English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ D ] / Daha yaklaş

Daha yaklaş tradutor Espanhol

1,692 parallel translation
Daha yaklaşıyor.
Se acerca más.
Biraz daha yaklaşın.
Acérquese más.
Biraz daha yaklaş.
Acércate,
Banka hesaplarımızı doldurun, böylece kanser ve çürümelere bir adım daha yaklaşırsınız.
Mejore nuestra cuenta bancaria... y nosotros mejoraremos su oportunidad de cáncer y deformidad.
Şimdi, burayı imzalayın. Kanadalı olmaya bir adım daha yaklaşıyorsunuz.
Firma aquí y estarás algo más cerca de ser canadiense.
Bir adım daha yaklaşırsan, ölü bir kız arkadaşın olur.
Si te acercas un centímetro más, tendrás una novia muy muerta.
Biraz daha yaklaşırsan diğer tarafımdan çıkacaksın.
Porque te acercas y no estás en la otra punta de mí.
Biraz daha yaklaş.
Más cerca.
Bu dersi bir kere öğrendin mi, Eric Matthews'i kurtarmaya bir adım daha yaklaşırsın.
Una vez que se aprende esta lección te hallarás un paso más cerca a salvar de verdad a Eric Matthews.
Sadece oraya çıkıp futbolumuzu oynarız ve kısmetse Eyalet Şampiyonluğu'na biraz daha yaklaşırız.
Simplemente estamos aquí para jugar al football, y, si Dios quiere, estar a un partido más cerca del Estatal.
- Her gün randevuya... bir adım daha yaklaşıyoruz.
Cada día que pasa nos acercamos más a esa cita.
Eğer bir adım daha yaklaşırsan seni öldüreceğim.
Una pulgada más cerca de ella y voy a matarte. - ¡ Por favor!
Biraz daha yaklaş.
Un poquito más.
Biraz daha yaklaşırsan kızım biber gazıyla banyo yaparsın.
Te atreves a acercarte, chica, y te rociaré el trasero con pimienta, ¿ Me escuchaste?
Ancak yaklaşık 50 yıl önce, bir adam benden çok daha yükseklere çıktı ve tamamen farklı bir atmosfer tecrübesi yaşadı.
Pero hace casi 50 años, un hombre fue mucho, mucho más alto que yo, y experimentó la atmósfera de una manera completamente diferente.
Bu dalga muhtemelen 25 km. daha ilerleyecek ve dakikada yaklaşık 400 bin metre küp su taşıyacak.
La ola probablemente va a viajar 25 kilómetros y va a mover alrededor de 400.000 metros cúbicos de agua cada minuto.
İşlerine yaklaşımları daha farklı olamayacakken, ortak bir şeyleri vardı.
Aunque las aproximaciones hacia sus respectivos trabajos no podrían haber sido más diferentes, tenían una cosa en común.
Öncelikle hava yaklaşık bir buçuk Fahrenheit daha sıcak olacak.
No fue mi culpa. Intenté llamarlos, enviarles regalos.
Ölüme ne kadar yaklaşırsam, o kadar yaşamak istiyorum, hayat için daha da aç oluyorum.
Cuanto más me acerco a la muerte más quiero vivir más hambriento de vida estoy.
Yaklaş, daha yakına gel!
Ven, ven, ven, ven. Ven más cerca. Más cerca.
Ben bir bilgi göremiyorum. Daha çok yaklaş!
No veo nada de información. ¡ Haz más!
Başlangıcın o belirsiz anına gittikçe daha da yaklaşıyordu.
Acercándose cada vez más al momento inarticulado del comienzo.
Erkek ayı saldırmak için daha da yaklaşır, ... ve Seela umutsuz bir hareket yapar.
El oso polar se aproxima para atacar y Seela se decide por un acto desesperado.
Yaklaşık yarım saatte bir yoruluyor ama bir ay öncesine göre çok daha iyi.
Se cansa después de una media hora pero está mucho mejor que hace un mes.
ve onu yarısı kadar adam olman.. ... yaklaşık 20 yıl daha aldı.
Y te llevará a ti unos 20 años más llegar a ser la mitad de lo que él era a tu edad.
Evet, daha muhafazakâr bir yaklaşımla devam etmeye karar verdiler.
Sí, se han inclinado por un planteamiento más conservador.
Daha da yaklaşıyor.
Se fue acercando y acercando.
Bravo sektörüne daha büyük bir düşman gücü yaklaşıyor.
Extensas fuerzas hostiles acercándose al sector Bravo.
- Toplantı günü yaklaşıyor işini kurtarmak istiyorsan daha fazla işbirliği yapmalısın.
- Tu audiencia de apelación será en breve : creí que cooperarías más, si te interesa salvar tu empleo.
Daha da yaklaş...
Más cerca.
Daha da yaklaş...
Un poco más
Daha da yaklaş... çeviri : podgy
Más cerca.
Yaklaşık bir hafta sonra, zavallı Ralph Collins'i gömerken Michael'ın yakalanıp, bir esir kampına götürüldüğü haberini aldık. Verity'den de bir daha haber alamadık.
Y una semana más tarde, al enterrar al pobre Ralph Collins nos llegó la noticia de que Michael había sido capturado y llevado a un campo de guerra.
Yani sence yaklaşık bir ay önce aynı yerde bir olay daha mı meydana geldi? - Evet.
¿ Sugieres que hubo un crímen, con posible allanamiento, en el mismo edificio hace un mes?
- Daha değil. Yaklaşık 20 dakika içinde alacak.
Aún no, se las dará en 20 minutos.
Hadi gidelim! Burada randevuya bir adım daha yaklaşıyoruz.
Cada día que pasa nos acercamos más a esa cita.
Evet, zamanım yaklaşık bir yarım saat daha iyi olurdu, ama seksi bir fıstıkla 7. Mil'de karşılaştık.
Lo habría terminado en media hora menos pero conocí a una chica al comienzo.
Bir daha onun yanına yaklaşırsan seni öldürürüm demiştim.
Te dije que si volvías a acercarte a ella de nuevo te mataría
Eğer adamlarından biri bir daha kız arkadaşıma yaklaşırsa hepinizi öldürürüm.
Si alguno de vosotros os acercáis a mi novia, os mataré a todos
Bir daha ona yaklaşırsan seni öldürürüm.
Te dije que si te volvías a acercar a ella te mataría
Bu kemik daha kalındır, yaklaşık olarak, şakak kemiğinden beş kez daha kalın.
Ese hueso tendrá menos grosor, sobre unas cinco veces más fino que el hueso temporal.
Böylece bir sonrakinde daha ilk durağa yaklaşırken yükleri boşaltmazsın.
Así la próxima no descargas antes de llegar.
Fiziksel ölüm, yaklaşık 6 saat önce gerçekleşmiş,... ama vücut sıcaklıları daha yeni 35 dereceye düştü.
La muerte somática tuvo lugar hace más de seis horas, pero la temperatura corporal todavía no ha bajado de los 36.8ºC.
Bu yaştaki kızlara daha yumuşak yaklaşılmalı.
A las chicas de esa edad hay que tratarlas con delicadeza.
Yaklaşık 450 kilo daha ağırdı.
Cierto, unos 453 kilos más pesado.
Bu büyünün de içinde yer aldığı Büyüler kitabımda okuyucular tarafında oldukça ilgi gören yaklaşık 150 büyü daha var.
Este hechizo también está en el libro. Son más de 150 hechizos seleccionados con la ayuda de los oyentes. Hay una colección de hechizos en el libro "Hechizos que funcionan".
Korkunç olmalı. Düşüyorsun durmak için yapabileceğin bir şey yok, yer her an daha fazla yaklaşıyor.
Debió de ser horrible, caer, no poder parar, ver el suelo más y más cerca.
Daha da önemlisi çok sayıda saldırı botları denizin her tarafından 7. bölgeye doğru yaklaşıyor.
Y encima... Un gran número de botes de ataque se aproxima desde el mar Genkai.
Dinle o adam daha da yaklaşırsa sadece "merhaba" de.
Escucha, si ese tipo se acerca. Simplemente dile hola, ¿ bien?
Baskıya hazır olması yaklaşık altı ay... belki biraz daha fazla zaman alır.
Nos llevará seis meses antes de que esté lista para la publicación. Quizá un poco más.
- Tamam. Bu konuşma bitmek zorunda. Çünkü benden daha zeki olma sınırına tehlikeli bir biçimde yaklaşıyorsun.
Bien, esta conversación tiene que terminar porque te acercas peligrosamente a ser más listo que yo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]