Bir şey daha vardı tradutor Espanhol
450 parallel translation
Devam et. - Evet, bir şey daha vardı.
Sí, y hubo otra cosa.
Ve bir şey daha vardı hayatım boyunca hissetmediğim bir şey.
Y hubo algo más... algo que no supe en toda mi vida.
Başka bir şey daha vardı.
Había algo más.
Size sormak istediğim bir şey daha vardı?
Hay una cosa más que me gustaría preguntaros.
Bir şey daha vardı efendim.
Oh, una cosa más, señor.
O arabada başka bir şey daha vardı.
Había otra cosa en ese carro.
Aldo, dün akşam konuşmamız gereken başka bir şey daha vardı.
Aldo, ayer por la tarde había otras cosas que tú y yo teníamos que habernos dicho.
Bir şey daha vardı ama unuttum.
Decía otras cosas, pero ya no me acuerdo.
Kulağa ilginç gelmeye başladı. Belki gelen başka bir şey daha vardır.
Puede que algo crezca en su interior.
İkisi de Picasso seviyordu. Bir şey daha vardı. Monique ona âşıktı.
A ambos les gustaba Picasso y había algo más ella estaba enamorada de él.
Başka tuhaf bir şey daha vardı.
Y había otra cosa extraña.
Tahkik ettiğim bir şey daha vardı, Doktor.
Y verifiqué una cosa más, doctor.
- Bir şey daha vardı.
Y la otra cosa, señor...
Şimdiye dek çöl savaşında açıkta kalan cenahtan yapılan taarruzlar belirleyici olmuştu. Ancak El Alameyn'de, Rommel'in düşünmesi gereken bir şey daha vardı.
Hasta el momento, el líquido estrategia guerra en el desierto siempre comienza un flanco abierto, pero en El Alamein, Rommel hubiera a considerar una táctica diferente.
Başka bir şey daha vardı...
No se moje. Averigüé una cosa más.
Sonra... dikkatini dağıtan başka bir şey daha vardı. Çok daha dikkat dağıtıcı...
Y luego... había otra distracción... mucho más perturbadora.
Bana hizmetlerini sunmaya çalışmasının ötesinde elde etmeye çalıştığı bir şey daha vardı.
Además ln para tratar de ofter me sus propios servicios, ella estaba tratando de obtener algo más.
Bir şey daha vardı.
Y había algo mas.
Okuduklarımızın içinde bir şey daha vardı...
Pero había, había algo más en lo que habiamos leído...
- Ezberimde olan bir şey daha vardı.
Quiero hacer algo que ensayé mentalmente.
Bir şey daha vardı.
Sólo hay una cosa más.
Bir şey daha vardı, ışık gibi.
Había otra cosa, como una luz.
Bir şey daha vardı.
Hay algo más.
Körlükten daha kötü şeyler vardır. Hiç kimse bir şey yapmazsa, bilgi cahillikten daha korkunç olabilir.
La ignorancia es mejor que saber y no poder hacer nada.
- Yaklaşıyoruz, Watson. - Bir dakika, bir dakika. şurada bir şey daha vardı.
Caliente, Watson.
Kafamda daha önemli bir şey vardı.
Tenía algo más grande en mente.
İyi bir silahtan daha güzel olan sadece iki şey vardır.
Sólo hay otras dos cosas más hermosas que una buena pistola.
Ama hepsi bu değil.Bir şey daha vardı.
Había que seguir.
Bir başkasının ölümünü görmekten daha cesaret ve gayret verici... çok az şey vardır.
Pocas cosas son más estimulantes y alentadoras... que ver morir a alguien.
Belki yapacağınız daha iyi bir şey vardır?
¿ Tal vez tienes algo mejor que hacer?
" Daha yanına alacağın bir sürü şey vardı ; ama almadın. Şimdi bunları düşünmenin zamanı değil.
" Debiste haber traído muchas cosas que no has traído,... ahora no es el momento de pensar en lo que no tienes.
Philadelphia'lı bir avukattan daha kurnaz olan bir tek şey vardır...
¿ Sabes? Sólo hay una cosa más astuta que un abogado de Filadelfia :
Ama başka bir şey daha vardı.
- Y hay otra cosa.
Sizden daha fazla bir şey istemeyeceğiz, ama... her zaman bir ama vardır, ve eminim, siz de bunun bilincindesinizdir,
No pedimos nada más de vos, pero, siempre hay un "pero", como seguro que sabréis.
Mekanın bir atmosferi vardı, daha önce hiç hissetmediğim bir şey.
Fue algo muy especial, que no había sentido nunca.
Bir şey daha vardı.
- Hay una cosa más.
Ah, bir şey daha vardı!
Por cierto, me había olvidado...
Bir şey daha vardı.
había algo más.
Dile düşmekten daha beter bir şey vardır o da, dile düşmemek.
Sólo hay una cosa peor que el que hablen de ti... y es que no hablen de ti.
Kafamda bundan daha etkili bir şey vardı.
Bueno, pensaba en algo más fuerte que eso.
Orada bataklıkları kurcalayan birkaç akılsız holigan daha vardı ama onlar bir şey bilmiyordur.
Hay un par de rufianes tontos en la ciénaga... pero ellos no sabrían nada.
Yoksa yapacağı daha önemli bir şey mi vardı?
o tenia algo mas importante que hacer?
Sanırım yapacağı daha önemli bir şey vardı.
Pienso que tenia algo mas importante que hacer.
Kirli bir mutfak, çok eski bir tava ve bir kaç şey daha vardı.
Al entrar había una cocina... sucia, con una sartén vieja y algunos otros cacharros.
Subay istihkakını yürütmekten daha kötü bir şey vardır
Sólo hay una cosa peor que robar raciones de la sala de oficiales.
Mutlaka bir şey daha vardır.
Seguro que hay algo más.
Adanın diğer tarafına, Martı Koyundan otele... giden patikaya doğru koştu. Bu arada yapması gereken bir şey daha... vardı.
Vuelve corriendo hasta alcanzar el camino desde la bahía Gull hasta el hotel, pero aún le quedaba una tarea :
Bundan daha büyük. Büyük. Ve içinde bir şey vardı.
Era más grande, era muy grande y algo dentro que parecía un huevo pero no podía ser un huevo no podía ser un huevo...
Çok genç olmak diye bir şey yoktur dostum sadece daha yaşlı olmak vardır.
Ben mi buen amigo, no hay tal cosa de ser muy joven. Es solo que tú eres muy viejo.
hava alanında ceplerinizi boşalttığınızda, anahtarlarınız, kaleminiz çakmağınız ve bir kaç şey daha vardı.
Cuando vació los bolsillos en el aeropuerto las llaves estaban con el bolígrafo, el encendedor y otra cosa.
İyi bir sihir hilesinden daha fazla hoşuma giden tek bir şey vardır Sihirbazın yaptığını ortaya çıkarmak...
Sólo hay una cosa que me gusta más que un buen truco de magia... averiguar cómo lo hacen los magos...
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46