Bılmıyorum tradutor Espanhol
37 parallel translation
Şubat'ın ortasındayız... ve sınavlara 4 ay var... seni bir daha ne zaman görürüm bılmıyorum.
Mediados de febrero... y tengo cuatro meses hasta los exámenes Nunca sé cuándo o si voy a verte.
Size katılmıyorum.Bıçak Barelli'yi öldürmek için kullanıldı... sonra da madam Lilli'yi.
Lamento discrepar. El cuchillo que asesinó a Barelli luego mató a la Sra. Lilli.
Tarafından yapılmış portremi miras bırakıyorum.
"pintado por el distinguido Sir John Nettle."
Bırakılmış! Bu Almanları anlamıyorum.
Libre. ¿ Quién entiende a los alemanes?
Bu konu neden ikimize bırakılmıyor anlamıyorum.
Por amor, por preocupación.
Bıyıklılara bayılmıyorum ama... Ondan hoşlandım.
No me enloquecen los hombres con bigote, pero... me gustan.
Bakıyorum Sam Stone bırakılmış.
Veo que Sam Stone fue liberado.
Bak üzerimize bir bebek kalmasına bayılmıyorum ama en azından para bırakma nezaketini göstermiş.
No me entusiasma tener un hijo, pero fue un detalle dejar dinero para su manutención.
Tamam. Onu şimdilik orada bırakıyoruz. Ama, o geri dönene kadar, bu monitörün önünde ayrılmıyorum.
De momento se quedará ahí, pero no me moveré hasta que regrese.
Hâlâ Karma'ya inanıyorum. Eğer golf topu yüzünden cezalandırılmıyorsam,... ... neden kötü karmanın peşimi bırakmadığını biliyordum.
Sigo creyendo en el karma, y si no era por lo de la pelota de golf, por otra cosa se me estaba castigando y creia saber por que.
"Geriye kalan mülkümü, bütün finansal varlığımı, bütün arazilerim ve içindekileri hayatımın tek gerçek aşkına bırakıyorum... benim için yaratılmış olan kadına..."
El resto de mis bienes, incluídos acciones y bonos, todas mis propiedades y contenidos, serán para el verdadero amor de mi vida. La mujer con quien quería estar.
- Sıkıştırılmış kumkuat? - Onları bırakmaya çalışıyorum.
- No tomo muchas últimamente.
Neden kaçmıyorum, Sonunda tarlaya bırakılmış olmama rağmen?
¿ Por qué no corro, ahora que me han liberado en el campo?
22 Mannix Sokak'taki mülkümü, Janelle Margaret'e ve Tracey Heart'e eşit olarak paylaştırılmış şekilde bırakıyorum.
DEJO TODAS MIS PROPIEDADES A JANELLE MARGARET HEART
Anlıyorum, tamamen devre dışı bırakılmış.
lo han debido desconectar.
- Katılmıyorum. Ayrıca ben onları bırakmadıkça sen alamazsın.
No puedes hacerlo hasta que yo haya terminado.
Devredışı bırakamıyorum. Ateşleme sürgüleri donatılmıyor.
Las cerraduras pirotécnicas no se quieren armar.
Buna bayılmıyorum, Ian, ama bana başka seçenek bırakmadın.
No me gusta esto, Ian, pero no me dejas opción.
Gio'nun benden hoşlanmasından bana ne, ben ondan hoşlanmıyorum ki. Ve sert bir dilde yazılmış bir notla ona beni rahat bırakmasını söyleyeceğim.
No me importa si le gusto a Gio, porque él no me gusta, y le voy a decir que me deje en paz en una nota muy fuerte.
Sizi tanımıyorum fakat gözleriniz sakat bırakılmış biri olduğunuzu gösteriyor.
Yo no te conozco pero te miro alos ojos y te veo mutilada como mujer.
Hotch, tamam bazen yaptıklarını sorguluyorum ve katılmıyorum ama bu ekibi bırakman için bir gerekçe değil.
Hotch, mira. Sí, está bien. A veces no estoy de acuerdo con tus acciones pero no es suficiente para que te vayas de este equipo.
"Tuğladan inşa edilmiş bu şehri mermerden yapılmış olarak bırakıyorum."
Dijo : " "Encontré una ciudad hecha de ladrillo y la dejé hecha de mármol" ".
Clark, yüz üstü bırakılmış gibi hissettiğini anlıyorum ama hala bunu neden yaptığını bilmiyoruz. Ayrıca güçlerini gün batımında geri alacağını söyledi.
Clark, sé que te sientes como si hubieras sido diseccionado pero aún no sabemos cuál es su intención pero él si dijo que recuperarías tus poderes cuando se oculte el sol.
İlaçları bırakıyorum çünkü kendimi kuşatılmış hissediyorum.
Dejo los medicamentos porque me hacen sentir asfixiada.
Sanıyorum kalbin kırılmış ama seni bırakmak istemiyorum.
Me imagino que te rompieron el corazón pero no quiero dejarte ir.
Ama dipnotlarda Letan'a bırakılmış bir yorum var.
Pero en las notas al margen... se atribuye un comentario a Letan.
Demek artık dışarıda bile bırakılmıyorum.
Conque ya ni soy el que queda al margen.
Benim için bırakılmış bir şey olduğunu sanmıyorum.
Bueno, no creo que haya nada más para mi.
Neden serbest bırakılmıyorum?
¿ Por qué no me ponen en libertad?
LGBT'yi bırakma konusunda yazdıklarına hiç katılmıyorum.
Detesto lo que dijiste de dejar el término LGBT.
Taksi ve limuzin şirketinde binlerce kayıtlı limuzin var ama bunlar renklerine göre ayrılmıyor, ben de "B" planı üzerine çalışıyorum.
La comisión de taxis y limusinas tiene registradas miles... pero no por colores, así que pasé al Plan B.
Anlıyorum ki karın deşme olaylarından beş yıl önce aileniz küfürlü mektup akınına maruz bırakılmış.
Tengo entendido que cinco años antes de los ataques... su familia fue objeto de una campaña de cartas abusivas.
B : katılmıyorum.
B : Estoy en contra.
A : katılıyorum B : katılmıyorum.
A : Estoy de acuerdo, B : Estoy en contra.
A : katılıyorum, B : katılmıyorum.
A : Estoy de acuerdo, B : Estoy en contra.
Devre dışı bırakılmış. Ama şu an GPS geçmişini toparlıyorum.
Está desconectado pero estoy recuperando el historial del GPS mientras hablamos.
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum efendim 100
bilmiyordum 699
bilmiyor 92
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum efendim 100
bilmiyordum 699
bilmiyor 92
bilmiyorsun 241
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyoruz 277
bilmiyordu 23
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125
bilmiyor muydunuz 35
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyoruz 277
bilmiyordu 23
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125
bilmiyor muydunuz 35