejo.
Ben yaşlı bir adamım ve gittikçe daha da yavaş bir hal alıyorum.
Ya soy viejo y por eso soy un poco lento.
Ben yaşlı bir adamım.
Soy perro viejo.
Ben yaşlı bir adamım.
- Soy un hombre viejo.
- Ben yaşlı bir adamım, Peder...
- Soy un hombre mayor, Padre.
"Ama ben, Joshua Winthrop, ben yaşlı bir adamım..." ".. ve ağaçlar çok yavaş büyüyor. "
Pero yo, Joshua Winthrop, soy un hombre viejo y los árboles crecen muy lentamente.
Ben yaşlı bir adamım. Oturmuş lanet bir kutudan domates yiyorum.
Soy un viejo y estoy comiendo tomates guisados de una lata.
Ben yaşlı bir adamım.
Ahora soy un hombre viejo.
Ben yaşlı bir adamım.
Soy un hombre viejo.
Yapma, Bay Parker, ben yaşlı bir adamım.
Oh. Por favor. Por Sr. Parker.
Ben yaşlı bir adamım be.
¡ Por Dios, soy un hombre mayor!
Ben yaşlı bir adamım.
Pero yo soy un viejo.
O yüzden size soruyorum... İvan Petrovich, Yelena İlya İlyich, anne... Ben yaşlı bir adamım, yaşının farkında olan yaşlı bir adam "manet omnex una nox" yani ; zamanı gelince hepimiz gideceğiz.
Así que les pido a ustedes Iván Petrovich, Yelena Ilya Ilyich, mamá un hombre viejo, un hombre enfermo, un hombre que sabe por su edad manet amnes una nox que tiempo y sazón nos ocurre a todos.
Ben yaşlı bir adamım.
Soy un viejo.
- Ernest, ben orta yaşlı bir adamım.
Soy un hombre de mediana edad.
Yaşlı sade adam masumdu, tamam. Fakat ben bir çeteye bilmeden bulaşmıştım
El tipo era inocente, pero ayudé a una banda a atraparle.
Sevgili çocuğum, ben yaşlı ve hasta bir adamım.
Estoy viejo y enfermo.
Ve ben de yaşlı bir adamım.
Y yo soy un hombre viejo.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
Soy demasiado viejo para hacerme ilusiones sobre la constancia de las mujeres o para preocuparme por eso pero si tus intrigas amenazan mis planes esa es otra historia.
Ben yaşlı ve pis kokan bir adamım, hatırladın mı?
Sólo soy un viejo y huelo mal, ¿ recuerdas?
Ben yetişkin bir adamım. Yaşlı keçiler sık sık geri dönüp melerler.
El viejo cabrón que llevas dentro asoma su cara horrible y te mira.
Ben sadece yaşlı bir Türk ve devlet adamıyım..
Soy un turco viejo y político...
Ben genç karısı olan yaşlı bir adamım. Ve gençlerin hiç tanımadığı tüm aptallıkla onu seviyorum.
Soy un viejo con una esposa joven... y la amo con la locura que un joven jamás conocerá.
Muhterem dostum, Ben artık yaşlı bir adamım.
Querido amigo, Ya soy un hombre viejo.
İşte. Gördün mü? Çirkin, korkunç, mızmız yaşlı bir adamım ben.
Te lo he dicho, soy un viejo horrible, gruñón y muy feo.
Ben yaşlı, hasta bir adamım.
Yo soy un hombre viejo y enfermo.
Ben yaşlı ve hasta bir adamım.
Estoy viejo, cansado y enfermo.
Ben kavgacı yaşlı bir adamım.
Soy un viejo cascarrabias.
Ben zavallı, yaşlı bir adamım, gözlerim bulanık görür, burnum kırık.
Soy un pobre viejo, veo poco, mi vista está velada, huelo mal.
Bir tanesi ben arabadayken yaşlı bir hanımı ezdi. Şimdi de bu adam dolandırıcılıktan tutuklandı.
Uno atropelló a una vieja conmigo en el coche y a éste lo buscaban por fraude postal.
Şeytan olarak ortaya çıkışın, batıI inançlı yaşlı bir gitaristi, bir cadıyı ve yaşlı, deli bir adamı korkuttu diye, ben de mi korkacağım sanıyorsun?
¿ Crees que me asustas en tu papel de demonio, sólo porque asustaste a un guitarrista viejo y supersticioso, a esa bruja y a ese viejo loco? ¿ Crees que me asustas?
- Ben iyi, yaşlı bir adamım.
Soy un viejito lindo.
- İçten içten ağlayan sanırım. - Bak, ben sadece yaşlı bir adamım.
- De los que, en el fondo, están llorando.
Ve ben bunun içine saklanmaya çalışan yaşlı bir adamım sadece.
Y yo soy solo un viejo que intenta esconderse en ella.
Ben yaşlı bir adamım.
Soy viejo.
"Bana sahte dualar etme ben aptal ve yaşlı bir adamım."
" No os burléis de mí. Soy un pobre y débil anciano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]