Her neyse işte tradutor Espanhol
796 parallel translation
Eğer Park Bulvarı'ndakiler, onun gerçek sevgilisini bilseydi... herkes şaşkınlıktan küçük dillerini yutardı. Eros, garip yerlere el atıyor ya da her neyse işte...
SI EN PARK AVENUE SE SUPIERA EL NOMBRE DE SU GRAN AMOR, TODOS ESTARÍAMOS DANDO SALTOS DE ALEGRÍA.
Şu milletvekili kadın, adı her neyse işte.
- Esa señora miembro del Congreso.
Her neyse işte.
- Bien.
Şu Hintli... Şu Raca yada her neyse işte. Hani şu eskiden birlikte çalıştığın.
Ese indio, Rajá, o lo que fuera, para quien trabajabas antes... mataba a mucha gente, ¿ no?
Yani her neyse işte.
Bueno, quien sea.
Her neyse işte. Kafana göre takıl.
Sea como sea, haga lo que tenga que hacer.
Diğer çılgın olay da bir hayal, bir rüya ya da her neyse işte.
Otra locura, un delirio o un sueño, o lo que sea.
Her neyse işte!
Bueno, ¿ qué quieres que te diga?
Sen kızın abisi, kocası falan gibi yaparsın. Ben de yenge, menge olurum, her neyse işte.
Tú te haces pasar por su hermano o su marido, y yo finjo que soy tu cuñada u otra cualquiera.
Pekala, pekala ; her neyse işte.
Bien, bien, lo que sea.
Her neyse işte.
Bueno, es igual.
Her neyse işte. Eğlenmekti niyetim.
Estaba allí para divertirme, aunque fuera entre desconocidos.
Her neyse işte, bir keresinde George'un dediği gibi :
No importa, pero como dijo George en un discurso :
Her neyse işte.
Como tú prefieras...
Ben bu ülkenin insanlarına sadığım, Sayın Başkan ya da ünvanın her neyse işte..
Yo soy leal a la gente de este país,
Etrafı yerle bir edip, sonra da paralarına sığınırlar, ya da düşüncesizliklerine, onları birlikte tutan her neyse işte. Bıraktıkları pisliği temizlemek başkalarına kalır.
Lo aplastan todo y luego se refugian en su dinero, o en su indiferencia, o en aquello que les mantiene unidos, y los otros arreglan lo que ellos destrozaron.
FBI ya da her neyse işte.
El FBI o lo que fuera, vamos.
Her neyse işte.
Ser lo que quieras ser.
Kurt kişisi. Adın her neyse işte. - Bu gerçekten...
Persona lobo, como sea que te llames estuviste realmente...
Ya da bir kısmı, her neyse işte.
O parte de él, de todos modos.
Her neyse işte.
Data. O como sea.
Her neyse, yeni bir şapkan oldu işte.
Bueno, en fin, tienes sombrero nuevo.
Çünkü... Her neyse, evleneceğim işte.
Porque las personas...
Her neyse, evlen işte.
Yo te diría que adelante.
Birine, özellikle annene "o" diye seslenmek pek kibar bir şey değil. Şey her neyse, izin vernez işte.
No está bien decir "ella", cuando hablas de tu madre.
Her neyse, oradaymış işte.
En todo caso, ahí es donde está.
Her neyse, işte bu yüzden domuzlar kraliçesiyle evlenmeye karar verdi.
De cualquier forma, ese es el motivo por el que decidió casarse con la reina de los cerdos.
Her neyse, işte böyle. Kelimelerle aram pek iyi değil.
Pero en fin, ¿ qué le vamos a hacer?
Ama her neyse, oldu işte. Program bitti.
Pero en fin, ¿ qué le vamos a hacer?
Her neyse, hep bunu düşünürüm işte.
Bueno, eso es lo que siempre pienso.
- Cazenza ya da cadenza işte o, adı her neyse.
- Es la "cazenza", "cadenza", como lo llames.
Her neyse, işte gidiyor.
De todos modos...
Her neyse, işte o zaman başladı.
- ¡ Armé ésto!
Her neyse işte...
¿ Y a ti qué te importa?
Her neyse, sormamın nedeni buydu işte.
Bueno de todos modos, es por eso que yo estaba pidiendo.
İşte geliyor, adı her neyse.
Ahí viene como se llame. Trae el periódico, sabes.
Her neyse, sana çok müteşekkirim, hayatımı kurtardın. Bu yüzden işte etin, onu sana geri veriyorum!
En fin, estando tan agredecido por haberme salvado la vida, aqui está tu carne, te la devuelvo!
Anjin işte, her neyse.
Angina, lo que sea.
Her neyse, hepsi burada işte.
Aquí están todos.
Her neyse, işte bunlar.
De todos modos, aquí están.
Her neyse, kendine çekidüzen ver, işte iyi bir adam.
En fin, que lo solucione. Así me gusta.
Her neyse, buradayım işte.
Sea como sea, aquí estoy.
- Veya, her neyse hunt stevenson, işte burada
O como dicen ustedes Hunt Stevenson, presente.
Brocker mıydı, Brower mıydı, Flowers mı, işte her neyse.
Brocker o Brower o Flowers...
Her neyse, işte kıyıya geldik Herkes insin!
Si, si. Aquí está la orilla, ¡ bajen todos!
Her neyse, kendisi işte böyle görünüyor. Bu o.
Aquí está ella y así es como luce.
Her neyse, işte burada işler garipleşiyor.
De cualquier forma, aquí es donde se pone extraño.
Her neyse, işte Kraków Caz Topluluğu Schneeski, Schnorski, Schnitski ile karşınızda.
Aun así, la banda Krakow Jazz está formada por Schmidski, Schnordski, Schnaidski...
"Her neyse ne, sat işte."
"Sea lo que sea, véndelo."
İşte adı her neyse.
Ahí está esa chica.
Her neyse, eski dostlar hakkında işte.
En todo caso, es sobre viejos amigos.
her neyse 2842
neyse işte 50
işte 8558
iste 115
istediğim 46
ister 23
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
neyse işte 50
işte 8558
iste 115
istediğim 46
ister 23
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
işte böyle 2360
isterdim 117
isterseniz 150
istediğin gibi olsun 39
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
ister misiniz 95
ister inan ister inanma 68
istemezdim 19
isterdim 117
isterseniz 150
istediğin gibi olsun 39
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
ister misiniz 95
ister inan ister inanma 68
istemezdim 19