Bir problem var tradutor Português
720 parallel translation
" Müftü efendi küçük bir problem var, kadın hamile ilk çocuğumuz.
"Senhor marabuto, temos um pequeno problema. " Essa mulher está grávida do... nosso primeiro filho. "
Ancak daha acil bir problem var.
Entretanto, há um problema mais imediato.
Yalnız bir problem var.
Há apenas um obstáculo.
Viteste bir problem var.
O segredo está na transmissão.
Sizi rahatsız etmek istemem ama Bayan Hudson'un güverteden düşen belgeleriyle ilgili ufak bir problem var.
Detesto incomodá-lo, Sr. Ogden, mas há um pequeno problema com o facto dos documentos da Sra. Hudson terem voado borda fora.
- Hâlâ bir problem var.
- Temos ainda um problema.
C-haznesindeki vericimde bir problem var.
Estou a ter problemas com o meu transmissor no veículo C.
Bu hatta bir problem var.
Não te consigo ouvir.
Ama aygıtlarda bir problem var.
Mas há algo de errado com o equipamento. Pode ser isso?
İletişim sistemiyle ilgili bir problem var.
Estamos com um problema no sistema de comunicações.
- Kulede bir problem var mı?
- Não é nada na Torre, pois não?
Ama küçük bir problem var.
Mas temos um pequeno problema.
Fakat bir problem var :
Mas o problema é :
Sanırım bir problem var. Beyler siz yemeğe devam edin.
A sonda está prestes a chegar.
Tekerde bir problem var ve baktırmak istiyordum.
Tenho um problema na roda que gostaria que visse.
Küçük bir problem var.
Mas há um pequeno problema.
İyi ama bir problem var Bay Holmes, bu kuş benim değil.
Ele é parte do problema, Sr. Holmes. Esta ave não é minha.
Burada küçük bir problem var.
Tenho aqui um pequeno problema.
- Evet, bir problem var.
Tive problemas com o carro.
Nasıl bir problem var?
De que tipo?
Bir problem var sandım.
Pensei que se passasse alguma coisa de mal.
Burada bir problem var.
Tenho um problema.
Güzel, Böyle konusan oyunculari severim Ama bir problem var ben seni kesmedim.
Ótimo. Gosto dessa atitude num jogador. - O único problema é que não te excluí.
Sanırım bu tarafta bir problem var.
Acho que tenho aqui um problema.
Cleveland... Sen ve benim aramızda küçük bir problem var.
Cleveland... temos um grande problema nós os dois.
Bir problem var.
Há um problema.
ama bir problem var çözebileceğimiz ama henüz ilgilenmediğimiz.. .çünkü bu doğaya bağlı bir şey değil insanlara bağlı.. üçüncü ve en kötü problemimiz.
Mas o que podemos fazer e não fazemos... porque em resumo não depende da natureza mas do homem... é a terceira e a mais grave destas pragas.
Şey, aslında ufak bir problem var.
Surgiu um pequeno problema.
Problem mi var? Adamları ve kanoları alıp, o garip ülkeye gidebilmek için bwana mkubwa, büyük şef, Victor'dan cesaret seremonisi olarak da bilinen bir sınavdan geçmesini istedi.
Para obter os homens e as canoas para ir áqueIe estranho território, o bwana mkubwa, o grande chefe, o melhor entre os melhores, ou seja, o nosso amigo Victor, tem de submeter-se á chamada cerimónia de coragem.
Bir problem mi var, berber?
Algum problema, Barbeiro?
Bir problem mi var, Bayan Tompkins?
Está aqui, Senhorita Tompkins?
Yaratıcı, bir problem mi var?
Algum problema, criador?
Bir problem mi var memur bey?
Algum problema, agente?
Bir problem mi var...
Ocorre algo...?
Dünya Liderliği yarışındaki pozisyonumuzun alt sıralara inmesinden daha önemli başkaca bir problem olmadığını düşünen de birçok insan var.
Hà um nùmero de pessoas que acham que nâo hà questões mais importantes do que a perda da nossa posição na lideranca mundial.
Bir problem mi var efendim?
- Está boa. Qual é o problema?
Bir problem mi var?
Qual é que é o problema?
Bir problem mi var Ronnie?
O que é? Tens algum problema, Ronnie?
Hey, sorun nedir dostum. Bir problem mi var?
Tens algum problema?
Bir problem mi var?
Tens algum problema com isso?
İş ile ilgisi felan yok. Frank'in problem çıkartan... Bir kaç şey hakkında önerisi var.
O Frank fez algumas apostas que lhe saíram furadas.
Bir problem mi var?
- Há algum problema?
Bir problem mi var?
Passa-se alguma coisa?
Ama, bildiğimiz bir şey var : Onlar, günümüz dünyasında halâ üstesinden gelemediğimiz, tek büyük problem.
Mas de uma coisa temos a certeza, elas são o único grande problema à face da terra.
- Bir problem mi var?
- Há algum problema com isso?
- Bir problem mi var, Bayan Logan?
- Está com problemas, Miss Logan?
- Bir problem mi var?
Há algum problema?
Yemeğimde bir problem mi var?
O que tem de mal a minha comida?
başka birşey daha var, gerçek bir problem..
Há também uma outra coisa.
- Bir problem mi var?
- O que aconteceu?
David, bir problem mi var?
- David, passa-se alguma coisa?
bir problem mi var 54
bir problemimiz var 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
bir problemimiz var 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
varım 207
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23