English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ E ] / Evet biliyorum

Evet biliyorum tradutor Português

10,668 parallel translation
Bizi imkansız bir durumla karşı karşıya bıraktın Doktor. Evet biliyorum.
Deixou-nos numa situação insustentável, Doutor.
Kontroller Savaş Odasında. Evet biliyorum.
- Os controlos estão na Sala de Comando.
Bunlar 4 Temmuz barbeküsünden kalma bir kaç menü sadece. Evet biliyorum.
Esses são menus do churrasco do 4 de Julho.
- Vanilya ve idris otu. - Evet biliyorum.
Sim, conheço bem.
- Evet, biliyorum.
- Eu sei.
Sekreter kızını alacaksa kocan onunla olamaz. Evet, biliyorum.
Não está com ela, se ela vai buscar a filha.
Evet, biliyorum.
- Eu sei.
Evet, biliyorum.
Sim, eu sei.
Evet biliyorum.
Sim, eu sei.
Evet, Frank Poncharello kim biliyorum.
- Sim, sei quem é o Frank Poncharello.
Biliyorum, evet giyerdim.
- Eu sei, é verdade.
- Evet, biliyorum.
Sim, eu sei.
Ne olmasını umduğunuzu çok iyi biliyorum. Evet, bunlar cennet elmaları.
Eu sei por que estão a fazer figas, e sim, são dióspiros.
Evet, biliyorum.
- Sim, eu sei.
Evet, bunun polis protokolünün bir ihlali olduğunu biliyorum.
Sim... Sei que é uma quebra do protocolo policial.
- Evet, biliyorum. - Kaptanla konuşacağız.
- Vamos falar com o capitão.
Evet, biliyorum Richie'de onlardan biri ama onlara bakınca bir his doğuyor içime, anladın mı?
Sim, sei que o Richie é uma delas, mas fico arrepiado, só de olhar para elas.
- Ve Booth- - - Evet, biliyorum.
- E o Booth...
Buz silahı adı. Bakacak evet. Ama lazerleri geçmek için daha iyi bir yol biliyorum ben.
É uma arma de frio e vai, mas tenho uma forma melhor de passar pelos lasers.
Evet, biliyorum.
Sim eu sei.
- Evet, biliyorum.
- Sim, eu sei.
Evet, biliyorum.
Sim, eu sei, mas...
Evet, biliyorum ama o dolandırıldığını düşünüyor ve peşinden gidecek, bu yüzden kanıt bulmak zorunda.
Sim, eu sei, mas ele acha que estás a ser enganada, e ele vai andar atrás de ti, por isso tenho de encontrar provas.
- Evet, biliyorum. 35 dakika önce 71. cadde ve Binford arasındaki bir içki dükkanından.
- Sim, eu sei, há 35 minutos, numa garrafeira na 71st com a Binford.
Evet, biliyorum.
Pois. Eu sei.
Evet, biliyorum.
Pois, eu sei.
Evet, biliyorum.
Sim, sei!
- Evet, biliyorum.
Pois, eu sei.
- Evet, biliyorum ama gelemezsin.
- Eu sei, mas não podes aparecer assim.
Evet, ne diyeceğini biliyorum.
Sei o que vais dizer.
Evet tatil günü olduğunu biliyorum.
- Sim, eu conheço o feriado.
Efendim evet bunun çok değerli ve hassas bir kutsal emanet olduğunu biliyorum.
Não, senhor, estou consciente do facto de que esta é uma relíquia delicada e valiosa.
Evet, biliyorum.
Pois é, eu sei.
Evet Tuff, biliyorum.
Eu sei, Ruffnut.
- Evet, bunu biliyorum.
Pois é, eu sabia.
Evet, biliyorum Hiccup.
Sei pois, Hiccup.
Biliyorum, evet ama cidden iyiyim ben.
Sim, eu sei. Mas a sério, estou bem.
Evet, biliyorum.
Sim, sei.
Evet, kim olduğunu biliyorum. Neden sana sarılıyordu?
Porque estava a abraçar-te?
- Evet nerede olduğumuzu biliyorum.
Sim, eu sei onde estamos.
Evet, ben biraz naif geliyor biliyorum.
Sim, sei que parece um pouco ingénuo.
Evet biliyorum.
- Sim, eu sei.
Yani evet, mahvedilmenin ne demek olduğunu biliyorum.
Eu sei o que é ser destruído.
- Evet. Bir adamın porno koleksiyonunun ne pahasına olursa olsun güvenle korunması gerektiğini biliyorum. Bundan utanç duyup, onları bir "Kroger" in arkasındaki ara sokağa atana dek.
- Sim, e sei que a colecção pornográfica de um homem tem que ser assegurada e protegida a todo o custo, até ele ficar com vergonha dela e a deitar para um beco atrás de um Kroger's.
Evet Chris. Artık entelektüel biri olduğunu biliyorum ama hiçbir erkek zihinsel engelli süpermodel Kate Upton'ın cazibesine karşı koyamaz.
Muito bem, Chris, eu sei que agora és todo sofisticado, mas nenhum homem pode resistir ao chamamento da sirene da supermodelo com problemas mentais Kate Upton.
- Evet, şifreyi biliyorum. - Öyle mi?
Sim, eu sei a palavra passe.
Orjinal aramayı sildiklerini biliyorsun değil mi? Ayrıca başsavcılığın 3'lü güvenlik duvarı olduğunu biliyorum, tahminimce onu hackeleyebilirsin. Evet.
Sabes que limparam a procura original, certo?
Evet, biliyorum.
- Eu sei. Está tudo bem.
Evet, bir tanesini biliyorum.
Sei de uma.
Evet, çok iyi biliyorum.
- Escusas de mo dizer.
- Evet, nasıl da biliyorum ama.
Sim. Aqui vai ela.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]