Sakın tradutor Espanhol
43,812 parallel translation
- Sakın yapamam sanma.
- No creas que no lo haré.
- Bir daha sakın yapma. - Aah!
No vuelvas a hacer eso de nuevo.
Sakın böylesi bir çiftçi olma.
No te conviertas en un maldito granjero.
Onu sakın sorma yoksa suratına yumruğu geçiriyorlar.
Oh, no lo preguntes aquí, te darán un puñetazo en la cara. - Cállate, Kurt!
- Sakın yerinden kıpırdama.
- No te atrevas licencia.
Sakın.
- No deje.
Konuyu açma sakın.
No lo menciones.
Çek gitsin birini. - Sakın çekme!
- ¡ No les des una demostración!
Bu yüzden sakın ona yakalanma Sam ve...
Así que no te dejes atrapar en él, Sam, y...
- Sakın kıpırdama.
- No te muevas.
Beni sakın terk etme.
No me dejes.
Müteahhiti hazır buradayken, çocukların banyosuna da göz atmalarının bir sakıncası var mı?
¿ Les importaría que, ya que él está aquí, le echáramos un vistazo al baño de los niños?
Sakın panik yapma.
No te preocupes.
Sakın söyleme.
No te atrevas a decirlo.
Evet. Ayarlamaları yapana kadar asistansız çalışmanın sakıncası var mı?
Sí. ¿ Te importaría prescindir de un residente algunos días mientras las cosas se asientan?
Git ve sakın bana mesaj atma.
Ve. Y no me lo cuentes por mensaje.
Sakın korkma!
Está bien, amigo. Te tengo a ti.
- Ondan bahsetme sakın.
- No hable de él.
Sakın gitme.
No me dejes. No me dejes.
Sorun olduğunu söyleme sakın.
No me digas que no parece correcto.
Ben, sakın onu dinleme.
Ben, no la escuches, ¿ vale?
Bunları sakın yapma.
Tú no quieres hacer eso.
Aksi halde yerinden sakın kıpırdama. Biraz para ödünç almamız lazım.
Sino, no te muevas.
Hayır, kardeşim. Sakın yapma.
¡ No, hermano!
Sakın yapma.
No lo hagas.
Sakın şaşırmayın.
No se sorprendan.
- Debbie ile oturmasının sakıncası var mı?
¿ Te parece bien que Debbie se siente con él?
Sakın dokunma!
¡ No! ¡ No lo toques!
Sakın kızma.
No te enojes ahora.
Sakın söyleme.
¡ No se la digas!
Sakın unuttum deme.
Dime que no has olvidado.
Sakın.
No.
Sakın kendini kandırma.
Entonces, no te engañes.
Sakın unutma. Arki bana gereğinden fazla uzun süre sarıldığında bizi ayır.
Acuérdate de desconectar a Arki cuando use esto como excusa para abrazarme mas allá de la cantidad social aceptable.
- Bana sakın o bronz heykelciği hayal etmediğini söyleme.
No me digas que no has soñado tener ese barba en un busto.
Sakın bir daha zayıf tarafımdan medet umma.
No trates de sacar mi lado bueno de nuevo.
Bu zor olacak. Mısır patlatmamın sakıncası var mı?
Esto igual se pone serio. ¿ Te importa si hago palomitas?
Sa-sakın HKM avukatına gideyim deme.
No, no con el abogado del CDC.
- Hayır, hayır. Sakın açma! - Ne?
¡ No, no, no, no lo abras!
- Sakın, deneme bile.
- Vanessa... - Ni te molestes
Zi Meng, sakın kapıyı açma!
Zi Meng, mamá ya está subiendo. No abras la puerta.
Anneni dinle, kapıyı sakın açma!
No abras esa puerta, hija.
Sakın kapıyı açma, duydun mu?
No abras esa puerta, ¿ me oyes?
Tamam. Sakın unutma, hedeflerimiz mankenler, geyler ve takdire şayan geliri olan, son model telefonlu sosyeteler.
Vale, recuerda, nuestro objetivo son : modelos, gais y jóvenes de clase alta con ingresos ilimitados.
Ama şu tulumlu oğlana, "çiftlik bebesi" demeden gitmesine sakın müsaade etme.
Pero no dejes que el tío del peto se vaya de aquí sin que le llame "granjero pelmazo".
Sakın geri gelme.
No vuelvas.
- Sakın bunu bir daha yapma!
- ¡ No vuelvas a hacer eso!
Onun hakkında sakın konuşma!
¡ No hables de ella!
Sen sakın başlama.
Tú no empieces.
- Sakın başlama.
- No.
Bu sefer beni orada ağaç etme sakın.
Nos vemos en el restaurant en 30. No me dejes plantada esta vez.
sakin 545
sakin ol 5553
sakinim 57
sakıncası yoksa 299
sakini 69
sakin olun 1352
sakinleş 610
sakin ol baba 16
sakin olsana 19
sakin ol lütfen 16
sakin ol 5553
sakinim 57
sakıncası yoksa 299
sakini 69
sakin olun 1352
sakinleş 610
sakin ol baba 16
sakin olsana 19
sakin ol lütfen 16