Bir şeyin var mı tradutor Espanhol
1,150 parallel translation
Korunmak için bir şeyin var mı?
¿ Tienes protección?
A.J., söyleyecek bir şeyin var mı?
A.J., ¿ tienes algo que decir?
Başka bir şeyin var mı?
¿ Tienen alguna otra cosa?
Benlik bir şeyin var mı?
¿ Qué tienes para mí?
Pis zenci. Şimdi diyecek bir şeyin var mı?
¿ Tienes algo que decir ahora?
Diyecek bir şeyin var mı?
¿ Tienes algo que decir ahora? - ¡ Dios!
Söyleyecek bir şeyin var mı?
¿ Tienes algo que añadir?
Herk, hiç ekmeğin ya da yiyecek bir şeyin var mı?
Herc, ¿ tienes un poco de pan? ¿ O comida de cualquier clase?
Bütün bunlardan sonra kendini savunmak için söyleyecek bir şeyin var mı?
¿ Tienes algo que decir en tu favor?
Şu zinciri kesecek bir şeyin var mı?
¿ Tienes algo para cortar las esposas?
Kullanabileceğim özel bir şeyin var mı? Sadece sana özel?
¿ Tienes algo que sea personal que pueda usar?
Bir de resim veya karakalem çizimi. Öyle bir şeyin var mı?
Fotos, identificación, ¿ cualquier cosa?
Bana söyleyecek bir şeyin var mı?
¿ Tienes algo que decirme?
Taşıyabileceğim bir şeyin var mı?
¿ Tiene algo para poder llevarlo?
Senin saklayacak bir şeyin var mı, şef?
- ¿ Tiene algo que esconder, jefe?
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı?
¿ Tienes alguna cosa por la cual vivir?
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı?
¿ Tienes alguna razón por la cual vivir?
Merhem ya da onun gibi bir şeyin var mı?
Seguro que miraste.
Diyecek bir şeyin var mı? Evet.
¿ Tienes algo que decir?
- İçecek bir şeyin var mı?
- ¿ Tienes algo para beber?
- Kullanışlı bir şeyin var mı?
- ¿ Las tiene a mano?
Başka bir şeyin var mı ki?
¿ Tienes otra cosa?
- Bana söyleyecek bir şeyin var mı? - Yok.
¿ Tienes algo que decirme?
Yapıştırıcı gibi bir şeyin var mı?
¿ Tienes pegamento o algo?
- Benim için bir şeyin var mı?
- ¿ Tienes algo para mí? - Nada nuevo.
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı?
¿ Aún tienes algo por qué vivir?
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı?
¿ Aun tienes algo por qué vivir?
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı?
¿ Aún tienes por qué vivir?
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı?
¿ Tienes por qué vivir?
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı?
¿ Aún tienes algo por lo qué vivir?
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı?
¿ Qué haces aquí? ¿ Aún tienes algo por qué vivir?
- Chris evin saymazsak vaat ettiklerini karşılıyan başka bir şeyin var mı senin? - Ouch.
¿ No hay nada que te compense aparte de tu casa?
Bunlara ekleyecek başka bir şeyin var mı?
¿ Quieres añadir algo más?
Söyleyecek bir şeyin var mı?
¿ Tienes algo qué decir?
Cezan infaz edilmeden önce söyleyecek bir şeyin var mı?
¿ Tiene algo que decir antes de cumplirla?
Benim için bir şeyin var mı?
- ¿ Tienes algo para mí?
- Benim için başka bir şeyin var mı?
¿ Tienes alguna otra cosa para mí? Homer, ¿ sabes lo que es esto?
İçecek bir şeyin var mı?
¿ Tienes algo de beber?
Kendine söyleyecek bir şeyin var mı?
¿ Qué tienes que decir?
Bir şeyin var mı? - Ne oldu?
¿ Qué pasó?
Bir şeyin bozulması için nakil odasında oturup beklemek nasıl sıkıcı hiç fikrin var mı?
Así que mejor empieza a tomar en serio nuestras demandas.
Bu şeyin çalışması için herhangi bir şansın var mı?
¿ Puede hacer que esto funcione?
Corinth'e doğru gideceğiz ve söylediği şeyin bir anlamı var mı diye bakacağız.
Marcharemos hacia Corinto y veremos si lo que él está diciendo tiene algún sentido.
Yaptığım her şeyin bir sebebi var.
Hay una razón para todo lo que hago.
Bu şeyin bir karşılığı var mı?
¿ Va a haber recompensa?
Bir şeyin var mı?
¿ No estás bien?
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı? Güzel şehrimin yakılıp yıkıldığını düşünmekten kendimi alamıyorum.
- Pienso en mi hermosa ciudad en llamas.
Uğruna yaşayacak bir şeyin var mı? Güzel şehrimin yakılıp yıkıldığını düşünmekten kendimi alamıyorum.
Pienso en mi hermosa ciudad en llamas.
Bir konferansım var derim, senin de şeflikle ilgili bir şeyin olabilir.
Yo tendré una conferencia y tú una feria de chefs.
Bana söyleyecek bir şeyin olmadığını biliyorum, ama benim söyleyecek bir çift lafım var.
Sé que no tienes nada que decirme, pero yo tengo un par de cosas que decirte.
Konuşacak başka kimseyi bulamıyorum..... ve anlatacağım bir sürü ilginç şey var. Bir şeyin ya da birinin son baskısı gibi hissediyorum.
No puedo encontrar a nadie más con quien hablar y estoy tan lleno de información interesante
bir şeyin yok 95
bir şeyin yok ya 29
var mı 248
var mısın 123
var mısın yok musun 30
var mıydı 25
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şeyin yok ya 29
var mı 248
var mısın 123
var mısın yok musun 30
var mıydı 25
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26