Öyle değildi tradutor Francês
1,276 parallel translation
Öyle değildi....
Ce n'était pas...
Öyle değildi.
C'est pas ce que je voulais.
Çoğu kadının üstünde eşofman olur, para hazırdır. Bu öyle değildi.
La plupart du temps, les femmes ouvrent la porte en sweat avec l'argent préparé.
Benim duyduğum versiyon öyle değildi.
Ce n'est pas la version que j'ai entendue.
- Tam olarak öyle değildi.
- Je ne dirais pas ça.
Öldükten sonra öyle değildi.
Pas après sa mort.
Daha önce öyle değildi.
Il n'était pas comme ça avant.
- Ancak öyle değildi.
Mais ça ne l'était pas.
- fırsatı oldu. - Ama öyle değildi.
- Mais c'était faux.
Öyle değildi.
Maintenant, si.
Ama ikimizin arasında olanlar öyle değildi.
Ce qui s'est passé entre toi et moi n'était pas une connerie du tout.
Dün öyle değildi ama.
C'était pas le cas hier.
Dinle, öyle değildi... Ah...
Ecoute, c'était pas ce que tu...
Ama benim için öyle değildi.
Mais ce n'était pas pour moi.
Öyle değildi.
C'était pas du tout ça.
Yoo öyle değildi.
- à ta grand-mère...
Bir Akdeniz cenneti gibi görünüyordu. Ama öyle değildi.
On dirait un paradis méditerranéen, mais ce n'est pas le cas.
Kazadan önce böyle değildi, öyle değil mi?
C'était pas comme ça avant l'accident?
Rick'e göre öyle değildi.
- Non, pas pour Rick.
Ama oraya gidenler için durum hiç de öyle değildi.
Mais les mecs en bavent sur le terrain.
Ama öyle değildi. Bana ilgi duyuyordu.
Mais il était attiré par moi.
Ryan, durdur şunu. Bu öyle değildi.
Arrête, c'est faux.
Ama öyle değildi!
Pas moi.
Öyle bir şey değildi.
Ce n'était pas ça.
Eskiden gümrük polisleri güzel değildi, öyle değil mi?
Les douaniers sont canons, de nos jours. N'est-ce pas?
Harold'ın öyle yapması hiç doğru değildi.
Harold a été vraiment vache avec toi, et papa aussi.
Hayır, hayır, hayır, Öyle bir şey değildi.
Non, non, non, pas de ce genre là.
Yani önceden değildi ama şimdi öyle.
Elle était parfaitement rangée tout à l'heure.
- Evet öyle ama onlar yapılan tek yüzükler değildi. Club Canvas için üç yüzük yapılmış.
Oui, mais 3 bagues ont été faites pour le club.
Evet, ama Chuck öyle biri değildi.
Mais Chuck en faisait pas partie.
Konuşmaya başlamadığı günlerde bile. - Hep öyle değildi.
- C'est pas toujours comme ça.
- Senin için öyle değildi.
Tu était comme, la star.
Ve bu Ramius'un Tilgath'ı öldürmek için bir tuzağı değildi, öyle mi?
Ramius a pu tendre un piège à Tilgath pour le tuer.
Bu da beni sinirlendirdi, ama öyle büyük birşey de değildi. Olağan bir tartışma.
Rien d'extraordinaire, une dispute classique.
Anladığım kadarıyla, öyle hisseden tek kişi o değildi.
D'après moi, elle n'était pas la seule.
O bir kadın değildi, öyle değil mi?
Ça n'en était pas une.
Senin hatan değildi, öyle duydum.
On m'a dit que c'était pas ta faute.
Adamı sıkıştıracağın zamanlar vardır. Bu, öyle bir zaman değildi.
C'est le genre de gars qui s'épanche avec du temps.
Öyle düşmesi, normal değildi.
La façon dont il s'est effondré... C'est pas normal.
Irina seni öyle bir anlatırdı ki, ilgi duymamak elde değildi.
Vu ce qu'Irina disait à ton sujet, je ne pouvais qu'être intriguée.
Çok kötü değildi, öyle değil mi?
Ce n'était pas si terrible.
Gerçekte, Maggie kör değildi. ... öyle davranıyordu.
En fait, Maggie n'était pas aveugle, mais faisait semblant de l'être...
Öyle, havamda değildi.
Ouais, je n'étais pas d'humeur.
Öyle değildi.
Non ce n'est pas ça.
- Lakabın Colton değildi, öyle mi?
Parce que je les manie bien. C'est pas "Colton"?
- Yani duman dedektörleri. sadece banka içindeki insanları uyarıyordu ve sistem itfaiye ya da polise bağlı değildi, öyle mi? Maalesef küçük bağımsız bankalar, paralarını güvenlik ve emniyetten ziyade, müşteri çekmek için harcar.
Les détecteurs de fumée ne sont pas reliés à la police ou à la caserne des pompiers? Les petites banques dépensent leur argent à attirer le client.
- Öyle bir hapşırık değildi. - Kuru olduğunu bilemezdim ki!
- C'était pas un éternuement.
Öyle düşünen sadece Matt değildi.
Matt n'est pas le seul à avoir eu cette impression.
Bu öyle birşey değildi... tamamı.
- Non. Ce n'était pas du tout comme ça.
Öyle devam eden bir şey değildi.
Ce n'était pas prévu, okay?
Asla öyle bir şey değildi.
Ca n'a jamais été comme ça.
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
değildir 62
değildim 75
değildin 22
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154