Ben yapmam tradutor Espanhol
2,559 parallel translation
- Ben yapmam.
- Yo no.
- Ben yapmam gerekeni yaptım.
Hice lo que tenía que hacer.
Ben hata yapmam.
Y no cometas errores.
Yapmam ben öyle şey.
- ¡ No he hecho tal cosa!
Ben kedi dövüşü yapmam.
Yo no me meto en pelea de gatas.
Dediğim gibi, ben kırtasiye malzemesi yapmam ama bu adam bana nakit olarak 20,000 dolar para ödedi. Parça başına 5,000 dolar.
Como ya les dije, normalmente no hago artículos de escritorio, pero este tipo me pago 20 mil dólares en efectivo, cinco mil dólares por cada una.
Ben, Maw Maw'ın yaptığı boktan şeyleri giyerdim. Maw Maw, Delilah'a altı hafta boyunca arkadaşlık yapmamı istedi.
Tenía los mejores conjuntos, mientras yo llevaba los trapos que hacía Maw Maw.
Caroline ve Megan... Onlara yaptığım şeyler... Ben sadece masum olduğumu kanıtlamak için ne yapmam..
Caroline y Megan lo que les hice es sólo que no sabía de qué otra forma demostrar que yo era inocente.
- Ben yolculuklarımı öyle yapmam. O zaman seninle yolculuk yapmak istemiyorum!
- ¡ Entonces no quiero viajar contigo!
Müdürün planı şöyle sanırım, ben istihbarattaki çalışma ortamını görmem, senin işini kavramam ve bunu aldığın maaşın yarısıyla yapmam için buraya gönderildim.
Supongo que el plan del director es que asimile vuestros conocimientos de la Agencia... y luego os reemplace por la mitad del sueldo.
- Ben de yapmam.
- Yo no.
İnsanlar benden hep hoş şeyle yapmamı ve kek falan pişirmemi beklediler ama ben diğer yolu seçtim.
Bueno, la gente siempre espera de mí que haga bonitos desfiles y haga galletas y toda esa mierda, pero, más o menos, fuí por otro camino.
Ciddiyim, ben böyle şeyler yapmam.
e-e-enserio yo no hago cosas como estas
Ben yine evde kalırım, bir şey yapmam.
Me quedaré aquí haciendo nada, otra vez.
Ben ve karım Bonnie şey yapmamız serbest olan ünlülerin listesi var. Tamam. Bilirsin.
Bueno, mi esposa Bonnie y yo, tenemos una lista de famosos con los que podríamos, ya sabes.
Ben ezilenleri korurum, Ray. Sizin gibi adalet bekçiliği yapmam.
Soy parcial con los oprimidos, Ray, no con un agente del orden público, como tú.
Son günlerde bana pek çok ziyarette bulundun, Ben de telefonuna dönüş yapmam gerektiğini düşündüm.
Me has hecho tantas visitas recientemente, que creí que debía devolverte la visita.
Ben böyle yapmam ama. Tamam, galiba hepsini hakladım.
¡ Yo no!
İnsanları ilgilendiren haberler yapmamı istediler, ama bildiğiniz gibi ben insanlarla ilgilenmem. Siz hariç hanımlar.
Querían que cubriera historias de interés humano, pero ya sabéis que no tengo interés en los humanos.
Ben makyaj yapmam.
¿ Nunca?
Neyse. El tutma, sarılma birçok insan için pek de bir şey ifade etmez. Ama... ben bunu yapmam.
De todas formas... lo de ir de la mano y abrazarse no significaría nada para la mayoría de las personas, pero... yo no hago eso.
Ben hiçbir şey yapmamış olsaydım, sen hapiste olabilirdin.
Si yo no hubiera hecho nada, ahora estarías preso.
- Ben hayatta böyle bir şey yapmam.
- Nunca haría algo así.
Bakın, her neyse, paraya ihtiyacım vardı. Ben de doktora gittim, o da bana salgına yakalandığımı diyet yapmamı ve homeopatik ilaç kullanmamı söyledi.
Mirad, de todos los modos, necesitaba el dinero, así que fui a ese médico que me dijo que podía controlar el brote con una dieta y con medicinas homeopáticas.
İyi ki ben yapmamışım.
- Me alegro que fueras tu y no yo.
Keşife liderlik etmesini kabul ettim, ve o da mümkün olduğu kadar çabuk dönüp biyopsiyi yapmamı kabul etti, ama ben...
Yo estuve de acuerdo con dejarlo ir al reconocimiento, y el acordo dejarme hacerle la biopsia tan pronto regresara.
Ama ben bu yüzden yapmamıştım.
Pero eso no es por qué lo hice.
Ama o yapmamıştı. Ben yapmıştım.
Pero no lo hizo.
Sadece ne yapmamı istiyorsan söyle, ben de yapayım.
Sólo dime qué quieres que haga y lo haré.
Bence öyle bir şeyi hiçbir şarkıda yapmam ben.
Puede que jamás de los jamases hiciera eso.
Ben YÖŞ'e hastalıklı yaratıklarla savaşmak için katıldım ve sen beni yeğenine bebek bakıcılığı yapmam için yolluyorsun.
Me uno a la UTF para luchar contra una epidemia de monstruos, y ¿ usted me manda a hacer de niñera de su sobrina?
- Ben olsam ben de yapmam.
- Yo no lo habría hecho.
Ben senin üstünüm. Ne diyorsam onu yap. - Yapmam.
Soy tu superior, sigue vigilando.
Ben olsam öyle yapmam.
Bueno, no es así como me gustaría proceder.
Ama benim yapmam gereken bir şey daha var ve sen bunu bilmeyeceksin çünkü ben harikayım.
Claro que hay una pequeña cosa que tengo que hacer que no puedes saber, Porque soy adorable.
Ben asla hata yapmam, kardeşim.
Yo no cometo errores, hermano.
Ben de pek parti yapmam Yani içerim falan işte
Yo tampoco. No me gusta festejar demasiado. Ya sabes, bebery sólo, sólo -
Yumruk kavgası istedi, şu var ki ben yumruk kavgası yapmam.
Quería una pelea, sólo que yo no peleo a golpes.
Ve son olarak soruna gelirsek... Hayır, ben snowboard yapmam.
Así que para responder a tu pregunta... no, no hago snowboard.
Tek yapmam gereken destek olmak ve yakıştığını söylemekti ama bu noktadan sonra, ben de kafayı yemiştim ve...
Todo lo que podía hacer era apoyarla y decirle que es preciosa, pero como a esas alturas, yo también estaba loca ya, dije...
Ben de yapmam.
Yo tampoco.
Ben dedikodu yapmam.
Guardo mis cosas para mí, yo...
Ben öyle şey yapmam.
No, yo no haría... Yo no haría eso.
Ben en yakın arkadaşıma bunu asla yapmam! Hey! Tamam.
Eh, vale, las drogas son mías.
- Ben gevezelik yapmam.
- No riño.
Yani benim, ama Bieber'a kalp yapmam ben!
Digo, soy yo, ¡ pero amo a Bieber!
Ben bunu yapmam.
Bueno, no estoy haciendo esto.
- Hayır, ben taklit yapmam.
- Bueno yo no, nunca he fingido.
Aslında ben teslim etmedim - ama teslim etmesi için bir arkdaşıma verdim uçuştan önce biraz alışveriş yapmam gerekiyordu.
Ya sabes, en realidad, no... pero se lo di a un amigo para que lo llevara... - Tuve que hacer algunas compras antes del vuelo.
Ben... biraz para ödünç almak istedim ama üvey annesi tam bir kontrol manyağı ve Darren da yapmamamı söylemişti, o yüzden bunu onlardan gizli yapmamız gerekiyordu.
Quería que me prestara algo de dinero, y su madrastra es una obsesa del control y Darren ya me lo había negado, así que teníamos que hacerlo sin que ninguno de ellos lo supieran.
Olmaz, ben almayayım. Yapmam gereken işler var.
Tengo que hacer unos recados.
yapmamalısın 52
yapmam 83
yapmamalıydın 32
yapmam gereken bir şey var 27
yapmam gereken işler var 42
yapmam gereken bir iş var 17
yapmam gerekeni yaptım 16
yapmam gereken şeyler var 19
yapmamalıyız 22
yapmamız gereken bu 19
yapmam 83
yapmamalıydın 32
yapmam gereken bir şey var 27
yapmam gereken işler var 42
yapmam gereken bir iş var 17
yapmam gerekeni yaptım 16
yapmam gereken şeyler var 19
yapmamalıyız 22
yapmamız gereken bu 19
yapmamalısınız 16
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yaşlıyım 30
ben yapacağım 68
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yaşlıyım 30
ben yapacağım 68