English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Savaş onunla

Savaş onunla tradutor Francês

194 parallel translation
Savaş onunla!
Luttez!
Yani savaş onunla.
Tu sais, te battre.
Savaş onunla.
Résiste.
- Haydi dostum, savaş onunla.
- Allez, résiste.
Savaş onunla!
Battez-vous!
Cüzdanıyla savaş onunla.
On attaque son portefeuille.
Savaş onunla.
Résiste! Tu dois résister!
Mulder, savaş onunla. Onu yenebilirsin.
- Lutte, tu peux le battre.
Savaş onunla, Harry.
Battez-vous, Harry.
- Öyleyse savaş onunla.
- Alors lutte.
Sha're, savaş onunla.
Sha're, Bats-toi.
Savaş onunla, Piper.
Combats-le, Piper.
O halde savaş onunla.
- Je le vois! - Et bien, bats-toi.
Beyler Georgia savaşırsa, ben de onunla giderim.
Messieurs... si le Sud se bat, je serai avec lui.
Kardeşlerim gibi zengin olurum ve geri gelip onunla çiftlik için savaşırım.
Je deviendrai riche comme mes frères et je reviendrai pour obtenir Ia ferme.
Savaş bitince onunla kalacağını sanıyor.
Il croit que tu resteras ici avec lui après la guerre.
Bizim gibi muhafızlar savaş sırasında onunla boy ölçüşemezdi bile.
Si nous étions ennemis, il nous battrait.
Savaş şafak sökerken başladı ve gün ağarana kadar sürdü! Her şey bittiğinde, onunla ikimiz kalmıştık.
La bataille a commencé à l'aube et s'est terminée dans la nuit.
Onunla savaşırken aklından geçen neydi? - Sen.
- À toi.
Güvenlik onu desteklerse onunla nasıl savaşırız?
Si la sécurité le soutient, que pouvons-nous faire?
Bir dakika. Bu asker emirleri uygulamak istiyorsa, onunla tek savaşırım.
Si cette soldate impose ses ordres, je me charge d'elle personnellement.
Grady'yle ben İç Savaş'ta onunla at sürdük.
Grady et moi, on a fait la guerre avec lui.
Onunla savaş sonrasında tanıştım.
Je l'ai fait! Je l'ai rencontré après la guerre.
Onunla savaşırken ne güzel günlerdi.
C'était un plaisir de se battre contre lui.
Savaş sırasında onunla uçmuştum.
J'étais avec lui pendant la guerre.
Bazen onunla eski seferler, İsyan, Afgan Savaşı, başbakan gibi konular üzerinde tartışırken, sanki görünmez bir el tarafından yüzündeki gülümseme birdenbire siliniyordu.
Parfois, quand on parlait des anciennes campagnes... la Crimée, la mutinerie, la guerre d'Afghanistan... son sourire s'effaçait comme par une quelconque main invisible.
Savaş onunla.
Bats-toi!
Cooper, kendin için onunla savaş.
Cooper, pour votre bien, combattez-le.
Onunla akıllarına gelen her konu hakkında konuşabilirlerdi... Okul, futbol, nükleer savaş.
Ils peuvent lui parler de n'importe quoi qui leur passe par la tête - l'école, le sport, la guerre nucléaire.
- Damien, onunla savaş.
- Damien, combats-le.
Onunla kaybedenler savaşır, kaybedenler ölür.
Les nuls luttent contre ça et meurent.
Hatırla, savaş onunla.
Résiste.
Ya onunla savaş ya da benim yaptığımı yap.
Soit vous luttez contre, soit vous faites comme moi.
Onunla savaş.
Luttez contre l'embonpoint!
Onunla savaşıp, hepimizi öldürmeden önce durdurmalıyız.
Il faut l'attraper et l'empêcher de nous tuer tous.
Hala onunla savaşıyorum.
Je me débats encore.
Onunla en büyük savaşımı yaptım ama sonunda kedicik pençelerini kırptırdı.
Je me suis battue comme une diablesse, mais finalement, la chatte a dû rentrer ses griffes.
Oraya gelmeden Zeyna'nın savaştığını duyduysan, kim onunla savaşıyordu?
Si tu as entendu Xena se battre, contre qui était-ce?
BU benim onunla birlikte üçüncü savaşım.
C'est notre troisième guerre ensemble.
Bak, elbette onunla tanışmayı isterdim. Onun elini sıkmak, ona Gorn'la Certus III'teki savaşını sormak isterdim.
Ecoutez, bien sûr, je voudrais le rencontrer, lui serrer la main, lui demander comment il a combattu les Gorns.
Savaş esansında, onunla birlikte değildin.
Vous n'avez pas combattu à ses côtés.
Onunla savaşıyorum.
Je résiste.
Savaş onunla Kathryn, biraz daha.
- Résistez, Kathryn.
Babam şu savaş şeyine onunla gitmemi istemek üzere.Ne yapacağım ben?
Mon père va me demander d'y aller, je fais quoi?
Ama onlarda... evi... her ne ise onunla savaşın tam ortasındalar.
Ils se battent déjà avec la Maison de... je ne sais quoi.
Cocuklar orada savas alaninda durdugunuzda... ... Ve Kanada'lilarin komur gozlerine baktiginizda... ... Size hokey sopasi veya her neyi varsa onunla yuklendiginde...
Quand vous serez là-bas... que vous toiserez ces Canadiens... chargeant avec leurs crosses de hockey... et que vous mourrez nombreux, repensez à ce que dit la censure :
Onunla Paris'te tanıştım, Bulge Savaşı'ndan bir gün önce.
Je l'ai rencontrée à Paris, avant le début de la Bataille des Ardennes.
Savaş onunla.
Combats-la.
Sanırım Amerika'da savaşın daha popüler olması için onunla çalışıyorlar.
Les Américains n'étant pas tellement intéressés par la guerre, on lui a donc demandé de la populariser.
Ve yatmakta direndiğim öğrenci arkadaşım... Savaş sırasında orduya yazıldı ve... Aniden onunla evlenmemi istedi.
L'ami étudiant avec qui j'avais refusé de coucher s'est engagé pendant la guerre et m'a demandé de l'épouser.
Eğer yapmazsa, onunla savaşırım.
S'il refuse... - On avisera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]