Olağanüstü bir şey tradutor Espanhol
392 parallel translation
Bugün daha olağanüstü bir şey hakkında konuşacağım :
Hoy quiero hablarles de una maravilla mayor...
Olağanüstü bir şey oldu.
Ha sucedido algo extraordinario.
Olağanüstü bir şey.
Pero si es una preciosidad.
Olağanüstü bir şey olacağım desenize?
Parece que esto funciona, chicos.
Tamamen olağanüstü bir şey.
Es extraordinario.
Bunu bu şekilde dile getirmeniz olağanüstü bir şey.
Es extraordinario lo bien que lo ha descrito.
Olağanüstü bir şey sun bize, Suzie.
¡ A lucirte, Suzie!
" Sevgili Max, olağanüstü bir şey oldu.
" Mi queridísimo Max : Algo extraordinario ha sucedido.
Olağanüstü bir şey! Çok güzel!
Realmente, es muy... muy
Aslında daha geçen hafta, çeyrek milyon dolar borç vermemi istedi benden. Gönderdiğin o mektuptan daha olağanüstü bir şey okumadım şimdiye dek.
El mensaje que me mandaste es la cosa mas increíble que he leído
Bu motorlu makinelerin bu denli sorunsuz çalışabilmesi olağanüstü bir şey.
Es fascinante como esas máquinas antiguas... trabajan con tanta eficiencia.
Tam anlamıyla olağanüstü bir şey, Tepedeki Ev gibi.
Algo verdaderamente extraordinario, como Hill House.
Olağanüstü bir şey çıkartacağımı ummuyorum.
No espero descubrir nada extraordinario.
Aslına bakarsan Mary Poppins'i işe aldığından beri bu eve olağanüstü bir şey oldu gibi görünüyor.
De hecho... desde que contrataste a Mary Poppins, las cosas más extraordinarias... - parecen haberse apoderado de la casa.
Judy için olağanüstü bir şey yapıyorsun. Öylesine cömertçe ve ulvi ki.
Es maravilloso lo que haces por Judy, es algo muy altruista y noble.
- Olağanüstü bir şey.
- Algo... extraordinario.
Olağanüstü bir şey.
Que extraño.
Bir tanesinin dışında olağanüstü bir şey bulamadım.
La tripulación está bien. Nada inusual salvo una excepción.
- Sence? Bence de öyle. Olağanüstü bir şey.
Yo también creo que es lo mejor.
Bak Gunther, bu gece sen... gerçekten olağanüstü bir şey kazandın.
Mira, Gunther, tú, esta noche, has descubierto algo verdaderamente extraordinario.
- Bu, olağanüstü bir şey, öyle değil mi? - Bu adam, deli.
- ¿ No te parece imposible?
Bu, olağanüstü bir şey.
¡ Pero si es extraordinario!
- Olağanüstü bir şey yoktu.
- Nada tan raro como eso.
Olağanüstü bir şey görürsen, ben ya da Sartorius'tan başkasını, aklınızı kaybetmemeye çalışın.
Si ve algo fuera de lo habitual, algo que no sea a Sartorius o a mí, trate de no perder la cabeza.
Becerilerinde henüz... olağanüstü bir şey yok.
Pero tus habilidades no son sobresalientes.
Ne olağanüstü bir şey!
el ls no eso ¡ algo!
Kahvaltıdan sonra... ah, tamamen olağanüstü bir şey yarattım.
Creé algo. Algo absolutamente extraordinario desde el desayuno.
Cidden olağanüstü bir şey.
Es una maravilla.
Jonathan'a olağanüstü bir şey olmasını istemiyoruz.
No queremos que nada extraño le suceda a Jonathan.
Olağanüstü bir şey yaptın.
Haz hecho algo remarcable.
Başka bir boyuttan gelen, çok özel müşterilerimiz için, olağanüstü bir şey yapmak için uyandırıldık.
Hemos sido despertados sólo para desempeñar una extraordinaria función para unos clientes... muy especiales de otra dimensión.
Olağanüstü bir şey bu.
Es fantástico.
Olağanüstü bir şey değil, ama her şey bizzat içinde.
No ser el fenómeno, sino la cosa misma.
Olağanüstü bir şey. Bu kadının sırrı nedir?
Fantástico. ¿ Cuál es su secreto?
Europa'da olağanüstü bir şey oldu.
Algo extraordinario ha ocurrido en Europa.
Olağanüstü bir şey olacak.
Algo extraordinario va a pasar.
- Biliyor musun, niyetlenmeye bile cesaret edemeyeceğimiz bir şeyin kazayla başarıya ulaşması olağanüstü bir şey.
- Ya sabes, esta cosa extraordinaria que hemos logrado ha sido por accidente, Algo que no nos habríamos atrevido a hacer a propósito.
Olağanüstü bir şey bu Demokrasi. Manchester'a bir bakın :
Maravillosa la democracia, miren en Manchester :
Sizi ağırlamak ne olağanüstü bir şey. Nasılsınız beyefendi?
Buxomly, estoy muy contento de veros, ¿ cómo estáis?
Bu olağanüstü bir şey.
Eso fue grandioso.
Şey, bu senin ya olağanüstü bir hafızaya sahip olduğunu gösterir...
Bueno, eso sugiere que tienes una memoria extraordinaria...
Hakkımda olağanüstü denecek bir şey yok.
En mí no hay nada extraordinario.
Bencede. Olağanüstü. Onun yerini alacak başka bir şey yok.
Creo que es maravilloso, no se puede cambiar por nada.
Nasıl olağanüstü... Başka bir şey Bernard...
Qué raro.
Olağanüstü bir şey.
Esto es tan inusual.
Tek bildigim, bu Meksika mantarı olağanüstü bir madde. Sezgilerim, burada çok önemli bir şey yakaladığımı söylüyor. Bir 200 miligram daha beni öldürmez.
Esta cosa mexicana es una sustancia extraordinaria y todo me dice que estoy a punto de descubrir algo y otros 200 miligramos no matarán a nadie.
Ve bir anda fark ettim ki, çok olağanüstü haller dışında hiçbir şey hissetmeden 18 sene geçirmişim. Bir yere kadar işimle yaşayabilme kabiliyetim halen vardı.
Y me di cuenta que había estado 18 años sin sentir nada, excepto en las situaciones más extremas.
- Ne? Şey, bu takma burun ve makyajın altında bir süre Plei Ku'da görev yapan olağanüstü yakışıklı bir eski asker duruyor.
Bajo la nariz de masilla y el maquillaje está un veterano muy guapo que estuvo apostado un tiempo en Pleiku.
Olağanüstü ilerleme gösteriyorsun. Bekle. Sana bir şey söyleyeyim...
Usted está haciendo maravillosos progresos.
Olağanüstü şeyler yapabilecek durumdasın. Senin bu yeteneğinle... Haydi gel, sana bir şey göstermek istiyorum.
Estás en posición de hacer cosas extraordinarias... quiero mostrarte algo.
Şey, düşünüyorum da bu çok olağanüstü bir teklif.
Me parece que... es una proposición estupenda.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46