English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Başladı

Başladı tradutor Francês

63,044 parallel translation
Ot içmeye de mi başladın?
Tu fumes aussi, maintenant?
Ama yedide başladığını duymuştum.
Je croyais que ça commençait à 19 h.
Ciddi misin Justin, şimdi mi ne yaptığımı kafaya takmaya başladın?
Maintenant tu t'inquiètes de ce que je fais?
Hannah bunu gördü, sonra Sheri dur tabelasını devirdi, sonra Jeff öldü ve hepsi benimle başladı!
Hannah l'a vu, ensuite Sheri a défoncé le stop, puis Jeff est mort, et tout a commencé avec moi!
Herkesin hayatının, bensiz daha iyi olacağını düşünmeye başladım.
J'ai commencé à penser que tout le monde serait mieux sans moi.
Böylece bir liste yapmaya başladım.
Alors j'ai commencé une liste.
Justin'le başladım.
J'ai commencé par Justin.
Votkaya ne zaman başladın?
Depuis quand tu bois de la vodka?
Olayları farklı mı görmeye başladın?
Tu commences à voir les choses différemment?
İlk çıkmaya başladığımızda bana, ne kadar boktan bir hafızan olduğundan bahsetmeyi nuttuğunu söylerdin.
Tu avais oublié, à notre rencontre, de me parler de ta mémoire de poisson rouge.
Olaylar başladığında bir kamptaydım.
J'étais dans un campement, au début.
Şeye başladı...
Il commence à...
Ben ilişkimizin yeni başladığının farkındayım ama şunu bilmeni istedim ki...
Je voulais... Je sais que c'est tout frais. - Mais je voulais te...
Sonra ben de boğulmaya başladım.
Et je commençais à me noyer.
Her şey de bununla başladı.
C'est comme ça que tout a commencé.
Önce ikinizle başladı sonra büyüdü.
Ça a commencé avec vous deux, et ça s'est étendu.
- Her şeyin başladığı ve bittiği güne.
Là où tout a commencé et où tout s'est fini.
- Başladığım işi bitirmeden olmaz.
Pas avant que j'ai finit ce que j'ai commencer.
Rahatsız etmeye başladın.
C-c-c'est flippant.
Uzaktan engelleme başladı.
Annulation à distance engagée.
İşte şimdi benim dilimde konuşmaya başladın.
Là, ça me parle.
Başladığından beri her şeyi gözlemliyorum.
Je vous ai fait surveiller depuis le début.
Çünkü duyduğuma göre Kaptan Teach Charles Vane'i varisi olarak görmeye başladığında Israel Hands, Teach'in Vane'e olan ilgisini kıskanmış utandırıcı bir şekilde kaptanla arasının açılmasına sebep olmuş.
J'avais entendu dire que lorsque Teach avait commencé à voir en Charles Vane son héritier, Israël Hands était devenu jaloux. Sa querelle avec le capitaine se serait terminée d'une façon humiliante.
Genelde vücudumdaki morluklar solmaya başladığında kendini suçlu hissetmemeye başladığında bu sefer güvensiz hissetmeye başlıyor.
En général, ça se produit quand mes bleus disparaissent. Il oublie sa culpabilité, il perd confiance en lui et ça recommence.
Kaptanla işe başladım.
J'ai commencé par le capitaine.
Buraya taşındıktan hemen sonra saçmalamaya başladı başladı.
En arrivant ici, elle s'est mise à délirer.
Ben sadece onunla yeni başladım.
Je n'en ai pas fini avec elle.
Şiddet eğilimini görmezden gelebilirim ama çok uzaklaşmaya başladı.
Je peux passer outre sa violence, mais il est allé trop loin.
Bir iki hafta burada olurum diye düşündüm de motel epey pahalı olmaya başladı.
Je... Je pensais être là pendant une ou deux semaines.
Android Minsky'nin yolculuğu işte böyle başladı.
Ainsi commença l'errance de Minsky l'androïde.
Ben ve rahmetli kocam. Morglarla başladık.
On a commencé dans des morgues, moi et mon défunt mari.
Ve ona çerçeveyi verdim, ama hala sinirliydi ve geri vermeye çalıştı. Biz de itişmeye başladık ve cam kırıldı.
Et je lui ai donné le cadre, mais il était furieux et a tenté de me le rendre, on s'est bagarrés, et le cadre s'est cassé.
Her şeyin başladığı yer Phoebe istasyonu.
Tout a commencé à la station Phoebe.
Nükleer anlaşma Saul ile başladı.
L'arrangement nucléaire a commencé avec Saul.
Bu savaş 11 Eylül'den sonra başladı.
Ce monde a commencé juste après le 11 septembre.
Biz de santrifüj çevirmeye başladık.
Nous avons donc commencé à tourner des centrifugeuses.
Öyle olsa bile ne zaman insanları işleyebilecekleri suçlara göre tutuklamaya başladık?
Même s'il l'était, quand avons-nous commencé Arrêter les gens pour des crimes qu'ils pourraient commettre?
Sahte delil üretmeye ve adalete engel olmaya da mı o zaman başladık?
Est-ce également lorsque nous avons commencé à fabriquer des preuves Et obstruant la justice?
- Daha şimdi başladım. Hayır.
Ça vient de commencer.
Nükleer anlaşma Saul ile başladı. Bunun bozulmasını istemez.
Il a lancé les négociations nucléaires, il veut que ça marche.
Birinin bana kahve kupası fırlatmasıyla başladı.
Elle a commencé par une tasse à la figure.
İyi anlaştınız ve New York'a geri döndüğün zaman kampanyası için ona gizlice tavsiye vermeye başladın.
Et en grand secret, vous avez commencé à la conseiller en rentrant à New York.
Bu kadın iki yıl önce kampanyasına başladığından beri aşırı tepki vermeyin diyor ama..
Cette femme n'a cessé de nous répéter : "Ne dramatisez pas."
Bu sıkıcı olmaya başladı Max.
Ça devient fatiguant, Max.
Açınca kanama başladı.
Jusqu'à ce que nous l'ouvrions.
- Kan vermeye başladım.
Administre plus de sang.
Bu şey çok acıtmaya başladı.
Cette chose commence vraiment à me tuer.
Orayı yapmaya onu asarken yakalandığımızda başladı.
Il est monté sur la colonne après l'échec de sa crucifixion.
Ama... o bitirirken, ben başladım.
Mais... comme il terminait, je me suis projetée.
"çocuklar için birlikte olmayı"..... bıraktığımızdan beri notlarım düzelmeye başladı.
"ensemble pour les enfants".
- Madeline tepemi attırmaya başladı.
Madeline commence à m'énerver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]