Dört üç tradutor Francês
3,726 parallel translation
Beş dört üç iki bir.
Cinq quatre trois deux un.
Beş dört üç iki...
5 4 3
Beş, dört üç, iki, bir... Diktatör Fulgencio Batista ülkeden kaçtı. İsyan birlikleri Havana'ya girerken alkışlarla karşılandı.
Cinq, quatre, trois, deux, un Avec le vol du dictateur Fulgencio Batista et l'entrée des forces rebelles dans la Havane acclamés par la ville.
... dört, üç, iki...
... quatre, trois, deux...
Son dört yılda, on üç muayene. Ve bu muyum, beş numara mı?
Treize examens en quatre ans, et je n'ai qu'un numéro?
Bir iki üç dört!
Un, deux, trois, quatre.
Solocu olarak orkestrayla üç, belki dört kez prova yaparsın ve parçayı bir ya da iki kez çalarsın.
En tant que soliste, vous répétez avec un orchestre trois, peut-être quatre fois, et jouer la pièce une fois ou deux fois.
Evliyim ve dört çocuğum var ve hayatımda sadece üç vajina gördüm.
Phil, marié, 4 enfants et je n'ai vu que trois vagins de ma vie :
İki, üç, dört.
Deux, trois, quatre.
Üç dörtlük ölçü, dördüncü portede dört dörtlük ölçüye dönüşüyor ve beşinci portede tekrar üç dörtlük oluyor.
Trois quarts, quatre quarts, à la quatrième mesure. puis tu reviens à trois quarts à la cinquième mesure.
Bir, iki, üç dört, beş, altı...
1, 2, 3... 4, 5, 6.
Bir adam dua ediyor. Bir, iki, üç dört...
Homme qui chante... 1, 2, 3...
Bir, iki, üç, dört...
On y va : 1, 2, 3 4, 5, 6, 7,
Bir, iki, üç, dört!
1, 2 3, 4.
Bir, iki, üç, dört taneye ihtiyacımız var. Sert penislere.
Une, deux, trois, quatre, cinq.
Bir, iki, üç dört, beş.
Un, deux, trois, quatre, cinq.
Bunların hepsi... üç, dört dakika.
En tout... Ça fait 3, peut-être 4 ou 5 minutes.
Dört... üç... iki...
Quatre... Trois... Deux...
Seks yapalı da üç, belki de dört sene olmuştur.
Ta dernière relation sexuelle, à trois ou quatre ans.
Ben daha üç, dört yaşlarındayken bana yıldızları öğretmeye başladı.
Il me parlait des étoiles quand j'avais 3 ou 4 ans.
On, dokuz sekiz, yedi, altı beş, dört, üç iki, bir!
Dix... neuf... huit... sept... six... cinq... quatre... trois... deux... un...
Dört gencin kayıp olduğu rapor edildi. Berlin'den bir kız ve Alman pasaportlu üç göçmen.
Quatre jeunes sont portés disparu une fille de Berlin, et trois migrants avec des passeports allemands.
Dörtte dört. Ama dürüst olmak gerekirse, dörtte üç, arkalarında gerçekten birileri vardı.
Mais là en fait, trois fois sur quatre, ils avaient vraiment quelqu'un derrière eux.
Bir, iki, üç, dört.
1, 2, 3, 4...
Beş, dört, üç, iki, bir.
Cinq, quatre, trois, deux, un.
Bir, iki, üç ve dört.
Un, deux, trois et quatre.
- Bir, iki, üç ve dört.
- Un, deux, trois, quatre.
Bir, iki, üç ve dört.
Un, deux, trois, quatre.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi...
Un, Deux, Tois, Quatre, Cinq, Six, Sept...
Bir, iki, üç, dört beş, altı, yedi, sekiz.
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit.
Yayına girmemize beş, dört, üç...
A l'antenne dans cinq, quatre, trois...
- Kaburgalari kirilmis... burnu kirik, üç ya da dört disi kirik.
- Des côtes cassées... le nez et 3 ou 4 dents.
Bir iki üç dört... On bir, on iki, on üç... aşırı derin olmalı.
1... 2... 3... 4... 5... 6 11... 12... 13...
Bir, iki, üç, dört, çeyrek vardır.
You got one, two, three, four quarters.
Bir, iki, üç, dört!
Un, deux, trois, quatre!
İki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz.
Deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, ve kestik!
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, Et stop!
D, Ben... biz sana Drake'e yollaman için üç şarkı verdik ama her nasılsa dört tane almış.
D, je suis On t'a donné 3 sons à envoyer à Drake Et d'une façon ou d'une autre, il en a reçu 4
22 yıldır bu görevdeyim, silahımı üç ya da dört kez ateşlemişimdir.
Je suis dans la police depuis 22 ans et j'ai tiré peut-être trois ou quatre fois.
Bir, iki, üç, dört. Uzak diyarlara götürür beni.
Un, deux, trois, quatre.
Bir... iki... üç... dört.
Un... Deux... Trois...
Bir, iki, üç, dört.
Un, deux, trois, quatre.
Ve sanıyorum ki bu olaya tanıklık eden bir, iki, üç, dört, tam beş kişi var.
Et si je compte bien j'ai là un, deux, trois, quatre, cinq témoins en mesure de corroborer cette version des faits.
Drake'e yollaman için sana üç parça vermiştik ve her nasıIsa dört tane almış.
Dynasty : Attendez!
Dört artı üç, yedi.
Quatre plus trois, sept.
Şimdi ise hafta sonlarımı dört yaşlarındaki üç çocukla beraber... -... ve çamaşır yıkayarak geçiriyorum.
Maintenant, avec trois gamins sous l'âge de 4 ans, la laverie est là que je traîne mon gros week-end.
Bir, ki, üç, dört!
# Un, deux, trois, quatre!
Kaybolduktan üç yıl, dört ay sonra...
3 ans et 4 mois après sa disparition.
Peki, üç ya da dört yıldır kayıp. Bir şey garanti, değişiklik olacak.
Ayant disparu depuis 3 ou 4 ans, ça garantissait une chose, il avait changé.
Bunu yaparsan, bir saniye düşün üç yıl dört aydır kayıp olan çocuğun babasısın ve onu Kolombiya'da buluyorlar, ne yapardın?
Essayez d'imaginer... Si vous étiez le père d'un enfant disparu depuis 3 ans et 4 mois qui est retrouvé en Colombie. Que feriez-vous?
Bir, iki, üç, dört...
Un, deux, trois, quatre.
üç gün sonra 30
ücretsiz 39
üçte 35
uçakla 22
uçuyorum 78
uçuyoruz 25
üç ay sonra 19
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
ücretsiz 39
üçte 35
uçakla 22
uçuyorum 78
uçuyoruz 25
üç ay sonra 19
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
uçuyor 28
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58