Hala hayatta tradutor Português
1,478 parallel translation
Öyleyse, Prensin hala hayatta olduğunu ona söylememe izin verin.
- Não Dê-lhe isto.
Şimdi, Bay Park... Kızınızın hala hayatta olduğunu duydum.
Sr. Park, soube que a sua filha está viva.
Gerçeği söyleseydin hala hayatta olabilirdi.
Poderia estar viva se tivesse contado a verdade.
- Hala hayatta.
- Ela está viva.
Üzücü olan hala hayatta olabilirdi, tabii kendi ambulansını çekmekte ısrar etmeseydi.
Ele ainda estaria vivo se não tivesse insistido em puxar a própria ambulância.
Neden hala hayatta olduğumu anlayamıyorum.
Eu não sabia porque ainda estava viva.
Adı Allison Holmes'muş. Babası ve kardeşi hala hayatta. Bangor, Maine'de bir yerlerde.
O pai e o irmão ainda estão vivos, em Bangor, no Maine.
- Evet. Çoğu hala hayatta.
- Sim, a maioria ainda está viva.
Eğer ka... eğer kaçmama yardım etmemiş olsaydı, şuan hala hayatta olurdu.
Se ele... se ele não me tivesse ajudado a escapar, ainda estaria vivo.
İsimleri bilinmeyen ya da yanlış olarak gösterilen suçlular hala hayatta.
Os criminosos cujos nomes eram desconhecidos ou mal escritos foram todos poupados.
- Yani hala hayatta mı?
- Ainda está viva?
Hala hayatta.
Ainda está viva.
Neden hala hayatta?
Porque é que ele ainda está vivo?
Hala hayatta olmanın tek sebebi, seni öldürmelerine izin vermemem.
A única razão pela qual ainda estás vivo é porque eu não os deixo matarem-te.
Yani Üçlü'nün hala hayatta olduklarını mı söylüyorsun?
Então, estás a dizer-me que a Tríade ainda estava viva?
Hala hayatta olduğumuza göre, başka hiç bir şey umurumda değil.
Desde que estejamos vivas, é só isso que importa.
Hala hayatta mı?
Ela ainda está viva?
Öğrenci kimlik kartları, herzaman heryerde takip edilebilir, tek yapmamız gereken kartı nerede kullandığını bulmak ve hala hayatta olduğunu ummak.
O cartão de estudante pode ser rastreado em qualquer lugar e a qualquer hora, então tudo que temos que fazer é saber onde ela o usou... e esperar que ainda esteja viva.
Kody annesinin hala hayatta olduğuna inanıyor.
O Kody pensa que a mãe ainda está viva.
- Dani'nin hala dışarda bir yerde olabilmesi mümkün mü sence? Hala hayatta olabilir mi?
Achas que é possível que a Dhani ainda esteja viva?
- Bir kaç küp suyu varsa hala hayatta olabilir.
Ainda pode estar viva, se tiver um cantil de água.
Hala hayatta mısın?
Ainda estás vivo?
Annem ve babam hala hayatta, değil mi?
A mamã e o papá estão vivos, não estão?
Hala hayatta olup olmadığını bilmek istiyor.
Ele quer saber se ainda está viva.
Rufford Baş Rahibesi sana rağmen hala hayatta.
A Madre ainda está viva, mas não graças à você.
Tucci'nin hala hayatta olduğunu düşünüyor musun?
Achas que o Tucci ainda está vivo?
Aslında o hala hayatta.
Sim. Na verdade, ele ainda está vivo.
Görünüşe göre Anakin Skywalker'ın oğlu hala hayatta.
Parece que o filho do Anakin Skywalker ainda está vivo.
Claire, hala hayatta.
A Claire continua viva.
Eğer içinde bir parçası hala hayatta değilse, bu evi nasıl hatırladın?
Se não houvesse uma parte do Lex em ti, como é que te lembravas deste lugar?
Hala hayatta olduğumu bilmek çok kötü değil mi?
Suficientemente mal para saber que ainda estou viva.
- Skylar, hala hayatta mısın? - Merhaba?
Skylar, ainda estás viva aí?
Ve tüm bunlar bitiğinde, eğer hala hayatta olursan, o zaman soruşturmanı yaparsın.
E quando isto terminar, se eu e tu ainda estivermos vivos, podes investigar o que quiseres.
Yaraları hala kanıyormuş, İskeleye bağlandığında hala hayatta olmalı.
Ela estava a sangrar activamente, portanto tinha que estar viva quando foi atada à cruz.
Ben olmasaydım, hala hayatta olurdu.
Se não fosse por mim, ele ainda estaria vivo.
Öyleyse, anahtar Stark ve ofisindeki monitör hala çalışıyordu demek ki hala hayatta.
O Stark é a chave, e o ecrã no gabinete dele está a funcionar, logo, ainda está vivo.
Çok ilginç.Herkes hala hayatta
Wow, incrível! Estão todos vivos.
Hala hayatta mıdır sence?
Achas que ela ainda está viva?
Hala hayatta!
Ele está vivo!
Şeker hastası olan baldızın. Bildiğin kadarıyla hala hayatta mı?
A sua cunhada, que tinha diabetes, tanto quanto sabe, está viva?
Belki hala hayatta olabilirdi.
Talvez ainda estivesse vivo.
Bu, benzin istasyonundaki Jenkins, hala hayatta mıdır?
O Jenkins da estacão de serviço ainda está vivo?
Büyük ihtimalle onun hala hayatta olmasının tek sebebisin.
Você é provavelmente o único motivo por que ela está viva.
Kadın ölmüş, adam hala hayatta, ama konuşmuyor.
A mulher está morta, o homem ainda está vivo, mas não está a colaborar.
Jennifer ve Nicole hala hayatta mı görmek istiyorum.
Queria ver se a Jennifer e a Nicole ainda moram lá.
Gray hala hayatta, yani riske girelim, ha?
Bem, o Gray ainda está vivo, portanto podemos arriscar, certo?
Hala hayatta.
- Ela ainda está viva.
Hayatta olmaz. Kim derdi ki Baltimore'da hala gerçek suçlular var.
Eu sabia que ainda havia criminosos a sério em Baltimore.
- Belki de kız kardeşin hala çölde bir yerde hayatta olabilir. Ve geçen her saniyede yaşaması daha da zorlaşacak.
A sua irmã ainda pode estar viva, no deserto, todas as horas contam.
Hayatta iyi anlar ve daha zor anlar vardır. Neden çözümünü bilmediğin bir problemi hala çözmeye çalışıyorsun?
A vida oferece-nos vários caminhos, mas não é preciso investigá-los todos,
Striptizci hala içerde, muhtemelen hayatta.
- Sim. E a stripper ainda está lá dentro, presumivelmente viva.
hala hayattayım 26
hala hayattasın 17
hayatta 78
hayattayım 45
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayatta kalmak için 17
hayatta kalmak 22
hayatta kal 17
hayattayız 24
hala hayattasın 17
hayatta 78
hayattayım 45
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayatta kalmak için 17
hayatta kalmak 22
hayatta kal 17
hayattayız 24
hayatta mı 23
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41