English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Biraz daha kal

Biraz daha kal tradutor Francês

444 parallel translation
Biraz daha kalın peder.
Encore un peu de patience.
Biraz daha kalın Baron.
Restez encore un instant.
Hayır, teşekkürler, biraz daha kalıp Blackie'yi göremez misin?
Non, merci. Tu ne restes pas pour voir Blackie?
Biraz daha kal lütfen.
Restez quelques minutes.
- Biraz daha kalırsam öleceğim.
- Je mourrais si je devais rester.
Biraz daha kalırsam, arabamı tanımalarından korkuyorum.
On pourrait reconnaître ma voiture.
Orada biraz daha kalırsa olacağı o.
Elle le deviendra si elle reste là-bas plus longtemps.
Burada biraz daha kalırsam, sıradakinin kim olacağını bilemezsin.
Si je reste ici plus longtemps, on ne peut dire qui sera le suivant.
- Lütfen biraz daha kalın.
- Restez un peu, s'il vous plaît.
Böyle bir şeydi ama dudakları biraz daha kalındı.
Il avait les lèvres plus charnues.
Saçları biraz daha parlat ve kaşları biraz daha kalınlaştır.
Éclaircis les cheveux et épaissis les sourcils.
Ben şu otele bakacağım Burada biraz daha kal.
Ces allumettes viennent d'un hôtel. Je vais y aller. Et moi?
- Biraz daha kalır mısın?
- Vous pouvez m'attendre un moment?
Hadi biraz daha kalırsak paslanacağız.
Ne le laissez pas ici, il va rouiller.
Biraz daha kal.
Restez encore.
Orada biraz daha kalıp bir iki yavru goril yakalamaya çalışacağım. Gezinin parasını çıkartayım en azından. - Burada kalmaya ne dersin?
Ecoute... je reste pour capturer quelques gorilles.
Biraz daha kal sevgilim.
Chéri... reste cette nuit!
Biraz daha kalıp etrafı görsenize.
Restez plus longtemps. Vous l'apprécierez mieux.
Biraz daha kal.
Reste encore un peu.
Burada biraz daha kalırsam tip B-kişiliğe dönüşeceğim.
Si je passe trop de temps ici, je vais finir par hiberner.
Ama yakından bakarsan... cüzzam basilinin biraz daha kalın ve uzun olduğunu görürsün.
Mais si vous regardez bien, le bacille de la lèpre est légèrement plus gros et plus long,
Taksiyi geri gönderebilirsin. Lütfen biraz daha kal.
Le taxi, on peut le renvoyer.
Hayır, biraz daha kal.
Non, restez encore un peu.
Lütfen biraz daha kal.
Restez encore un peu.
Burada biraz daha kalırsak deli olacağız.
Si on reste là, on va devenir fous.
- Biraz daha kalıp, bir iki aile fotoğrafı çektirmek istemediğinden emin misin?
On y va, nous. T'es sûr de pas vouloir prendre de photo de famille?
Biraz daha kal benimle.
Reste encore un peu.
Artık gitsen iyi olacak, çünkü biraz daha kalırsan Paris'e kaçma planları kuruyor olacağız.
Maintenant, il vaut mieux que tu partes. Nous pourrions encore nous enfuir.
Soracağım sana, biraz daha kalır mısın diye
Dites-moi quel est votre nom
Soracağım sana, biraz daha kalır mısın diye Hey, usta.
Dites-moi quel est votre nom
- Biraz daha kalıp konuşamaz mısın?
- Ne pouvez-vous pas rester avec moi?
Üzgünüm ama burada biraz daha kalırsam, kusacağım.
Non, je vais vomir si je reste ici.
- Biraz daha kal...
- Attendez encore un peu...
Eğer biraz daha kalırsam hapsi boylayacağım.
Si je reste encore ici... je finirai en prison.
Biraz daha kal.
Restez encore un peu.
Burada benimle kal. Biraz daha. "
Reste ici avec moi encore un peu. "
Biraz daha kalın.
Restez un peu plus longtemps.
Yani hava karardıkça daha soğuk oluyor üşüdükçe biraz daha yaklaşmak zorunda kalırım...
L'air se rafraîchit et il se fait tard, et je vais devoir m'approcher de vous si j'ai froid.
- Kalıp biraz daha dinlenseniz iyi olur.
- Vous devriez rester ici et vous reposer.
Biraz daha solda kalın.
Déplace-toi un peu à gauche.
Gel, biraz daha yanımda kal.
Viens près de moi.
Biraz daha kal..
Restez donc.
Atları biraz daha yorarsak, yürümek zorunda kalırız.
À trop pousser ces chevaux, on finira par marcher.
Biraz daha benimle kal. Yarım saat kadar.
Reste avec moi encore une demi-heure.
- Biraz daha uyanık kal.
- Reste éveillée encore un moment.
Bakayım, biraz daha kazanabilir miyim. Böylece burada kalırız.
Je vais voir si je peux en faire plus pour qu'on puisse rester.
Biraz daha kalın. Birisiyle buluşmalıyım.
J'ai rendez-vous.
Lütfen, biraz daha kal.
Encore un instant...
Maalesef bu daha rahatsızlığımdan sonra ayağa kalkabildiğim ilk günüm. Sanırım burada kalıp, biraz dinlenmem daha iyi olacaktır.
Malheureusement, c'est mon premier jour debout après la grippe... et je devrais peut-être rester à l'intérieur et le prendre à l'aise.
Biraz daha şok yersen ömür boyu burada kalırsın.
Trop d'électrochocs, et vous ne sortirez plus d'ici.
Burada bir gün daha kalıp Kongre Üyesinin oğlunu kontrol edeceğiz ve... biraz golf oynayacağız.
On va rester un jour de plus pour surveiller le môme du politicien et caser quelques parties de golf pour notre plaisir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]