Sadece senin için tradutor Francês
1,548 parallel translation
Sadece senin için geldiğimi bilmeni istedim.
Je veux juste que tu saches que je suis après toi.
Var Kal-EI. Zira, evrenin bilgileri sadece senin için.
Mais si, Kal-El, pour la connaissance universelle qui est uniquement pour toi.
Sadece senin için kötü.
Ce n'est nul que pour toi.
Bu kuralları yıkıyorsun ve yankıları şiddetli olacak. Sadece senin için de değil, Jensen için de.
Si tu ne les respectes pas, les conséquences seront terribles pour toi, et pour Jensen aussi.
Carrie sadece senin için bu duruma geldi.
Carrie a été jusqu'au bout pour toi.
Birincisi, bu piliç sadece senin için güzel çünkü ben senin arkadaşınım.
D'abord, elle est sympa avec toi parce que je suis ton ami.
Hadisene. Sadece senin için ne kadar mutlu olduğumu söylemek için aradım.
J'appelais juste pour te dire que j'étais content pour toi.
Bu hayat sadece senin için var.
ton image est dans mon coeur.
Bu hayat sadece senin için var. Sen, sevgimin hikayesisin.
Je ne vis qu'à cause de toi.
Sadece senin için burada olduğumu bilmeni isterim.
Mais sachez que vous pouvez compter sur moi.
Artık yüzümü görmek istemiyorsun ama ben sadece senin için yaşıyorum, Krishna
Tu ne veux plus voir mon visage mais je ne vis que pour toi, Krishna.
Tüm bunları sadece senin için yaptım.
Je l'ai fait seulement pour toi.
Bu hislerinin sadece senin için anlamı var.
Ce que tu ressens ne compte que pour toi.
Bu diet sadece senin için.
C'est un régime juste pour toi.
Ama o sadece senin için geldi. Ve biz onu bırakmayacağız.
Tu as un peu pensé à moi au moins?
Sadece senin için hissedebileceğim şeylerden korkuyordum. Ve çok erkendi. En azından benim için.
J'avais peur de mes sentiments pour toi parce qu'il était trop tôt.
Sadece senin için öyle.
Seulement avec toi.
Ama bunları sadece senin için söyledim.
Mais ce que je viens de dire, c'est pour tes oreilles uniquement.
Sadece senin için endişeleniyorum.
Félicitations, tu as touché le gros lot.
Sadece senin için endişelendim.
Je m'inquiétais pour toi.
sadece senin için..
.. uniquement pour vous..
Bu konuda büyük bir tartışma yapmak istemiyorum, sadece senin için doğru yer değil...
Je ne veux pas qu'on se lance dans une grande discussion. Mais elle n'est pas bien pour toi.
Yoksa sadece senin için mi?
Ou c'est juste pour toi?
Sadece senin için üzülürler.
Il se sentiront juste mal pour toi.
Sadece geçen gün, bilirsin, baban eğlenceli olayı hatırlatmıştı senin ve Don'ın kız için kavga etmeniz.
C'est juste que l'autre jour, tu sais, ton père a raconté l'anecdote amusante de toi et Don vous battant pour cette fille. Oui. Et donc?
Benim mantıksız olduğumu varsayma, tamam mı? - Sadece senin kadar ilgisiz olmadığım için.
Ne crois pas que je sois aussi irrationnel, parce que je ne suis pas aussi détaché que toi.
Yani sadece... Eğer senin için çok fazla olursa...
Et je voulais te dire que si jamais ça devenait trop dur pour toi...
Burada sadece senin, değişim seminerine katılman gerektiği yazıyor. Herkesi Seminere almamın sebebi, senin bundan utanç duymaman için.
Et la seule raison pour laquelle j'en ai donné aussi aux autres était de ne pas vous gêner.
Eyaletin onun gibi birine ihtiyacı var. Sözünde duracak birine, herkes için en doğrusunu yapacak birine, sadece kendisine değil... senin gibilerine karşı durabilecek birisine.
Cet état a besoin de quelqu'un comme lui, quelqu'un qui est prêt à tenir ses promesses, quelqu'un qui... est prêt à faire ce qui est juste pour tout le monde, pas juste pour lui-même... quelqu'un qui est prêt à se dresser contre les gens comme toi.
Aynı zamanda Harry'yi de tanıyorum senin için sadece sıradan bir arkadaş değil.
Mais je sais que Harry... est plus qu'un collègue de bureau à vos yeux.
- Bunu sadece senin için yapıyorum.
- Je sais.
İşte bu yüzden sana sadece Sony PSP'mi bırakabileceğim için senin adına üzgünüm.
Et c'est seulement parce que je ressens de la pitié pour toi, que je te lègue ma PSP de Sony.
Senin için senin için yaptığım onca şeyden sonra... - Aldığım sadece bir öpücük öyle mi?
Après tout ça, tout ce que j'ai fait pour toi, j'ai juste un baiser?
Dur tahmin edeyim sen sadece dağılmış bir ailenin çalışkan çocuğusun diğerlerinin senin yaşadıklarını yaşamaması için çalışıyorsun.
Laissez-moi deviner : vous êtes le rejeton consciencieux d'une famille brisée qui essaie d'épargner aux autres la souffrance qu'il a connue.
Senin için, sadece ölüm var.
Pour vous, il n'y a que la mort.
Efendim, babanız senin için 5 milyar yaşam sigortası politikasına satın aldı Sadece 5 milyar?
Monsieur, votre père a acheté 5 milliards de police d'assurance-vie pour vous
Senin için sadece ben varım!
Il a raison Jai. Je suis la seule qui veuille bien de toi!
Kalbin arzuları sadece senin gözlerin için.
"Les désirs du coeur ne sont que pour tes beaux yeux."
Tüm o kendilerine senin çömezin diyenler, sadece beleş içki ve yemek için geliyorlar.
Ce n'est qu'une bande de profiteurs. Combien d'entre eux sont sincères avec toi?
Senin rahibeler sadece yetimhane için burada değiller.
Elles ne sont pas là uniquement pour l'orphelinat.
Belki bazen sadece seçimdir. Senin için bunu söylemek kolay.
Parfois l'amour, c'est un choix.
"Ben şimdi her an sadece, senin için dilerim".
"Oh, mon bien-aimé!"
Bugün buraya geçmişteki hataların için seni uyarmaya geldim. Yapabileceğin pekçok şey var ama sadece, senin için seçtiğim şeye sahip olabilirsin. Vermediğim şeyler içinse asla şansını zorlamamalısın.
Je suis venu aujourd'hui te mettre en garde contre tes propres erreurs. mais tu ne peux obtenir que celles que je choisis de te donner. tu ne dois jamais le prendre de force.
Baba, sadece iş haberleri lütfen iş için, bütün gün senin
Seulement les nouvelles des affaires, papa. Il y a la journée entière pour les affaires.
Bu senin için sadece iş mi?
C'est du business? T'es pas accro?
Sadece senin hakkında yazmak için bir şey düşünemedim, ben de kendi babası hakkında yazması için ona sordum.
Je ne trouvais rien à dire sur toi, alors je lui ai demandé qu'elle écrive quelque chose sur son père.
Sadece senin iyiliğin için söylüyorum.
Si je dis ça, c'est pour ton bien. Je sais!
Sadece... senin için.
Uniquement... pour toi.
Senin için endişeleniyor sadece.
Elle est juste inquiète à ton sujet.
Ve sadece onlar senin için geldiğinde görebilirsin, bu yüzden sen göremedin ama ben gördüm.
Ils peuvent jsute être vu lorsqu'ils te poursuivent, c'est pour cela que je l'ai vu et pas toi.
Senin için sadece numaralardan ve hayret verici bir beyinden mi ibaretim?
Je suis seulement des faits et des chiffres pour vous? Un cerveau ambulant?
sadece senin 16
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için deliriyorum 16
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için mi 51
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için deliriyorum 16
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için mi 51