Öyle olsaydı tradutor Francês
1,205 parallel translation
Sence öyle olsaydı bana söylemez miydi?
Il me l'aurait dit, non?
Öyle olsaydım, çok daha önce, ölmüş olurdun.
Si c'était le cas, tu serais mort depuis longtemps.
Öyle olsaydım bile bu hikâyeye yine de inanmazdım.
Si c'était le cas, je ne croirais pas à cette histoire.
Eğer öyle olsaydı, herkes bunu yapardı.
Sans ça, tout le monde la ferait.
Öyle olsaydı sanırım bunu hatırlardım.
On se souviendrait d'un truc pareil.
Eğer öyle olsaydı, James?
Comme nous tous. - Et si ça avait été lui?
Ben... eminim ki ziyaretinizin sebebi talihsiz bir kazadan dolayı olmadığından eminim, ama öyle olsaydı, emin ellerde olacağınız konusunda sizi temin etmek isterim.
Il ne vous arrivera rien, j'en suis sûr. Mais si c'était le cas, vous seriez entre de très bonnes mains.
Ah, keşke burada da öyle olsaydı Cinque.
Comme j'aimerais que ce soit vrai, Cinque!
- Öyle olsaydı bunu fark ederdim.
Je m'en serais rendu compte.
- Keşke öyle olsaydı!
- Je préférerais ça.
Benimde eşim öyle olsaydı bende alırdım.
J'aimerais aller en chercher une autre.
Eğer öyle olsaydı, bana şaşı bakan herkesi öldürürdüm!
Sinon je tuerais ceux qui me regardent de travers.
Öyle olsaydı, burada olmazdım.
Sinon, je ne serais pas là.
Koku alma duyusu yok mu? Öyle olsaydı, bunu ilk öğrenirdik.
Ou alors, sous une forme rudimentaire.
Ah, keşke öyle olsaydı. Köpek sorunu.
- Si c'était que ça...
Öyle olsaydı yani o maymun arabasıyla bir çocuğu ezseydi... herkes bu konuya çok farklı yaklaşacaktı değil mi?
Si ce putain de singe avait écrasé quelques gamins... tout le monde aurait une opinion fort différente.
Öyle olsaydı sana kız tavlamayı öğretmiş olurdum.
- Comme ça, je t'aurais appris à piquer les bécanes.
Öyle olsaydım, onları ele vermez miydim?
Alors, pourquoi me le reproche-t-on maintenant?
Eğer öyle olsaydın bir papazla birlikte olurdun.
T'aurais été avec le prêtre. Je blague.
Öyle olsaydı, ben baş rahibe olurdum.
Comment elle l'a su?
Belki kanla değil, ama eğer öyle olsaydı seni daha fazla sevemezdi.
Pas ton père naturel, mais il t'aime tout autant.
"Ooh, Umarım birisinin kafası kopup düşmemiştir. Eğer öyle olsaydı- -"
"J'espère que je ne vais pas voir rouler une tête."
Hastalık bulaşıcıdır. Güzellik de öyle olsaydı keşke.
La maladie est contagieuse, que ne l'est la grâce!
Keşke öyle olsaydı.
J'aurais préféré, madame.
Eğer öyle olsaydı, sen çoktan gebermiş olurdun.
S'il l'avait fait, tu serais mort!
Öğretmenim Allahın körleri daha çok sevdiğini söyledi, çünkü onlar göremiyormuş... Bende eğer öyle olsaydı, Bizi kör yapmazdı dedim... Çünkü böyleyken onu göremeyiz dedim.
Le maître dit que Dieu aime plus les aveugles car ils ne voient pas... je lui ai dit que dans ce cas Il ne nous aurait pas fait aveugles... nous empêchant ainsi de le voir.
Öyle olsaydı, işler daha kolay olurdu.
Si on pouvait le résoudre avec, ça serait bien.
Öyle olsaydı bile kimse benimle bu şekilde konuşamaz.
Et personne me parle comme ça.
Hayır. Çünkü eğer öyle olsaydı, kocasıyla öpüşmezdin.
Ou vous n'auriez pas embrassé son mari!
Öyle olsaydı zamanı şimdiden yeniden başlatmıştın.
Si c'était le cas, tu aurais déjà recommencé la journée.
Bak, sana bunu yapan kişi seni henüz yenemedi. Öyle olsaydı, şimdiye kadar ölmüş olurduk.
Ce qui te possède ne t'a pas encore battue, sinon, on serait déjà mortes.
Öyle olsaydı, kendi zamanımıza dönmüş olurduk.
Sinon, on serait déjà de retour chez nous.
- Keşke öyle olsaydı.
- Non, malheureusement.
Ya öyle olsaydı? Ya dengeli olsaydı?
Oui, mais s'il avait été stable?
Öyle olsaydı bile, size katılmıyorum.
Et même alors, je ne serais pas d'accord.
Öyle olsaydı ederdim.
Je le ferais si c'était vrai.
Hiç zannetmiyorum, hem öyle olmuş olsaydı, elimde teleryum ile çıkıp gelemezdim.
Si c'était le cas, je ne serais pas là.
Keşke öyle bir kız arkadaşım olsaydı sorunlarla boğuşurdun.
Si j'avais une petite amie comme ça... Ca serait pas triste...
Yani arkadaşım olsaydı öyle derlerdi.
Mes amis m'appelleraient Meg. Si j'en avais.
Benim öyle bir kasetim olsaydı yakardım... bir çok federal ajan bu insan avına katılmış durumda.
Si j'avais une bande, je la cramerais. Les agences fédérales traquent le suspect.
Öyle birşey olsaydım saçma olmaz mıydı?
Ce ne serait pas flippant si j'étais vraiment comme ça?
Bunu yapmış olsaydım, "daha parlak" olurdun, öyle değil mi?
Ça illuminerait un peu ton visage...
Eğer öyle bir şey doğru olsaydı detaylı bir analizden sonra onu kendilerinin keşfedeceklerini söylediler
Ils disent que si tout ça était vrai, ils l'auraient découvert eux-mêmes à la suite de leur analyse.
Bundan haberi olsaydı Lal öyle eğlenirdi ki!
Si Rubis le savait, ça lui ferait plaisir!
Öyle olacaktı, eğer hala orada olsaydı.
Oui, s'il avait été là.
Keşke öyle olsaydım.
J'aurais préféré l'être.
Eğer öyle her şeyi çözmüş biri olsaydı, en iyi arkadaşı bir av tüfeği olmazdı herhalde.
S'il a tout compris, comment se fait-il que son meilleur ami ait un fusil?
Eğer öyle güçlerin olsaydı şimdiye kadar nasıl bir kemancı olacağını bir düşünsene.
Sinon, tu imagines le violoniste que tu serais aujourd'hui?
Geç kalmış olsaydık, sen bir imge görürdün öyle olmadığına göre geç kalmadık demek ki.
Tu aurais eu un flash. Pas de flash. Pas de retard.
Düğmeleri öyle döndür ki, aynen senin isteyeceğin- - Eğer düğme olsaydın.
Tourne le bouton comme tu voudrais qu'on te tourne, si tu étais un bouton.
Eğer öyle bir şey olsaydı şu an dehşet içinde olurdum.
Si c'était le cas, je serais terrifié.
olsaydı 40
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65