English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Ben şimdi

Ben şimdi tradutor Português

7,445 parallel translation
Ve ben şimdi duymak istediğim şeyi bana söylersen, senin için elimden gelen herşeyi yapacağım.
Vou fazer o que puder por si, se me disser o que quero ouvir.
Ben şimdi oradayım.
É nesse ponto que estou.
Herhalde güvenli, de ben şimdi çıkıyorum.
É claro que dá, mas estou de saída.
Şunun haline bakın! Ne yaparım ben şimdi?
Olhe para ele, o que devo fazer agora?
Hey, ben şimdi buradan gitsem hakkımda daha az konuşur musunuz?
Iriam achar que sou um cobarde se fosse embora agora?
Ben şimdi sıcak habanero biber değilim.
Estou a arder de raiva!
Dusty Dinle, ben şimdi seninle konuşmak gerekir.
Ouve, quero conversar contigo.
Ben de aorta Dacron grefi yaptım. Şimdi de anevrizmayı ikinci aorta geri koyuyorum.
Então, substituí a aorta por um enxerto de Dacron, e agora estou a reconstruir o aneurisma numa segunda aorta.
Şimdi müsaade edersiniz, size bahsettiğim gey şeyini yapmaya gidiyorum çünkü ben tabii ki aşırı geyim.
Se me dão licença, tenho de ir fazer aquela coisa gay, porque eu sou muito gay.
Ve şimdi ben de duyuyorum, rezalet geliyor.
Soou mesmo mal.
Çünkü ben de korkudan altıma ediyorum, yani sen şimdi buna inanıyor musun yoksa sadece korku hissin yok diye mi böyle söylüyorsun?
Porque também estou a ficar louca. Acreditas mesmo ou só dizes isso porque não sentes medo?
Şimdi iki seçeneğin var, ya beni Berlin'e götürürsün... ya da Berlin'i sana ben getiririm.
Tem duas opções. Ou me leva ao Berlim, ou eu levo o Berlim até si.
Ben... Ben... Şimdi hatırladım çocuğun hediyesini odamda unuttum.
Lembrei-me agora que deixei a prenda para o bebé nos meus aposentos.
- Şimdi, ben buna derim ki...
- Isso é o que chamo...
Şimdi kimdim ben?
Quem sou eu mesmo?
Yapamayız. Şimdi de ben korkuyorum.
Agora tenho medo.
Ne yapacağım şimdi ben?
O que é que eu vou fazer?
Basına ne diyeceğim şimdi ben?
Que vou eu dizer aos meios de comunicação?
Zamanında öne çıkıp, Toprak Krallığı'na liderlik etmekten korktun, ben lider olunca bana katılmaktan korktun, şimdi ise adil bir savaştan korkuyorsun.
Tiveste medo de ajudar o Reino da Terra quando tiveste uma hipótese. Tiveste medo de juntar-te a mim quando me tornei líder. E agora, estás com medo de uma luta justa.
Bir dakika, şimdi ben mi Nuktuk'u oynuyorum, yoksa Nuktuk mu beni?
Espera, vou actuar como Nuktuk, ou o Nuktuk vai actuar como eu próprio?
Ömrümü, Nuktuk'u alt etmeye çalışarak geçirdim ben, yani Bolin'i. Ve onu şimdi nerede bulacağımı biliyorum, bir sürü güzel kızla birlikte.
Passei a minha vida a tentar derrotar Nuktuk, quer dizer, Bolin, e sei onde podemos encontrá-lo...
Ben uçmayı öğrendim, ama şimdi zincirlere vuruldum.
Aprendi a voar, mas agora estou acorrentado.
Tamam ben sana "şimdi" dediğimde bunu olabildiğince yükseğe fırlat.
Está bem, quando eu disser "agora"... atira isto o mais alto que puderes.
Bak, ben şimdi oraya doğru geliyorum- -
Eu vou aí...
Ben açarım şimdi onu.
Vou falar com ele.
Ben de şimdi seni nasıl çimden bir heykele dönüştüreceğimi araştırıyordum.
Estava a ler em como transformá-la numa escultura de jardim.
Şimdi bunun karşılığından ben de bebeğini alacağım.
Agora vou devolver o favor... levando o teu bebé.
Ne yapacağım şimdi ben?
O que vou eu fazer agora?
Ben ona bir kutu gevrek verip akvaryumun önüne oturturum şimdi. - Öyle olunca sakinleşiyor.
Vou dar-lhe uma caixa de cereais e sentá-la em frente ao aquário.
Şimdi ise ben onun yanında değilim.
E agora não estou lá por ele.
Şimdi git ve geri geldiğinde arama iznini de getir. Ben de sana bir numune verip baban Pride hakkında başını döndürecek hikayeler anlatayım.
Por isso, vai buscar o mandado e quando voltares, vou dar-te uma amostra e contar-te algumas histórias sobre o velho Pride que vão fazer girar a tua cabeça.
Şimdi gitmem lazım, çünkü ben bir doktorum ve dinlenmen gerektiğini biliyorum.
Já vou. Porque sou médico e sei que precisas de descansar.
Dört ay önce hayatım... yalnızca benim hayatımdı,... şimdi ne olduğunu ben de bilmiyorum.
Há quatro meses atrás, a minha vida era, apenas, a minha vida, e agora, já não sei o que é que ela é.
Şimdi ben bu taraftan itince örtüyü çekeceğiz.
Agora vamos empurrá-la para este lado e puxar a manta.
Şimdi sence ben "Artık sadece kahvaltı için değil." diyeni bilmiyor muyum?
Acha que não sei quem inventou : "Não é só para o pequeno-almoço"?
Şimdi ise Damien öldü. Ben ise yapayalnız.
E agora o Damien está morto... e eu estou sozinha.
Fakat şimdi ben bir Sultan'ım ve bir asker benim için yeterli değil.
Mas agora que sou Sultão, Não preciso de mais um soldado.
Sen ve ben. Şimdi, birlikte buradan yürüyerek çıkacağız. Ve her şey değişecek, tamam mı?
Tu e eu vamos sair desta casa neste instante e tudo vai mudar.
Bak, bir sürü şey atlattığımızı biliyorum ben bir tuvalette uyandım, sen bir çocuk tarafından elinden çivilendin polisten kaçtın ve kısa süreliğine birini parçalara ayırmanın yollarını düşündün ama Noel'deyiz ve eğer şimdi pes edersek bu bebek İsa'nın o çarmıhta boşu boşuna öldüğünü gösterir.
Sei que passámos por muito. Eu estive preso na latrina e tu foste atingido com uma pistola de pregos por um miúdo. Fugimos daquele polícia, tentámos descobrir como desmembrar um homem, mas é Natal.
Şimdi de ben sana kendi ihtiyacımı açıkça söylüyorum.
E agora sou directa quanto ao que preciso.
Ve şimdi ben..
Agora estou danificada.
Bir felaket olacağını düşünmüştünüz efendim. Şimdi ben işleri hızlandırınca fikir sizin mi oluyor?
Julgou que ia ser uma catástrofe e agora que ganhou asas, já diz que a ideia foi sua?
Yani şimdi, ben onu sigara içerken görmedim.. ama Darlene dedi ki, o alışveriş merkezinde.. onu sigara iç...
Nunca a vi fumar, mas Darlene disse que a viu no shopping e ela...
- Şimdi ben salak mıyım dahi miyim?
- Então sou um génio ou louca?
Ben hep kendimi sınırlarım,.. önce de öyleydi, şimdi de öyle.
Fui ensinada a negar a minha raiva, o que fiz e ainda faço.
Dörtzenciden kurtuldum Şimdi tüm parayı ben alıyorum
Deixei cair quatro pretos Agora a massa é só para mim
Şimdi de ben bir tane anlatacağım
E agora vou contar-te uma
Şimdi Ben, geri getir.
Traz de volta, Ben.
Ben, şimdi Brad konuşamaz.
- Não posso.
Şimdi, hiçbir garanti, tamam mı? Ama yardımıyla, Brad ile, Ben yeterince tankta kaldı düşünüyorumo bebek şehre tüm yol yapmak.
Não garanto, mas com a minha ajuda, há combustível para chegar à cidade dos bebés.
Iyi ben hiçbir seçim var tam bilmedenama şimdi seni büstü?
Mesmo sabendo que vou-te dar uma surra?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]