English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Güzel olur

Güzel olur tradutor Francês

2,479 parallel translation
Eğer burada CIA'cilerin yanında kalırsan güzel olur diye düşünüyordum.
Ce serait une bonne idée... que tu restes ici derrière et que tu surveilles les types de la CIA.
Dinle, annen şehir dışındayken ve haftasonu birlikte olduğumuza göre İmparator ve ben, seni Güç'ün karanlık tarafına çevirsek güzel olur diye düşündüm.
je pensais que ce serait sympa de t'initier au côté obscur de la Force avec l'Empereur.
Hadi ama gayet güzel olur.
Allez! Ça se passera bien.
Bu çok güzel olur.
Bonne idée!
- Umarım Alice güzel olur.
J'espère qu'elle sera jolie.
Yaşlıların mahrem bölgeleri hakkında konuşmayı azaltsak güzel olur.
Euh, et, si on pouvait juste faire taire la conversation sur les parties génitales au minimum.
16 yaşında, kızlar hâlâ çok güzel olur.
A16ans ; on est encore très gentille.
Babamın adadaki yerini biliyor musun? Kışın çok güzel olur.
La maison de mon père sur l'île est idyllique en hiver.
Bence güzel olur.
Ça me plairait.
- Evet, tabii ki. Bu çok güzel olur.
J'y comprends que dalle, mais c'est un délice.
Senin desteğine sahip olmamız güzel olur.
Il serait bien que nous puissions compter sur votre soutien.
Güzel olur
Quel domaine? La beauté.
Çok güzel olur. Hanna, Damien.
C'est une bonne- - oh Hanna, euh Damien!
Evet, güzel olur.
Oui, ce serait bien.
- "Hiç" daha güzel olur.
- Pour toujours.
İçeri girelim ve güvercini uçurursak güzel olur, diye düşünmüştük.
" Laisse les oiseaux s'envoler, ce sera charmant.
Ne güzel olur.
Ça serait bien.
- Güzel olur.
- Je voudrais bien.
Güzel olur dedim.
- J'ai pensé que ce serait sympa.
Yüce Tanrım. Bu ikisi Las Vegas'a taşınıp bir çift kaplanla sirk gösterisi yapsa ne güzel olur!
Seigneur, ils devraient aller à Las Vegas, trouver des tigres blancs et monter un spectacle de magie.
Doktor, o çok güzel olur. Bilhassa baharda.
En tout cas, c'est délicieux, surtout au printemps.
Peki, biraz branç yapalım, sonra adadaki eski kiliseyi dolaşmaya ya da botanik bahçelere göz atmaya gidebiliriz, sizce hangisi daha güzel olur.
Un brunch, et après, on peut soit aller voir la plus vieille église de l'île, soit visiter les jardins botaniques, qui sont d'ailleurs plutôt jolis.
Evet, çok güzel olur, gerçekten fakat...
Oui, ça me semble parfait, mais...
Yine de olması güzel olur.
Pour rien, ça serait gentil s'ils lui donnent.
Konuşmasak çok güzel olur.
- Ça serait vraiment génial.
Daha güzel olur!
Ca à l'air bon.
Güzel olur Linda.
- Parfait, Linda.
İşte bu çok güzel olur.
J'adorerais vraiment, vraiment ça.
- Evet, muhtemelen oldukça güzel olur.
- Moi, je vois aussi que ça pourrait être super bien.
Güzel haberler gerçekten bir sürpriz olur.
De bonnes nouvelles seraient une grande surprise, en effet.
Yaranın üzerine Miki Fare'li güzel bir bandaj yaparız, olur mu?
Nous allons mettre un joli patch ci-dessus que la plaie avec Mickey Mouse, hein?
Şu balıkları bir güzel besleyelim, olur mu?
Allons nourrir ces poissons, ok?
ki POM harika bir reklam olur. Bununla ilgili yapabileceğimiz oldukça güzel fikirlerimiz var.
Nous avons déjà d'excellentes idées pour la pub de Pom.
Bir belgesel çekmeye karar verdik ve Maggie'nin annesiyle buluşmasından güzel doruk noktası mı olur?
Je veux dire, on voulait faire un documentaire et quel meilleur point culminant que Maggie rencontrant sa mère?
Sanki güzel olan kadınlar sadece Stirred dergisinin kapağında olur gibi ama bu nasıl olur?
Comme si les seules belles femmes sont dans les pages de Stirred Mais es ce que sa peut?
Güzel bir tropikal meyve tabağı harika olur.
Un bon plateau de fruits tropicaux serait charmant, sans mangue. On se voit dans peu de temps.
Dinle, düşünüyordum da kumsalda bir düğüne ne dersin? Güzel bir gün batımı töreni olur.
J'ai réfléchi, un mariage sur la plage au soleil couchant?
Olur, biraz daha. Güzel.
Plus, bien!
Yatakla çok güzel olur.
C'est bien avec le lit!
Ne dersin, sadece ikimiz güzel, romantik, harika bir yere kaçıp evlensek? Böylece bütün bu stres ve baskı ortadan kaldırılmış olur.
Alors, si on partait tous les deux pour un endroit magnifique et romantique, pour éviter tout ce stress?
Okyanus manzaralı, dört yıldızlı bir otelde oda ayırtmıştım fakat böylesine güzel ve muhteşem bir otelin yanında lafı mı olur?
J'avais réservé à une auberge quatre étoiles surplombant l'océan... mais comment ça peut rivaliser avec un hôtel aussi magnifique?
Acayip güzel olur bunun ızgarası Hüseyin.
On va les griller!
Çok güzel olur.
Ce serait bien.
Biraz daha vakit olsa ne güzel olur.
Nous avons besoin d'encore un peu de temps.
Dondurma olsa ne güzel olur. Tek bir sorun var...
Oui, la femme au foyer du coin et organiste d'église Lois Griffin a révelé qu'elle avait joué dans un film porno dans les années 80.
Güzel bir kız, hiçbir anlam ifade etmeyen bir takım sırları ifşa eden bir haine aşık olur.
Une belle fille est tombée amoureuse d'un traitre, qui fait passer des secrets cela n'a pas de sens.
Yine de açıklaman gereken bazı meselelerin su yüzüne çıkma ihtimaline karşı bu akşam ona güzel bir yemek hazırlasan iyi olur.
Tu devrais lui préparer un bon dîner, au cas où tu devrais t'expliquer.
Ve umarım bir gün senin o güzel sesini dinleme şansım olur.
Un jour peut-être, j'aurai la chance d'entendre ta superbe voix.
Güzel bir gelin olur mu oğlum- -
Ferait-elle une épouse
- Hiç olur mu öyle şey? Güzel.
- Tu as un moment?
Tamam olur. Güzel.
- Très bien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]