Anlamadım efendim tradutor Francês
113 parallel translation
- Anlamadım efendim?
- Je vous demande pardon, monsieur.
Sizin için mi, efendim? Bu Milis Kuvvetini neden ilgilendiriyor, anlamadım efendim.
Ça ne regarde pas la Garde Territoriale.
- Anlamadım efendim.
- Pardon?
- Anlamadım efendim?
- Pardon?
Anlamadım efendim?
- Pardon, mon général?
- Anlamadım efendim.
- Pardon monsieur?
Anlamadım efendim?
Quel choc?
Anlamadım efendim.
Je vous demande pardon!
Anlamadım efendim? Evet, buralarda çok misafirperversiniz.
On est bien hospitalier, ici!
Anlamadım efendim?
Pardon?
- Pek anlamadım efendim.
- Pas vraiment.
- Anlamadım efendim.
- Je ne comprends pas très bien.
Anlamadım efendim.
Je ne comprends pas, Sénateur.
Hala anlamadım Efendim.
Je ne comprends toujours pas, Amiral.
Anlamadım efendim.
Je ne vous suis pas, monsieur.
O yeşile ne diyorlar? Anlamadım efendim.
Comment appellerais-tu ce vert?
Anlamadım efendim.
Pardon?
Anlamadığımı sanmam, efendim!
- Quoi, Monsieur!
Kimisi anladığımı söyler, kimisi de anlamadığımı efendim.
Certains disent oui, d'autres non... que pensez-vous de ça?
- Efendim, anlamadım?
- Vous voulez bien répéter ça?
- Sizi anlamadım, efendim!
- De quoi parlez-vous?
- Efendim, orada ne olduğunu anlamadım...
- Je ne sais pas où est passé... - Baissez-vous.
Kusura bakmayın, efendim, ama hiçbir şey anlamadım.
Pardon mais je ne comprends rien.
- Anlamadım, efendim.
- Je ne comprends pas.
Ama anlamadığım şey ise, efendim onları neden bir birlerine düşürdüğünüz?
Oui. Ce que je ne comprends pas, c'est pourquoi vous les montez les uns contre les autres.
Anlamadım efendim?
Je ne comprends pas.
- Neyi kastettiğinizi anlamadım, efendim.
- Que voulez-vous dire?
Anlamadığım birşey var, efendim. Bunu niçin yaptınız?
Mais je ne comprends pas pourquoi vous l'avez fait.
Anlamadım, efendim. Kimi öldürmekten?
Je comprends pas, le meurtre de qui?
- Anlamadım efendim.
- Vous comprenez? - Non, monsieur.
Anlamadım, efendim?
Pardon?
- Anlamadım, efendim?
Pardon, Monsieur?
- Hayır, efendim, anlamadım.
- Non, mon Général, pas du tout.
Efendim, korkarım olayı anlamadınız.
Je crains que monsieur n'ait pas bien compris.
efendim, sanırım burada ne olduğunu anlamadın!
- Tu n'as pas l'air d'avoir pigé.
Anlamadım efendim.
Je ne comprends pas.
Ne demek istediğinizi anlamadım, efendim.
Je ne comprends pas.
Affedersiniz, efendim ama soruyu anlamadım.
- Pardon? Je ne comprends pas.
Hedeflenen olay olumsuz. Anlamadım, efendim.
Je ne comprends pas.
Efendim. Hala anlamadığım bir şey var.
Il y une chose que je ne comprends toujours pas.
- Efendim, anlamadım?
- Pardon?
Anlamadım, efendim?
Je vous demande pardon, monsieur?
Anlamadım? - Otur. - Tamam efendim.
Ils ont dû obtenir l'autorisation de la FDA pour le Mildron, vu que la plupart des appels venaient des USA.
İkinci söylediğinizi pek anlamadım, efendim.
Je ne comprends pas le deuxième mot, monsieur.
Af buyurun efendim, anlamadım?
Je vous demande pardon, monsieur?
Efendim, anlamadım?
Pardon?
Efendim, anlamadım?
Quoi? Comment?
- Anlamadım, efendim?
- Pardon, monsieur?
Anlamadım, efendim.
- Je ne comprends pas, Monsieur.
- Anlamadım, efendim?
Désolé, John. Ce sont des soldats britanniques.
- Hayır, efendim, anlamadım.
- Non, Monsieur, je ne peux pas.
efendim 34795
efendimiz 532
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamı nedir 18
anlamıyor musun 942
efendimiz 532
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamı nedir 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamsız 76
anlamı ne 66
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamına gelir 38
anlamına geliyor 59
anlamıyormusun 20
anlamsız 76
anlamı ne 66
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamına gelir 38
anlamına geliyor 59
anlamıyormusun 20