English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Küçük bir kız

Küçük bir kız tradutor Espanhol

4,687 parallel translation
Kallie 12 yaşındaydı ama küçük bir kız gibi davranırdı.
Kallie tenía 12, pero actuó como una niñita.
Küçük bir kızım var, yapılacak doğru şey gibi göründü.
Tengo una pequeña hija, y parecía lo correcto.
Babasının eli üzerinde havaya doğru yükselirken etrafa gülücükler saçan küçük bir kız var.
Hay... una nena que ríe mientras su padre la tiene alzada con una mano.
Küçük bir kız Carson Springs'teki Çocuk Koruma Hizmetleri'ne bırakılmış.
Una niña ha aparecido en Protección al Menor en la oficina de Carson Springs.
Sen kocaman bir adamsın. Ben küçük bir kızım, yine de beni kenara ittin!
¡ ¡ Tú eres grande... y yo soy pequeña, y me has apartado de un empujón!
Bir de Grace'in küçük bir kızı vardı.
Y Grace tiene una niña.
Ben sadece bir ev hanımıyım ve küçük bir kızım var.
Sólo soy una esposa y tengo una pequeña niña
Senin her şeyin oldu ve bu senin mutluluğu hak eden iyi, küçük bir kız olduğundan değildi.
Tú tienes todo. y no es porque eres una buena niñita que merece la felicidad.
O yüzden bana aklı kitaplardan ve öğütlerden dolayı karışmış, küçük bir kız gibi davranmayın.
Así que no me preguntes si puedo ser sincera, como si fuera una niña confusa con tanto libro y las palabras complicadas.
Çünkü kaçan yalnızca sen değilsin. Anne babasını kaybeden küçük bir kız da kaçıyor.
Porque no eres tú solo el que huye es una niñita que perdió a su madre y a su padre.
Küçük bir kız karşıma çıktı.
Se me ha acercado una niña.
Mitchell, küçük bir kızın düşmesi için tezahürat yaptığını duyabiliyorum.
- Mitchell, puedo oírte... - ¿ Qué? - Deseando que una niña se caiga.
Susuzluk yüzünden yüzü ve ayakları şişmiş açlık yüzünden her tarafı titreyen küçük bir kız.
Con los pies hinchados, el rostro hinchado, como si sólo le quedara el agua. La niña tiembla de hambre, así que roba maíz. El jefe del grupo la ve y la acompaña a nuestra casa : "Es un crimen."
Ama her şeyden önemlisi, Danny küçük bir kızı mutlu etmek için yalandan tatil uyduran bir adam.
Pero más que eso, él es el chico que creó unas vacaciones falsas para hacer sentirse mejor a una niña consigo misma.
Küçük bir kız için, bir şey Five Points yener.
Para una chiquilla, cualquier cosa es mejor que Five Points.
Amanda on yıl boyunca evine hapsettiğin masum küçük bir kız.
Amanda... es una pequeña niña inocente que mantuviste prisionera... en tu casa durante diez años.
- En son özel timi çağırdığımız zaman küçük bir kız öldürüldü yani, aman bunu unutmayın.
La última vez llamamos a la caballería, una niña que fue asesinada. Recuerde que.
Küçük bir kızı vardı...
Tenía una niña pequeña...
Küçük bir kızı vuramam.
No puedo dispararle a una niñita.
Küçük bir kız şekline büründü diye hemen ona ısındın mı yoksa?
No me digas que te apegaste a ella porque tomó la forma de una niña.
Victoria, küçük bir kızın hayatını kurtaracağız.
Victoria, vamos a salvar la vida de un pequeña niña.
Burada küçük bir kız yok.
No hay ninguna niña aquí.
Küçük bir kız mı görüyorsun?
¿ Vi una niña?
Bir keresinde Natasha adında küçük bir kızın bacağını kesmek zorunda kalmıştım.
Una vez, le corté una pierna a una niña llamada Natasha.
- Tamam, bak... Model olan eski kız arkadaşım dediğinden bir şey anlamadığım küçük bir Hintliyle evleniyor.
Está bien, mi ex-novia modelo... se casará con un hombrecito hindú al que simplemente no entiendo.
Küçük kızınız için bir şeyler duydum, ısırmanın çok özel bir şey olmadığını söylemek istedim.
He oído lo de su hija, y solo quería decirle que no hay nada de especial en que muerdan.
Bu küçük kızın hayatı hakkında bir şey bilmediğin 20 sene var.
Hay 20 años de la vida de esa niña que no sabes nada.
Yaptığın şeyin iğrençliği hakkında hiç bir fikrin yok, küçük kızım..
No tienes idea de lo que has hecho, pequeña... la enormidad de lo que pusiste en marcha.
Siyah bir küçük kız bir top dondurma adını mı almış?
Rocky Rhoades. ¿ Una pequeña niña negra llamada así por un helado grumoso?
Indiana'nın küçük bir kasaba kızı için hiç de fena değil.
No está mal para una pueblerina de Indiana.
O hortum taşıyan musluk emicileri onlar küçük birer kız gibi ağlayana dek ezdiğimiz bir gelenek.
En la cual nosotros corremos sin miramiento contra esos pringados arrastra-mangueras hasta que lloran como niñitas.
Küçük kız sana bir şey söyleyebildi mi?
- ¿ La pequeña pudo decirte algo?
Onun avcılık mağarada Erkekler küçük kız için bir oda tutar.
El hombre tiene una habitación para una niñita en su cueva de cacería.
Birlikte yaşamaktan filan bahsediyorlar. Ama onu bir meşaledeki küçük bir kırmızı ışık gibi görüyorum.
Están hablando de vivir juntos, pero tú todavía bebes los vientos por su pelo rojizo.
Bu küçük... kızımıza, ortaokul balosunda giysin diye bir elbise alması için yardım etmeye iki hafta harcadım.
Pasé dos semanas tratando de ayudar a esta pequeña... hija nuestra a comprar un vestido para el baile de graduación.
Sen, cümlesini bir saatte bitiren çirkin ve kel bir küçük kız olduğun için mi sana içimizi açmamız gerekiyor?
Se supone que debemos abrirnos porque eras fea, una pequeña niña calva ¿ Qué tardaba una hora en terminar una frase?
Küçük mutlu bir kız bebeğiniz var. Tatlım, tatlım.
Cariño, cariño.
Sonra bir yerde bir zaman, erkekler annelerinden korktular ve onun yerine küçük kız kardeşlerini becermek istediler.
Entonces en algún momento, los hombres se asustaron con sus madres y quisieron acostarse con sus hermanitas en vez de ellas.
Küçük kasabadan gelen ama büyük hayalleri olan bir kız, hayatta kalmak için numaralara başlıyor.
Una chica de pueblo viene a la gran ciudad y se prostituye para sobrevivir.
Asıl hoş olmayan şey Sarah adında bir kız var bizden küçük ve Liam'ın ailesiyle oturuyor ve öyle eminim ki...
Aunque lo que de verdad no está bien es... Hay una chica, Sarah, es más joven que nosotros, y está viviendo con su familia, y... estoy bastante segura...
- Küçük kız bir ahmaktı.
Esa niña era una idiota.
Şimdi, hareket tahminini Bayesci sonuç çıkarımını, demet bölücüyü ve küçük bir kırılma teorisini kullanarak gizemli adamımız gözükür.
Ahora, utilizando estimación de movimiento inferencia bayesiana, un divisor de haz y un poco de teoría de la difracción nuestro hombre misterioso aparece.
Gecenin kalan kısmı boyunca da paraları duvarın içindeki küçük bir kanaldan çatıdaki adamlara aktarmışlar. - Oraya sığar mıyız biz?
El resto de la noche subieron el dinero hasta la azotea a través de ese pequeño hueco en la pared.
Koridorun sonundan küçük bir kız ben yokken seni besleyecek.
La niña que vive enfrente te va a dar de comer mientras no estoy.
Bir kızın gelip onun küçük kalbini kırdığını mı söylüyorsunuz?
¿ Me estás diciendo que una chica le partió su pequeño corazón?
Beş yıl önce, bir 911 çağrısına gittiğimde bulduğum küçük kızı gördüğümü anlamıştım.
En ese momento me di cuenta de que era la chica que atendí hace cinco años, en una llamada de emergencia que había asistido.
Burada bulunma sebebim, ki siz de biliyormuş gibi görünüyorsunuz karşılıksız kalan küçük bir patavatsızlık eğer erkek olsaydım, kimsenin üstünde düşünmesine değmeyecek bir şey yüzünden.
Estoy aquí, como ya parece saber por una pequeña indiscreción no correspondida. La clase de cosa que no habría pasado si fuera un hombre.
Ajanları bilirsin- - bir grup cadaloz küçük kız gibidirler.
Ya conoces a los espías... Un puñado de niñas rabiosas.
Ajanları bilirsin- - bir grup cadaloz küçük kız gibidirler.
Un puñado de niñas rabiosas.
Bir grup cadaloz küçük kız gibilerdir.
Un puñado de niñas rabiosas.
Bu, kızıma ait olan küçük bir maymun.
Esto, esto es un pequeño mono que pertenecía a mi hija

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]