Biraz daha iyi tradutor Francês
1,689 parallel translation
Bence babamın kıçından çıkan dumanı biraz daha iyi koklasan nerede olduğunu bulursun.
Je suis sûr que tu pourrais lui bourrer le mou d'ici.
- Oranın kalitesi biraz daha iyi.
- Il a l'air de bien meilleure qualité.
Kendimi biraz daha iyi tanıyorum sadece.
Je vois juste les choses plus clairement.
Bu durum iyiden biraz daha iyi.
Je dirais que ça fait plus qu'aller, non? A quoi bon une famille, ou des amis? .
Biraz daha iyi hissaediyor musunuz?
Vous sentez vous un peux mieux?
Şu yumurtalar diğer yemeklerden biraz daha iyi.
Ces oeufs ont un petit quelque chose.
- Biraz daha iyi.
Un peu mieux.
Karışmak istemem ama ona biraz daha iyi davransan.
Je ne veux pas m'en mêler, mais tu pourrais être plus gentille.
İlaçlarını verdim biraz daha iyi olduğunu düşündüm.
Je lui ai donné ses médicaments.
- Fiziksel olarak, eskisinden biraz daha iyi.
- Comment vous sentez-vous? - Physiquement, un peu mieux.
Evet, biraz daha iyi.
Un peu mieux.
Biraz daha iyi.
Un peu mieux.
Hayır, aslında biraz daha iyi hissediyorum.
Non, ça va un peu mieux.
Belki biraz daha iyi bir şeyler isteyebilirsin.
Peut etre tu peux viser un peu plus haut.
Biraz daha sıkı takarsanız çok iyi olur.
J'aimerais que vous les resserriez.
Hala biraz resmi ama üvey anne denmesinden daha iyi.
C'est mieux que "belle-mère"
Biraz ısırmak daha da iyi olur.
Des morsures seraient mieux!
Az önce söylediğim gibi, sadece biraz geri çekilirsen sanırım her şey daha iyi olacak.
Si tu te recules un peu, ça ira beaucoup mieux.
Ben biraz daha az iyi yürekliyim.
Je serai moins clément.
Tamam, bu iyi oldu. Biraz daha portakal suyu alır mısın?
D'accord, c'est réglé.
Duvarımızı biraz daha büyütmeye karar vermeden, acele edip gitsen iyi olur!
Dépêche-toi. Avant que l'envie d'agrandir le mur commence à nous tenailler.
İyi, biraz daha bulursanız, kendinize küçük güzel bir mendil yapabilirsiniz.
Bien, trouvez-en encore quelques un, et vous pourrez vous faire un joli petit mouchoir.
Lanet olası kendini biraz daha kontrol etsen iyi olacak yoksa yapayalnız kalırsın.
Alors tu te contrôles ou je te garantis que tu vas te retrouver bien seul.
Biraz küçük yapmak daha iyi, ama gayet güzel yapılabilir.
Mieux vaut faire moins, mais le faire bien.
- Daha iyi! Biraz dinlenirsin.
Tant mieux, tu nous laisseras un peu avec ton téléphone!
Ona biraz ilaç hazırlayayım. Daha iyi hissedecektir.
Je vais préparer une décoction qui le remettra vite sur pied.
Sence biraz daha yaklaşsak daha iyi olmaz mı?
Tu ne pense pas que ce serait mieux si nous allions un peu plus près?
Biraz uzaklaşmanın daha iyi hissettireceğini düşünmüştüm.
J'ai pensé que ça te ferait du bien.
Tanrı aşkına, Ed, pist biraz daha uzun olsa daha iyi olurdu.
Ed, il faut une vraie piste d'atterrissage.
Fakat bu biraz çelişkili bir durum. Birbirimizi daha iyi tanıyalım diye beni yemeğe çıkartan sensin.
C'est un peu déroutant, car c'est toi qui voulais aller déjeuner, pour qu'on fasse connaissance.
Önce, biraz bilgi alalım, zamanla her şey daha iyi olacak.
Dès qu'on en saura plus, ça ira mieux.
Planladığımdan biraz daha büyük... ama bu iyi bir şey.
C'est un petit peu plus gros que ce que j'avais prévu, c'est peut-être une bonne chose.
Tatlım, artık şah damarın da burnunda olmadığına göre sanırım burnunu biraz kaldırtsak daha iyi olacak. Bak şöyle.
Tu vois chérie, maintenant qu'on est débarassé de ce problème de carotide, je pense qu'on devrait le remonter un peu, là, ce serait chouette, regarde.
Sanırım biraz üzerinde çalışılsa daha iyi olabilir
J'y travaille le plus possible.
Ayakta uyumak yerine biraz daha dikkatli olsan iyi olurdu.
Faites un peu plus attention, au lieu de rêvasser. - Désolée.
Bu onu biraz üzdü ama, açıkcası, ben kendimi şimdiden bin kere daha iyi hissediyorum.
Ça l'a un peu secouée, mais moi je me sens mille fois mieux!
Bana Bill de. Eğer bira falan içiyorsak, tamam, ama işte, söylevleri biraz daha resmi üslupla devam ettirirsek daha iyi olur.
Autour d'une bière pourquoi pas, mais au travail, il est préférable que nous restions plus protocolaires.
Sen benim yeterince iyi olmadığımı düşünebilirsin ama belki de Ed biraz daha açık fikirlidir.
Tu penses peut-être que je suis pas assez bon, mais Ed est peut-être plus ouvert.
Eğer beni biraz olsun düşünüyorsan, daha iyi bir ceset bulmalısın.
Si vous m'aimiez vraiment, vous me trouveriez un meilleur cadavre.
Belki biraz gitsem daha iyi olacak.
Peut-être que... Peut-être que ce serait mieux pour toi si je partais quelques temps...
Evet. Kendine biraz ziyafet çek bu gece ve daha iyi ol.
Ouais, te faire une petite... injection de boeuf sexy ce soir pour te sentir mieux.
Biraz daha zaman. İyi o zaman.
"On doit se donner du temps..." C'est parfait!
Sadakatini biraz daha düsünsen iyi olur asker.
Vous devriez peut-être réfléchir plus à ce qu'est l'allégeance, soldat.
Ama önce biraz vakit ayırıp birbirimizi tanımaya çalışsak daha iyi olmaz mı?
Mais on pourrait essayer d'apprendre à se connaître?
Biraz sarsılmış ama şu an daha iyi
Elle va mieux, son état est stationnaire à présent.
Her neyse geri gidip o resme bakmalıyız bu da iyi bir şey, böylece senin de kız arkadaşına asılmak için biraz daha zamanın olacak.
De toute manière, il faut qu'on y retourne et qu'on voit cette peinture, Ce qui est une bonne chose, parce que tu auras plus de temps pour roucouler avec ta copine. Mec...
Veronica, hayatta biraz daha tecrübe edindiğinde iyi giyimli ve titiz tüm erkeklerin eşcinsel olmadıklarını anlayacaksın.
Veronica, je pense que quand tu sortiras un peu plus, tu découvriras que les hommes bien habillés, éloquents, et soignés ne sont pas tous forcément gays.
Ceketini, Uzay Yolu aletini, yeni ürkütücü kariyerini al ve git. Ama annenler için yaptıklarımı düşünürsek senden biraz daha işbirliği beklerdim. İyi.
Prends ta veste, ton matériel minable à la Star Trek, ta nouvelle carrière flippante et ouste.
Biraz daha şu pudingten yersem iyi olacagım.
Encore un peu de flan et ça ira.
Belki yine birbirimizi daha iyi tanımak için biraz zaman geçirebiliriz. Eğer uygunsa.
On peut prendre le temps de réapprendre à se connaître, si tu es d'accord.
Eğer, bu daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, biraz önce Seth'i gördüm, ve senin göründüğün kadar mutsuz görünüyordu.
Si ça peut te faire sentir mieux, je viens de voir Seth et il est aussi miserable que ce qu'il a fait.
biraz daha iyiyim 16
biraz daha 472
biraz daha var 16
biraz daha kal 33
biraz daha dayan 42
biraz daha bekle 17
biraz daha ver 22
biraz daha anlat 20
biraz daha alabilir miyim 17
biraz daha kahve 39
biraz daha 472
biraz daha var 16
biraz daha kal 33
biraz daha dayan 42
biraz daha bekle 17
biraz daha ver 22
biraz daha anlat 20
biraz daha alabilir miyim 17
biraz daha kahve 39
biraz daha şarap 27
biraz daha ister misin 62
biraz daha aşağı 16
biraz daha yukarı 28
biraz daha al 18
biraz daha sola 27
biraz daha zamana ihtiyacım var 21
biraz daha yaklaş 34
biraz daha çay 21
biraz daha şampanya 21
biraz daha ister misin 62
biraz daha aşağı 16
biraz daha yukarı 28
biraz daha al 18
biraz daha sola 27
biraz daha zamana ihtiyacım var 21
biraz daha yaklaş 34
biraz daha çay 21
biraz daha şampanya 21
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi misin 168
daha iyi olacak 29
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi misin 168
daha iyi olacak 29
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68