Bir şey yapmalısın tradutor Espanhol
395 parallel translation
"Ona sahip olacaksın, ama önce benim için bir şey yapmalısın"
"La tendrás, si haces algo por mí"
Benim için bir şey yapmalısınız.
Quiero que haga algo para mí.
Bir şey yapmalısınız.
Tienen que hacer algo.
Önce benim için bir şey yapmalısın.
Primero, debe hacer algo por mí.
General Scott onu kurtarmak için bir şey yapmalısınız.
General Scott, debe hacer algo para salvarlo.
Jeeter, bir şey yapmalısın.
Jeeter, tienes que hacer algo.
Bir şey yapmalısın.
Scott, debes hacer algo con esa chica.
Benim için bir şey yapmalısın.
Necesito que me hagas un favor.
Bu konuda bir şey yapmalısın delikanlı. Yoksa sen yapmadıysan, olay hayli tuhaf görünecek.
Tiene que hacer algo porque sería extraño que no lo hiciera.
Çocuk bende kalmayacak, bir şey yapmalısın.
- Así que haz algo. - ¿ Hacer qué?
Bir yolunu bulmalısın. Bir şey yapmalısın.
Casi se encuentra a sí misma y hemos de hacer algo.
Bir şey yapmalısın.
Debes hacer algo.
Sizi korumak için bir şey yaparsam, siz de karşılığında bir şey yapmalısınız.
Pero si debo hacer algo para protegerle, debe corresponderme.
Bak, bir şey yapmalısın, biliyorsun.
Mira, tienes que hacer algo, ¿ sabes?
Bunlara da bir şey yapmalısın.
Y haga algo con esto.
Lanet evet, o benim kuzum, ve sen bu konuda bir şey yapmalısın.
Asi es, Es mi cordero. Y usted tiene que hacer algo al respecto.
"Dünyayı daha kötüye gitmekten kurtaracak bir şey yapmalısın, belki de yok olmaktan."
"Tienes que construir algo que mantenga al mundo en su lugar, sin ir mas lejos."
Sözünü tutacağını ve arkasında duracağını gösteren bir şey yapmalısın.
Haga algo para que sepa que lo promete.
Bir şey yapmalısın.
Por cierto, ¿ hicimos algo?
- Bir şey yapmalısınız.
- Tiene que hacer algo.
Lionel, bir şey yapmalısın.
Lionel, debes hacer algo.
Onlar için hemen bir şey yapmalısınız.
Tiene que hacer algo ahora mismo.
- Bir şey yapmalısın şerif.
- Haga algo, sheriff.
- O gemiye bir şey yapmalısın!
- ¡ Deshágase de esa nave!
Bir şey yapmalısın.
T ¡ enes que hacer algo.
Eğer kalkmak istiyorsan benim için bir şey yapmalısın.
Si te quieres levantar tienes que hacerme un favor.
Benim için bir şey yapmalısın Dillon.
Dillon, tienes que hacer algo por mí.
Bir şey yapmalısınız.
Usted debe hacer algo.
Üzgünüm Anjin-san fakat bir şey yapmalısın.
Lo siento, Anjin-san, pero debes hacer algo.
Bu konuda bir şey yapmalısın, Edgar.
Tiene que hacer algo al respecto, Edgar.
Benim için bir şey yapmalısın.
Quiero pedirte algo.
Bir şey yapmalısın!
- ¡ Seguro que sí!
Al, bir şey yapmalısın.
Al, tienes que hacer algo.
Arabada sapıklık yapma. Benim için bir şey yapmalısın.
Tú y Marci no pueden hacer cosas raras en el auto.
- Ama benim için bir şey yapmalısın.
- Pero tienes que hacer algo por mí.
Bir şey yapmalısınız.
¡ Hagan algo!
Romantik bir şey yapmalısın.
Hacer algo que grite romance.
- Bir şey yapmalısın.
- Tienes que hacer algo.
Bir şey yapmalısın.
Hagamos algo.
Bir şey yapmalısın Harry.
Tienes que hacer algo, Harry.
Ama benim için bir şey yapmalısın.
Está bien. Pero debes hacer algo por mí.
Ama önce benim için bir şey yapmalısın.
Solo tienes que hacer algo por mí primero.
- Will, benim için bir şey yapmalısın.
- Will, necesito que hagas algo por mí.
Ross şu çiftleşme olayıyla ilgili bir şey yapmalısın.
Debes hacer algo.
Dinle, şimdiye kadar senden hiçbir şey istemedim fakat bu kez Roberto'nun serbest kalması için bir şeyler yapmalısın.
Escucha, nunca te he pedido nada,... pero esta vez tienes que hacer algo para liberar a Roberto.
Sana bir şey yapmanı söylediğimde, onu mutlaka yapmalısın.
- Debes obedecerme.
Bir şey yapıyorsan, onu en iyi şekilde yapmalısın.
Si hay que hacerlo, mejor hacerlo bien.
Beni ilgilendirmez ama bir şey yapacaksanız mutlaka yapmalısınız.
No es asunto mío, pero... si vas a hacer algo, deberías hacerlo ya.
Bir şey yapmalısın. Gerçekten çok kötü durumda ve bu senin suçun.
- Tienes que hacer algo.
Doğru bir şey yapmak istiyorsan, kendi başına yapmalısın.
No hay mejor remiendo que el del mismo paño.
Babası olarak, bence onunla açık ve dürüst bir konuşma yapmalısın, şey hakkında.
Creo que, como padre, deberías hablar sinceramente con él sobre ya sabes.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46