Yarın pazar tradutor Francês
124 parallel translation
"Yarın Pazar. Belki seni güzel bir gezintiye götürmeme izin verirsin".
Demain, c'est dimanche, nous pourrions faire une longue promenade.
Ama yarın Pazar.
Mais c'est dimanche demain.
Pekala yarın pazar ve haftanın geri kalanında herkesin midesi ekşiyecek.
Ici, tout le monde en a le dimanche. Et ca dure toute la semaine.
- Ama yarın Pazar.
- Mais c'est dimanche.
Yarın pazar.
Demain est dimanche.
- Yarın Pazar.
- Demain, c'est dimanche.
- Yarın Pazar. - Pazartesiye ne dersin?
- Demain, c'est dimanche.
Ama yarın pazar.
Mais c'est dimanche.
Yarın pazar.
C'est dimanche, demain.
Bugün cumartesi, yarın pazar. Kimse çalışmaz.
On est samedi et dimanche, personne ne travaille.
Yarın Pazar.
Demain c'est Dimanche
Yarın Pazar.
Demain, c'est dimanche.
Ne kadar sürüyor? Ertesi gün. Fakat yarın Pazar.
Ils ont un nouveau procédé de nettoyage à sec. Très bien.
Tamam. Yarın pazar açıldığında 1500 hisseyi 50 seferde almanı istiyorum.
A l'ouverture du marché, achète-moi 1500 options d'achat à 50 $ à juillet.
- Yarın Pazar..... ve, bana dua etmek dışında bir şeye yeltenirsen, kaybedersin, Doc.
- Demain, c'est dimanche... et à moins que vous ayez l'intention de prier mieux que moi, vous avez perdu.
Yarın Pazar!
Demain, c'est dimanche.
Yarın Pazar, tatil.
Demain, c'est dimanche, congé.
George, yarın pazar.
George, demain, c'est dimanche.
Baba, yarın Pazar.
Père, c'est dimanche demain. C'est un jour de congé.
- yarın Pazar!
Les bureaux sont fermés.
Yarın Pazar.
C'est dimanche demain.
Yarın Pazar, değil mi?
Tu veux vraiment aller à Jaejoo?
Ama yarın Pazar.
Mais demain c'est dimanche.
Yarın Pazar mı?
C'est dimanche demain?
Yarın pazar.
C'est dimanche demain.
Güzel, yarın... pazar!
"D'accord. Demain... Dimanche!"
- Pazar günü olduğunu biliyorum, fakat tüm hafta sadece yarım sayfa yazabildim
On a beau être dimanche, je n'ai écrit qu'une demi-page. Três bien, Rosemary.
Kardinal Hazretlerine ben açıklarım. Yarın hayvan pazarına gideceğim için bu parayı bir kenara koymuştum. İşlerim için bir hayvan alacaktım.
Ces sous, je les avais mis de côté pour acheter à la foire demain une bête dont j'ai besoin pour les champs.
Hayır, yarın değil. Pazar günü, dörtte burada.
Non, plutôt dimanche à quatre heures.
Yarın pazar olduğu için çok sevinçliyim. Aha, yarına kadar bekle.
Tu le seras moins demain.
- Bak, yarın Pazar.
- Écoute, demain c'est dimanche.
Ama yarın sıradan bir Pazar değil.
Et demain n'est pas un dimanche ordinaire.
Yarın, günlerden Pazar. At bineceğim.
C'est dimanche, j'ai un rallye.
- Bak, yarın pazar.
Si vous veniez au studio?
Bugün Cumartesi, yarın da Pazar...
On est samedi. Demain c'est dimanche.
Pazar günü gece yarısı bu kamyonda olacaksınız.
Le camion vous attendra à minuit dimanche soir.
Yarın günlerden Pazar.
Malheureusement, demain c'est dimanche.
Ne bugün, ne yarın ne de pazar.
Aujourd'hui ni demain ni dimanche.
Bunların maaşlarının toplamı, Ortak Pazar ülkelerinin yarısının gayri safi milli hasılasından fazladır.
Leur feuille de paye est plus élevée que le produit national brut... de la moitié des nations du Marché commun.
Ancak Silver Blaze'ın pazar gününe yarışacağı konusunda çok umutluyum. Jokeyinizi hazırda bulundurun.
J'ai tout lieu d'espérer que Flamme d'Argent prendra le départ samedi.
Kayakçılar, her zaman kupa galibi takımın belirlendiği Pazar finalinde yer almak için yarışıyor.
Les skieurs se disputent une place dans la finale de dimanche où tous les temps sont additionnés pour élire le gagnant de la coupe d'équipe.
Yarın ya da pazar evde misin?
Demain ou dimanche?
Pekala. Pazar gecesi, yani yarın gece DeLorean'ı terk edilmiş gümüş madeninin yanındaki raylara yerleştiririz.
dimanche on va faire monter la DeLorean sur la voie ferrée ici à la mine d'argent abandonnée.
Amerika'nın en büyük beşinci pazarı ve benim yarın başlamamı istiyorlar, bu iyiye işaret, yani sanırım.
C'est la 5ème audience des USA. Ils veulent que je commence demain.
Evet, yarın gidip Pazar döneceğim.
Demain, jusqu'à dimanche.
- Yarın pazar!
Mais demain, c'est dimanche!
Yarın dönmeye çalışacağım, ama Pazar'a uzayabilir.
J'essaierai de revenir demain, sinon dimanche.
Hadi Meg. Yarışma pazar günü. Henüz hiç hazır değilsin.
Le concours a lieu ce dimanche et tu n'es même pas prête.
Yarın ilmihal dersinin sınavı var ve pazar günü yeminimi etmek için en az 85 puan lazım.
Demain, j " ai un examen de catéchisme. Il me faut 85 sur 1 00 pour prononcer mes voeux dimanche.
Yarın da beraber takılacağız ve Pazar günü de.
On va s'éclater demain aussi. Et on va s'éclater aussi dimanche!
Havalara uçuyorum. Çalışmak için yarın ve pazar günü, sınıfı bize ayırdım. Pazartesiye kadar hazır olacağız.
J'ai réservé la classe pour qu'on travaille demain et dimanche, afin que lundi, on soit prêts.
pazar 161
pazartesi 216
pazar günü 59
pazarlık 23
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74
pazartesi sabahı 26
pazar mı 17
yarın 1367
yarın görüşürüz 752
pazartesi 216
pazar günü 59
pazarlık 23
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74
pazartesi sabahı 26
pazar mı 17
yarın 1367
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarın ararım 21
yarın sabah 8 21
yarın akşam 77
yarın gel 39
yarın konuşuruz 62
yarın öğleden sonra 16
yarın görüşmek üzere 36
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarın ararım 21
yarın sabah 8 21
yarın akşam 77
yarın gel 39
yarın konuşuruz 62
yarın öğleden sonra 16
yarın görüşmek üzere 36
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarından sonra 30
yarın sabah 190
yarın gidiyorum 39
yarın olmaz 23
yarın gece 101
yarın ne yapıyorsun 17
yarın mı 170
yarın büyük gün 21
yarın gelin 16
yarın saat 10 21
yarın sabah 190
yarın gidiyorum 39
yarın olmaz 23
yarın gece 101
yarın ne yapıyorsun 17
yarın mı 170
yarın büyük gün 21
yarın gelin 16
yarın saat 10 21