English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Böyle şeyler işte

Böyle şeyler işte tradutor Espanhol

196 parallel translation
- Böyle şeyler işte. Ben...
No pensé que de verdad se hiciera eso.
Böyle şeyler işte.
Cosas como ésas.
Böyle şeyler işte.
- No dejas de decirle cosas así.
Sinir düğümleri, böyle şeyler işte.
Ganglios. Cosas como ésas.
Böyle şeyler işte.
Me dijo esa clase de cosas.
En sevdiği yemekleri pişiriyorum. Böyle şeyler işte.
Cocínale su plato favorito.
Böyle şeyler işte.
Ese tipo de cosas.
Sokağın köşesinde dikilip konuşan, iş arayan... ama bulamayan tipler, böyle şeyler işte.
Eso es sólo alguien parado en la esquina de la calle hablando... tratando de encontrar un trabajo, entonces no puede encontrar un trabajo, ese tipo de cosas.
Sonra da gülerlerdi. ( Vietnamca ) Böyle şeyler işte.
Y se reían y decían "¡ Americali!".
Beyaz Saray'da. Böyle şeyler işte.
Le gustaría pasar el verano en el dormitorio Lincoln de la Casa Blanca.
Grafiti yaptım, öğretmenler tuvaletini su bastı. Böyle şeyler işte.
Pinté unas paredes- - inundé el baño de los profesores.
İstatistikler hakkında bir bölüm olacak bir bölüm yöntemler hakkında, bilirsiniz işte Batı ve Güney Blot analizleri, böyle şeyler işte.
Habrá una sección de estadísticas. Otra de metodología : "western blot", "southern blot", ese tipo de cosas.
Evet, yani ezberlemem gereken çok şey var iksirler, büyülü sözler böyle şeyler işte.
Sí, así que debo memorizar muchas cosas pociones, encantamientos, ese tipo de cosas.
Çatlayacağım madam... beni deliye çeviren böyle küçük şeyler işte.
En pocas palabras, Madame, son pequeñas cosas como esa, las que me vuelven loco.
Böyle şeyler oluyor işte.
Estas cosas suceden, ya sabe.
Senin için böyle şeyler yapmak hoşuma gidiyor.İşte gidiyoruz.
Disfruto haciendo cosas por ti. Ahí vas.
Böyle şeyler müzmin bir bekara keşke evlenseydim dedirtiyor işte.
Eso hace desear a un soltero ser casado.
Şey, bu şeyler işte böyle, Ronald.
Siempre es así.
İşte böyle şeyler majestelerinin çok hoşuna gider.
Cosas como ésta son las que más agradan a su majestad.
İşte olur böyle şeyler.
Esas cosas pasan.
Yazı-çizi isleri değil de böyle şeyler iste.
Cosas así, lo opuesto a trabajos de papeleo.
- Böyle dışarıda kalmak, canını sıkmıyor mu senin? - Öyle bir şeyler işte.
Algo tengo que hacer.
Açıkçası dibe çökmüştüm Bu işte olur böyle şeyler
Estaba en un punto bajo, tengo que admitirlo.
Bu işte böyle şeyler olur.
Forma parte del trabajo.
Oluyor işte böyle şeyler.
Estas cosas pasan.
İşte böyle Franz. Gördüğün gibi dünyada böyle trajik şeyler olur.
Ya ves, Franz... cuántas tragedias pueden pasar en este mundo.
Erkekler. Senin bildiğin gibi takım elbiseli, kravatlı olanlar değil. İşte böyle bir şeyler.
No esos tipos que vemos con traje y corbata... y todo eso.
Ah, hayır, olur böyle şeyler. İşte, bilirsin, kendiliğinden, gerilmekten.
Oh, no, sucede a veces justo así, ya sabes, espontáneamente, por la tensión interior.
İşte, bomba, mermi, çeltikler Vietnam, böyle şeyler.
La granada, la menta, los arrozales. Los vietnamitas, y tal.
Gelincik olmaması gerekiyordu, ama bilirsin işte böyle şeyler olur.
Se suponía que no estarían rabiosas, - pero ya sabes cómo pasan estas cosas.
Böyle bir işte herkes bir şeyler alır.
Todos sacan algo de cada operación.
Böyle şeyler yapmam. İşte bu yüzden birlikte çalışmamalıyız.
Es por eso que no podemos trabajar juntos.
İşte böyle şeyler.
Cosas asi.
Sonsuza kadar inkar ettiğinde işte en korkunç şeyler böyle oluyor.
Además, así vienen las cosas peores. Y te arrepientes de por vida.
Yokluğunda böyle aptalca şeyler yapıyorum işte.
Verás, hago cosas tontas como esa cuando no estás alrededor.
Yoklugunda böyle aptalca seyler yapiyorum iste.
Verás, hago cosas tontas como esa cuando no estás alrededor.
- Evet, böyle şeyler oluyor işte.
Sí, estas cosas suelen pasar.
- Nasıl böyle şeyler düşünüyorsun? ! - İşte hokka burada.
- ¿ Cómo puedes pensar en eso?
Bak, bilmeni istediği şey, erkekler bazen böyle şeyler yaşar. Bilirsin işte, şu göğüsten çıkan yaratık olayı gibi. Bu oldukça yaygın bir durumdur.
Mira, lo que él quiere que sepas es, verás... los hombres a menudo tienen esta cosa... ya sabes, esta criatura explotando del pecho... eso es muy común, debido a un montón de, ya sabes...
Böyle şeyler işte.
Pero no corras.
- Ben böyle şeyler yerim işte :
- Yo como chuletas de primera.
Böyle şeyler söz konusu olduğunda, yapabiliyorum işte.
Cierto. Cuando se trata de una de esas cosas, sé que las sé.
Başına işte böyle şeyler gelir!
Hijo, esto es lo que acontece cuando jodes a un extraño!
Tahmin edilemeyen patlamalar ve böyle şeyler işte.
Cosas por el estilo.
Bunun, senin cinsel hayatını mahvettiğini söylersin. Böyle bir şeyler söylersin işte. Tanrım.
Dirás que destrozó tu vida sexual, o algo así.
Aynen, yaşlandığında böyle şeyler oluyor işte.
Sí, eso es lo que ocurre cuando te pones viejo.
Böyle şeyler işte.
Esa clase de trabajo.
-... işte böyle şeyler.
Cosas así.
İşte böyle şeyler.
Cosas como ésas.
İşte böyle şeyler.
Hay muchísimas cosas así.
Her işte böyle şeyler olur.
Eso sucede en cualquier trabajo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]