English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Küçük dostum

Küçük dostum tradutor Espanhol

894 parallel translation
Zavallı küçük dostum.
Pobre hombre.
Keyifliydi değil mi küçük dostum?
Es gracioso, ¿ eh, socio?
- Dinah, küçük dostum, bunu nasıl- -
- Dinah, demonio, ¿ cómo...?
Kalk ayağa küçük dostum. - Bağdat'a geri dönmeliyiz.
Levanta, debemos regresar a Bagdad.
Eh, küçük dostum, hadi yola koyulalım!
Bueno, mi pequeño amigo... andando.
Dinle, küçük dostum.
Presta atención, pequeño amigo.
İnan ya da inanma beni ilgilendirmez küçük dostum.
Me da igual que lo crea o no.
Zavallı küçük dostum.
¡ La pobre criatura!
Yakala! Zavallı küçük dostum.
Ah, pobre criaturita.
Zavallı küçük dostum.
Pobre coleguilla.
Merhaba küçük dostum.
Hola, pequeño holandés.
Küçük dostum nasılmış?
¿ Qué tal está mi joven muchacho?
"Küçük dostum", öyle mi?
Es tu amiguito, ¿ eh?
Biliyor musun, hiçbir şey özgürlükten güzel değildir.Küçük dostum bunu unutma.
Nadie vivía en la montaña ni en el valle, sino en un terreno vasto y virgen.
Beni merak etme, küçük dostum.
No te preocupes por mí, amiguito.
Sana su bulacağım küçük dostum Jeannette.
Yo te encontraré el agua, pequeña Jeannette.
Hayır küçük dostum.
No, amiguito. Fuera.
Hızlı mısındır küçük dostum?
¿ Eres rápido, amiguito?
Gitsen iyi olur, küçük dostum.
Será mejor que te marches, amigo.
Neyin var küçük dostum? Senin için her şeyi yapmadım mı?
¿ No he hecho todo lo posible?
Tamam küçük dostum, senin için bir yerimiz var.
Está bien, mi pequeño amigo, tenemos un lugar para usted.
Sakin ol, küçük dostum.
Tranquilo, amigo.
Sakin ol. Sakin ol, küçük dostum.
Eso es.
Gel buraya, küçük dostum.
Ven aquí, pequeño.
- Şey... Büyük konuşuyorsun, küçük dostum.
Vaya, eso es decir mucho, pantaloncitos.
Bak şimdi. Bunu sevecek, küçük dostum.
Mira, pantaloncitos.
Bırak da sana birşey söyleyeyim, küçük dostum.
Voy a decirte una cosa, pantaloncitos...
Bak, küçük dostum, beni dinle. - Hadi.
- Amiguito, mira, escúchame.
Zavallı küçük dostum.
Pobre pequeño. Tienes fiebre.
Merhaba, küçük dostum.
Hola, pequeño.
Şimdi gitmeliyim, küçük dostum.
Tengo que irme, pequeño.
Merhaba, küçük dostum. Yan sokaktaki kasabı biliyor musun?
Hola, amigo. ¿ Sabes si la carnicería queda en la siguiente calle?
"Onu ikna et dostum yoksa RomaIi MesaIa beni bütün Antakya önünde küçük düsürecek."
"Convéncele, amigo o Mesala el romano me humillará ante toda Antioquía".
Küçük Arap dostum olmasa altı ay önce ölebilirdim.
Habría muerto hace seis meses de no ser por mi amigo árabe.
Dostum, bunu küçük hanımın kendisiyle ayarlamalısın.
Señor. Eso tendrá que hablarlo con la joven en cuestión
Biraz bekle, sevgili dostum Cigolini küçük hanımı uyku moduna geçirdi ve Cigolini ne zaman uyanacağı konusunda emin değil.
Un momento. Querido amigo Cigolini es quien ha dormido su mente y Cigolini es el único en el mundo que puede despertarla.
İşte ben de orada olacağım dostum, o en küçük adada.
Allí es precisamente donde voy a estar, en la isla más pequeña.
- Bu, küçük bir denemeydi dostum.
Esto es un pequeño experimento, amigo mío.
Dün gece dostum Doktor Velie'yle birlikte küçük bir kutlama yaptık da.
Es que anoche estuve celebrando un poco con mi amigo, Doc Velie.
Dostum, hayatımda birçok çeşit şerefsizlik gördüm, ama bu küçük gösteri en iyisiydi.
Hermano, en mi vida he oído toda clase de mentiras, pero este espectáculo se lleva la palma.
Dostum hiç bunu düşündün mü? 20 yıl içinde, Hoylake'in yerini alabilirsin ve bu da yükselebileceğin son nokta olur. Ve bu da yılda 1000 £, şehre yakın küçük bir ev, 2.el sıradan bir araba ve bunlara uygun bir eş anlamına gelir.
Si trabajas duro, puede que dentro de 20 años llegues al despacho de Hoylake, y eso serían mil al año, una casa adosada, un coche de segunda mano y una mujer a juego, ¿ me sigues?
Bu kasaba ikimiz için çok küçük, dostum.
Se me hace que en este pueblo no cabemos los dos, amigo...
"Dostum, bana şantaj yapıyorlar, ve parayı da küçük banknotlar olarak istediler." dedi.
"Me están haciendo chantaje y me han pedido billetes pequeños".
Bu küçük ve güzel bir radyo, dostum. Çok para eder, dostum.
Vamos, es una maravilla de radio, tío... vale una pasta, tío.
Evet, dostum, bu hafta bizim küçük, şeker iş anlaşmamızın sonu oluyor!
Si, mi amigo, ¡ es el fin de nuestro acuerdo de negocios!
Özel küçük bir olay, dostum, benim ve genç kadın arasında.
Un pequeño asunto privado, amigo mío, entre la jovencita y yo.
Küçük hanım, gerçek ev sahibi dostum Bliss'i size takdim edeyim.
Es un honor para mi presentarle, el verdadero señor de la casa. Mi amigo, Bliss.
Özür dilerim, küçük dostum.
Lo siento, amigo.
Albay, eski dostum senin için küçük bir şeyim var.
Bien, Coronel, viejo amigo... Todavía tengo algo más para usted.
Küçük bir fotoğrafın gerekiyor dostum.
Necesita una foto tuya.
Bu küçük arazi aslında 2.000 dönüm, dostum!
Pero, sucede que este palmo tiene nada menos que 200.000 acres, mi amigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]