Benim annem tradutor Português
2,103 parallel translation
- Evet. Ben bunların annesiyim ve orada dans eden Bambi de, benim annem.
Eu sou a mãe delas, e a Bambi, que está a dançar, é a minha mãe.
Bu benim annem.
É a minha mãe.
Evet, bu benim annem Catherine.
Pessoal, esta é a minha mãe, Catherine.
- Tamam. Bu köpek ve benim annem ve bu mendil ve yirmi tane... - Kuş ve...
O... cão... e... a minha... mãe... e... este... lenço-de-bolso.
Şuradaki benim annem.
É a minha mãe.
Benim annem, onun oğlu, onun karısı.
Só estou a dizer : a minha mãe, o filho dele, a mulher dele.
- Üstelik benim annem hizmetçiydi.
E minha mãe era uma garçonete.
Benim annem bebek koleksiyonunu gardırobumda saklıyor.
A minha mãe guarda a colecção bonecas no meu armário
Çünkü onlardan biri benim annem.
Porque um deles é minha mãe.
Benim annem böyle şeyler yapmaz.
Aquela não é a minha mãe.
O benim annem.
É a minha mamã.
Yani Otta gibi benim annem gibi inşaları.
Pessoas como o Otto, como a minha mãe!
- İyi de benim annem gelmedi daha.
Mas espere... a minha mãe ainda não chegou.
Benim annem de yalancıydı. Onun annesi de yalancıydı. Ve senin annen de bir yalancı.
A minha mãe era uma mentirosa, a mãe dela era uma mentirosa e a sua mãe também.
Bu kadın benim annem.
Aquela mulher... Ela é minha mãe.
O benim annem.
Ela é minha mãe.
Benim annem mi?
A minha mãe?
Evan, bunlar benim annem ve babam, Devesh ve Rubina Katdare.
Evan, estes são os meus pais, Devesh e Rubina Katdare.
O benim annem.
- Ela é minha mãe.
Bu benim annem.
Esta é a minha mãe.
Beni arayıp görüşmek istediğini söyleyince. Benim annem olsaydı, başım dertte olurdu.
Quando ligaste e disseste que ela me queria conhecer, se fosse com a minha mãe, eu estava em sarilhos.
Benim annem öyle değil.
A minha não é assim.
Elbette benim annem.
Sim, sim, a minha mãe.
Benim annem kadar olmaz.
Não tanto como a minha.
Ve benim annem seni takim kiyafetsiz de sevecektir.
E a minha mãe também vai gostar de ti, mesmo sem fato.
Demek bu Nicki haa. Bu benim annem Katharina.
Este é o Nicki, e esta é a minha mãe Katharina.
Benim annem beni kapinin önüne koydu.
A minha própria mãe expulsou-me.
Benim annem üç sene evvel öldü.
A minha mãe morreu há 3 anos.
Hayır, sizin baba gannuşunuz babamın en iyi aşçısının yaptığından bile iyiydi. Ayrıca benim hiç annem olmadı hanımefendi.
O seu Baba Ghanoush superou o dos melhores cozinheiros do meu pai e, se quer saber, não tenho mãe.
Annem ve benim için başka sığınacak bir yer yoktu. Ben melez bir çocuktum.
Não há nada fora do sitio... excepto a minha mãe e eu, a sua criança mestiça,
Annem o benim.
Era minha mãe.
Annem, burada kalmamın benim bekâret koruma programım olacağını düşünüyor.
Mamãe acha que isso é como programa de proteção da virgem.
Bildiğin üzere, benim tatlı, zavallı annem sürekli patronum tarafından harcanmakta.
Tu sabes, e onde a minha pobre e querida mãe não está constantemente a ser violada pelo meu chefe.
Annem yok benim.
Não tenho mãe.
Ve açıkçası, o kadar da harika partnerler değiliz, Annem ve benim.
E francamente, eu e a minha mãe não temos uma grande amizade.
Annem Simon diyor ki de o kadar kötü ki, benim söylediklerimi yapmıyor bile.
A mamã é tão má ao "Rei Manda", ela nem sequer faz o que digo.
Hayır, annem somon yapıyor çünkü benim ne kadar çok sevdiğimi biliyor.
Não. A minha mãe faz o salmão porque sabe o quanto eu gosto.
Annem de o dönem konfeksiyonda çalışıyor benim. Bu Ümraniye taraflarında.
A minha mãe trabalhava no setor da confeção em Ümraniye.
Sen hep benim ilk annem olacaksın.
E tu vais ser sempre a minha primeira mãe.
Connie Hala.. benim ikinci annem gibidir.
Sabes, a tia Connie é como uma segunda mãe para mim.
Ama o benim. Annem dün onu bana getirdi.
Mas é meu, a mãe ofereceu-mo ontem!
Benim de annem var.
Tenho uma mãe.
Annem benim her zaman ayrı olduğumu söyler.
A minha mãe também diz frequentemente que sou "especial".
Annem o benim!
Ela é a minha mamã!
Tanrım, bir keresinde benim de annem şehir dışına gitmişti...
Lembrei-me de um dia que eu e a minha mãe...
Benim annem endişeleniyor.
A minha gosta.
Bu benim annem.
Esta é minha mãe.
Annem, şu fazla şarap işine benim de bir bakmamı söyledi.
Minha mãe me pediu para ver o excedente, também.
Annem burada ve bu konuşmanın benim için önemini bilemezsin.
A minha mãe está aqui e não fazes ideia do quanto este brinde significa para mim.
Annem tatillerde eve gittiğimde benim için ondan yapar.
Minha mãe faz quando vou pra casa nos feriados.
Annem benim için endişeleniyor.
A minha mãe está assustada, podia ter sido eu.
annem 830
annem hasta 26
annemin 46
annem ve babam 43
annemi 40
annem nerede 136
anneme 47
annem geldi 21
annemle 28
annemle babam 17
annem hasta 26
annemin 46
annem ve babam 43
annemi 40
annem nerede 136
anneme 47
annem geldi 21
annemle 28
annemle babam 17
annem mi 79
annem öldü 65
annemden 22
annem nasıl 49
annemi istiyorum 82
annem söyledi 16
anneme söyleyeceğim 20
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
annem öldü 65
annemden 22
annem nasıl 49
annemi istiyorum 82
annem söyledi 16
anneme söyleyeceğim 20
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim adım 192
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim adım 192
benim için sorun değil 83
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için 458
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için 458