English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bir kere

Bir kere tradutor Espanhol

18,267 parallel translation
Salona sadece bir kere gittim, arabada oturup Us Weekly okuyorum.
Fui una vez al gimnasio y me senté en el auto y leí US Weekly.
Bir kere daha.
Una vez más.
- Tamam, bir kere daha.
- Vamos, uno más.
Bir kere daha, nefes al hadi.
Una vez más, respira.
Bir kere de iyi bir şey yap hayatında.
Haz algo bueno por alguien por una vez.
Bir kere söylemen yeter.
No tendrás que repetírmelo.
Ama sen, bir kere olsun ona kahve götürmedin.
Y ni una vez le llevaste un café a ella.
Bir kere, kadının yatağında işin ne?
No tenías nada que hacer en...
Ağzından "her şey" çıktı bir kere.
En realidad usó la frase "cualquier cosa".
Belki bir kere olmuştur.
Quizá una vez.
Denedim bir kere. Zaten uğrunda didindiğim mülkümü elimde tutmayı tercih ederim.
Y además, prefiero aferrarme a mis ansiados bienes.
Annesi onunla bir kere yatmış.
Su mamá se acostó con él una vez.
Çevir ve üzerlerine bir kere bastır.
Una sola vuelta, y no las aplastes tanto.
Onunla bir kere golf karşılaşmasında tanıştım.
Lo conocí una vez en un evento de golf.
Beşinci yasaya başvurma hakkınız yok, Yani size bir kere daha soracağım.
No tiene el derecho a invocar a la Quinta Enmienda, así que se lo preguntaré otra vez.
Ulaşmayınca da, bir kere daha gözden geçirdiğini düşündüm.
Y como no llegaron, creí que lo estabas pensando mejor.
Bir kere veririm ama sonra gideceksin.
Cogemos, pero luego te vas.
Yıllarca temiz kalmış eski bir uyuşturucu bağımlısının,... bir kere yanlış yaptığında, eski haline dönmesi kaçınılmazdır.
Cuando un exdrogadicto, por muchos años que lleve limpio, recae una sola vez, la recaída es fatal...
Sadece bir kere dahi olsa annemi görebilseydim... Bunun için elimdeki her şeyi verirdim.
Si yo pudiera ver a mi madre solo una vez más, daría todo lo que tengo por ello.
Bir kere daha döndürebilirsin.
Míralos otra vez.
Seni bir kere oynarken gördüm... New York filarmoni için, Bay Kim.
Lo vi tocar una vez para la Filarmónica de Nueva York, Sr. Kim.
Bir kere son deneyelim.
Intentémoslo, una última vez.
Bir kere yakalandığımda elimde onun malı vardı. Ama onu ele vermedim.
Yo estaba con él, una vez cuando me arrestaron y no le delaté.
Bir kere özür dileye gör, devamı gelir de gelir.
Si te disculpas una vez, lo harás otra y otra y otra.
- Bir kere de açıklaman gerekmesin.
Por una vez, no deberías tener que explicar...
Sana bir kere söylersem bir daha bu bilgiyi geri alamam.
Y si te lo digo, no podré hacer que lo olvides.
Otobüste öpüşmüştük bir kere.
Nos lo montamos una vez en el autobús.
Parmağımı bir kere yapıştırıcıya sıkıştırdım diye fare mi oldum?
¿ Solo porque una vez se me quedó atrapado... el dedo en una ratonera soy un ratón?
Sadece bir kere soracağım. Kim adına çalışıyorsun?
Voy a preguntarlo solo una vez. ¿ Para quién trabajas?
Bir kere kar fırtınasında eve sandalyeyle gittim. Yani evet.
Una vez fui a casa en silla durante una ventisca.
- Aslında bir kere oldu ama yanlış alarmmış.
En realidad ya pasó una vez, pero fue una falsa alarma.
Dikkatli vur dostum, bir kere yeter.
No te pases con los dings, amigo. Con uno vale.
Ayrıca bugün kendimi bir kere yukarı çekebildim.
También hice una dominada entera.
Sonra bir kere daha vurmak zorunda kaldım çünkü daha ölmemişti, sonra da bir sıkıntı kalmadı.
Dios sabe, así que tuve que hacerlo de nuevo, porque aún estaba viva y entonces... parecía que estaba bien después de eso.
Bana bir kere daha çivilenirsin...
- Llámame'Garras'una vez más.
Bağ bir kere kırıldı mı her şey parçalara ayrılır.
Si se rompe un solo hilo se desarma todo.
Vay, bir kere bile mücadele etmeden gidiyor musun?
Una pelea, y te vas de aquí.
Yeni şeyler isteyen sensin bir kere.
Eres tú quien quiere material nuevo, ¿ no?
Sizi bir kere daha uyarıyoruz!
- Te advertimos de nuevo.
Bir kere daha ıslık çal da ne yapıyorum gör!
¿ Quién hizo eso? Silba otra vez para que veas.
Bir kere, sonra da bitiyor.
Uno y ya está.
Bir kere Devon'a gidince dünyanın en kötü ikinci adamısın. Birincilik çoktan alındı.
Una vez que vayas a Devon, eres el segundo peor hombre del mundo, el primer lugar ya está cogido.
Bir kere daha.
Una más.
Bir kere o bebek, bu sacmaliklarin hicbirini anlamiyor.
Es una nena. No recuerda nada de esta mierda.
Bir kere de evde birakip Taco Bell'e gittim.
Un día, fui a Taco Bell, y la dejé en casa.
Seks yapmadım, ama geçen hafta bir gün dokuz kere mastürbasyon yaptım.
No he tenido sexo, pero la semana pasada me masturbé como nueve veces en un día.
Ve ben bir başak başını görmek, daha bin kere ölürüm!
¡ Y moriré mil veces mas, para ver tu cabeza en una estaca!
Hastalarına kaç kere, bir hata yapmış olmalarının... ikinciyi yapmalarına gerek olmadığını söylemek zorunda kaldın?
¿ Cuántas veces les has dicho a tus pacientes que porque hayan cometido un error no quiere decir que vayan a cometer dos?
Metroda bir adamı boğazından 46 kere bıçakladığın için içeri girdin. - Şekilmiş.
Entraste por apuñalar a un hombre en el metro 46 veces en la tráquea.
- Verebileceğini biliyorum ama çektiğim o aptal bira reklamı günde 100 kere falan oynuyor, çok para kazanıyorum ve en iyi arkadaşıma bir içki almak istiyorum, tamam mı?
Sé que puedes, pero ese estúpido anuncio de cerveza que hice Está jugando como cien veces al día, Y estoy haciendo un montón de dinero,
Bir yıl önce birkaç kere seviştik.
Follamos como hace un año. Como un par de veces.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]