Çok kolaydı tradutor Francês
645 parallel translation
- Valencia'nın şifresi çok kolaydı.
Le mot de passe de Valencia était trop facile.
Sen hayatı tanıyamazsın. Hayatta her şey senin için çok kolaydı.
Tout a été trop facile pour toi.
- Çok kolaydı.
- C'était évident.
Fakat taşıması çok kolaydı, babanız da onu o kadar severdi ki.
Mais il était très léger à porter et son père l'aimait tant.
Dümeni çok kolaydı.
Ah, qu ´ il était "yar"!
Çok kolaydı, haklısın.
Il était vraiment "yar"!
- Nasıl yaptınız bunu? - Çok kolaydı. Dimitrios, Stambulski olayına karışan yabancı ajanlardan biri demeniz yeterliydi.
Ce fut très facile dès le moment où vous avez mentionné que Dimitrios était un des agents étrangers de l'affaire Stambulisky.
Çok kolaydı, değil mi?
Une partie de plaisir? !
Heyecanları bastırmak gördüğün gibi çok kolaydır.
On referme une fenêtre et le calme revient.
Gücün ne olduğunu gördüm. Düşman edinmek gerçekten çok kolaydı.
Je découvris la force de ce groupe pouvant écraser toute opposition.
Küçük bir evdir ve bakımı çok kolaydır.
C'est petit et ne demande pas beaucoup d'entretien.
Eke'i bulmak çok kolaydır.
C'est pas difficile.
Aslında bu iş çok kolaydır, ama siz yumuşaksınız.
Ça a toujours été facile. Vous êtes des mous.
Merdivenleri unuttum. Çok kolaydı.
On avait oublié l'escalier.
Bu üç topla oynamak çok kolaydır. Birini düşürmek de çok kolaydır...
Ces balles sont très maniables mais on en perd facilement une.
Ki bu çok kolaydır.
Comme c'est facile.
Niye bana gelmediniz? Sanki çok kolaydı. Ustabaşı yolunuzu kesmezmiş gibi.
Ce que je suis devenue, c'est grâce à vous!
- Çok kolaydır.
Tu travailles lentement, tu restes sur la piste.
Çok kolaydı. Bize şans vermedin.
Vous ne nous avez donné aucune chance.
Çok kolaydı.
Ça a été trop facile.
Aynı sette iç mekanı bağlamak çok kolaydı.
C'est bien évidemment le capitaine.
Evet, ama çok kolaydı.
Mais elle est allée trop vite!
Çok kolaydı.
Vous m'auriez eu.
- Makam yutturmak çok kolaydır.
- Le pouvoir est facile à gober.
Çok kolaydı.
Relativement facile.
Öldürmek çok kolaydır.
Tuer est trop facile.
Onun için herşeye ateş etmeniz çok kolaydı.
C'est plus facile de tirer dans le tas
Fark şurada : Biz çocukken seçim yapmak çok kolaydı.
Quand on était gamins les choix étaient simples.
Her zaman için çok kolaydı. "
"Tout avait été toujours si facile."
56 yıl burada yaşamışsanız ve her köşesini biliyorsanız sevmek çok kolaydır tabii.
A force de vivre ici 56 ans et de connaître chaque coin, on devient amateur.
Hedefi kaçırmak çok kolaydır canım.
En plein milieu. Tu voulais le milieu?
- Çok kolaydı.
- C'était simple,
Sızlanmak çok kolaydır. Hasta bir fare sızlanabilir.
Gémir ne coûte rien, une souris malade sait le faire.
Çok kolaydı.
C'était facile.
Dinle Johnny, çok kolaydı.
- Ecoutez, c'était facile.
Hayır, çok kolaydı.
Pas du tout.
Bir görüntünün bir ya da birden çok kişiye geçişi duygusal açıdan bağımlı insanlarda daha kolaydır.
Transmission d'une image à une autre personne, émotionnellement proche. C'est un phénomène bien établi.
Ay'a ulaşmak zannettiğinden çok daha kolaydır.
La lune est plus facile à atteindre que tu crois.
Birinin adını gazetede yayınlatmak, uzak tutmaktan çok daha kolaydır.
Il est plus facile de faire mettre un nom que de le retirer.
- Adresi bulmakta zorlandınız mı? - Hayır. Çok kolaydı.
Vous avez eu du mal à trouver?
Erkek çekici olduğunda ve sen de fazlasıyla öylesin boyun eğmek, dayanmak neredeyse çizmeyi aşmak çok kolaydır...
Quand l'homme est attachant par sa personnalité. Et vous l'êtes. Terriblement.
Çöldeyken her şey senin için çok daha kolaydı.
C'était si facile, pour toi, dans le désert.
Bunu duyduğuma sevindim ama bazı şeyleri başlatmak durdurmaktan çok daha kolaydır.
Parfait, mais comment arrêter un torrent?
Önderliği bir insanda görüp de tanımak,.. ... açık ve herkes tarafından anlaşılacak bir dille tanımlamaktan çok daha kolaydır.
Il est bien plus facile de reconnaître un leader que de définir le leadership en des termes clairs et universels.
Önlükle etrafı toplamak çok daha kolaydır! Ve tabii terlik de giyerim.
C'est bien plus simple d'essuyer la poussière... en peignoir et en pantoufles.
Duggan adına ehliyet ve Fransız nüfus cüzdanı kolaydı ama... şu üçüncü belge çok sorun çıkardı.
Le permis de conduire de Duggan et la carte d'identité étaient faciles, mais cette troisième carte, un vrai cauchemar.
Bu çok fazla kolaydı.
C'était trop facile.
Tanrım. 60'larda her şey çok daha kolaydı.
C'était tellement plus facile dans les années 60.
Çok kolaydı.
C'était pas une mince affaire.
Her şey mahvolacaktı. İşin kötüsü tek bomba da değildi o. Aynı bombadan yapmaya devam etmek çok kolaydı.
et toutes les choses seraient détruites, et il n'y avait pas seulement une bombe de disponible, c'était facile de continuer à en construire, et qu'en conséquence les choses étaient comme condamnées parce que cela m'était apparut tôt ‑ plus tôt que d'autres qui étaient plus optimistes ‑
Eğer bilmek istersen, onu yakalamak çok da kolaydı.
Et elle a été aussi facile à capturer que toi, si tu veux savoir.
kolaydı 20
kolaydır 22
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
kolaydır 22
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok küçük 77
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27