Yapmak zorundayız tradutor Espanhol
1,229 parallel translation
Ama onların önerdiklerini yapmak zorundayız.
No tenemos un acuerdo con el FMI. Estamos haciendo lo que el FMI hubiera querido que hicieramos.
Neyse fiyatta indirim yapmak zorundayız.
Vamos a tener que cambiar el precio.
Orada mı yapmak zorundayız?
¿ Tenemos que hacerlo aquí?
Bu işi orada ve o gün mü yapmak zorundayız?
¿ Debe hacerse ahí y ese día?
Yine de buralarda bazı değişiklikler yapmak zorundayız.
de todas formas, tenemos que hacer algun cambio por aqui.
- Yapmak zorundayız, Xander!
- tenemos que hacerlo, Xander!
Yapmak zorundayız.
Tenemos que hacerlo.
- Bir şey yapmak zorundayız.
- Tenemos que hacer algo.
Açık ameliyat yapmak zorundayız. İyileşmesi daha uzun sürer.
Tendremos que hacer una intervención abierta, y tardará mucho más en sanar.
- Bunu ameliyathanede yapmak zorundayız
Tenemos que llevarle a quirófano.
- Biraz araştırma yapmak zorundayız, Bay Sorenson - Ne için?
Necesitamos buscar algo, Sr. Sorenson.
Bunu yapmak zorundayız.
Debemos hacerlo.
Bazen uzlaşma yapmak zorundayız.
A veces tenemos que comprometernos.
Birşeyler yapmak zorundayız.
Debemos hacer algo.
Bu sırada, birkaç değişim yapmak zorundayız.
Mientras tanto, tendré que hacer algunos cambios.
Bunu yapmak zorundayız.
- Debemos hacerlo.
- Bunu yapmak zorundayız!
Podemos presentar el proyecto en otro lado.
Kalp kateterizasyonu yapmak zorundayız.
Tuvimos que hacer una cateterización cardiaca.
Bütün parkı olmasa bile göleti yapmak zorundayız.
Bueno, no todo, pero al menos el lago.
Yapmaktan çekinmemeliyiz, bildiğim tek şey yapmak zorundayız.
Debemos hacer lo que, sin duda, es nuestro deber.
Bunu yapmak zorundayız.
Tenemos que hacer este examen de química.
Dinle. Bu işi yapmak zorundayız. Yoksa işin biter.
Mira, todos debemos hacerlo o todo saldrá mal.
Burada işbirliği yapmak zorundayız.
Tenemos que colaborar y entendernos.
Üzgünüm. Ama senin için en iyi olanı yapmak zorundayız.
Winifred, lo siento pero tenemos que hacer lo mejor para ti.
- Yapmak zorundayız.
- Tenemos que hacerlo.
Neden her zaman bunu yapmak zorundayız?
Por que siempre tenemos que hacer esto?
Bunu yapmak zorundayız.
Es nuestro destino.
bakın efendim. kesin sonuç için bu operasyonları yapmak zorundayız. ama bunun sonunda sizile ilgili olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.
Mire, Sr. Pardo, conozco su historia, sé que su mujer y Vd. están sufriendo mucho, pero publicar la verdad no basta para arreglar el mundo.
Diski almak için ne gerekiyorsa yapmak zorundayız.
Estamos obligados a hacer todo para encontrar el disco
Kaybedecek çok şeyi var Hepimiz, kendimiz için seçimler yapmak zorundayız.
Bien, esa es una elección que debe ser tomada libremente.
Yani bir kaç aktarma yapmak zorundayız.
Así que tenemos que hacer un par de cambios de avión.
Tekrar yapmak zorundayız.
Tenemos que rehacerla.
- Ne yapmak zorundayız?
- ¿ Qué hay que hacer?
Üzgünüm, ekselansları, arama yapmak zorundayız.
Lo siento, Su Excelencia, debemos ejecutar la orden de allanamiento.
Numaramızı yapmak zorundayız.
Whoa! Punto!
Onu tekrar kahraman yapmak zorundayız.
Debemos hacer que sea el heroe de nuevo
Eninde sonunda bunu yapmak zorundayız.
Mira, tenemos que decírselo alguna vez.
Tabutun açık olmasını istediyse, bunu yapmak zorundayız.
Si quería un ataúd abierto, intentaremos que lo tenga.
- Yapmak zorundayız, tamam mı?
- Tenemos que hacerlo, ¿ vale?
Butters, çok zor bir konuşma yapmak zorundayız.
Butters, necesitamos tener una conversación difícil.
Onlarla başedebilmek için elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız.
Lo haremos lo mejor que podamos para enfrentarnos a ese desafío.
Jonas, bunu er veya geç yapmak zorundayız.
Jonas... tendremos que hacerlo tarde o temprano.
Sana inanıyorum, Jack, fakat şu anda işbirliği yapmak zorundayız.
Le creo, Jack ; pero, por el momento, vamos a tener que cooperar.
Üzgünüm ama baskını yapmak zorundayız.
Lo siento. Tenemos que actuar.
Görünüşe göre kendimiz yapmak zorundayız.
Parece que tendremos que hacerlo nosotros.
- Evet, yapmak zorundayız.
- Sí, tenemos que hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım. Film yıldızı olacağım. Sikerler.
Tengo que hacerlo, seré una estrella de cine.
Rusya'dayız, tamam motosiklet çalıyoruz bir şekilde polisler bizi kovalıyor bizi yakaladıklarında kamu hizmeti yapmak zorundayız, değil mi?
- "Me entiendes". OK, estamos en Rusia. Y nos robamos esta moto.
- Birşey yapmak zorundayız ama.
¡ Tenemos que hacer algo!
Ve bunu yapmak için bu adamı gözaltına almak zorundayız.
es necesario tomar a ese hombre bajo custodia.
Üstüme düşeni yapmak istiyorum, efendim Girişi savunmak zorundayız.
Quiero hacer mi parte, señor! Hay que defender la base.
zorundayız 21
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundasın 42
yapmayın çocuklar 34
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundasın 42
yapmayın çocuklar 34