English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ H ] / Hatırlarsınız

Hatırlarsınız tradutor Português

420 parallel translation
Ta en başında Teksas'a gelmek istememiştim, hatırlarsınız.
Deves lembrar-te que eu não queria vir ao Texas.
Bayan Porter, dün saatinize baktığınızı ve Alman'a saati söylediğinizi hatırlarsınız.
Lembra-se que ontem olhou para o relógio e disse as horas ao alemão?
Bayan Charles'ı hatırlarsınız.
Lembram-se da Sra. Charles.
- Beni hatırlarsınız.
- Lembra-se de mim.
Pikap kalsın. Beni hatırlarsınız.
Fiquem com o gira-discos para se lembrarem de mim.
Hatırlarsınız.
Ele era...
Terasa oturun.Size limonata getireyim.Belki hatırlarsınız.
Porque não se senta aqui no alpendre? Vou buscar-lhe uma limonada e talvez se lembre do que era.
Sabaha kadar bekleyebilirsiniz, ve sonra umarım aradığınız oteli hatırlarsınız?
É melhor esperar até amanhã de manhã para descobrir qual é o seu hotel.
- Belki ismi hatırlarsınız.
- Talvez você se lembre do nome.
Beni kulüpten hatırlarsınız.
Talvez se lembre de termos falado no clube.
Misafirhaneyi hatırlarsınız, koloni evi tarzında, yeşil panjurlu. Geçmeye çalıştığımız o ev değil mi?
Lembram-se da casa dos hóspedes, estilo colonial, portadas verdes.
"Kim efendim, ben mi efendim?" Bunu mutlaka hatırlarsınız. - Ben neydim?
"Quem, senhor, eu?" Lembram-se!
" yerel haber editörünün işinin, günlük gazete çıkarmak olduğunu hatırlarsınız.
" saberá que o trabalho de um redactor é publicar um jornal diário.
Edd Harrington, Efendim. Edd'i hatırlarsınız. Sahada yanınızdaydık efendim.
Edd Harrington, Sr. Você se lembra do Edd, ele estava no campo do Sr. Ficamos 19, 20 meses com o Sr.!
Bay Lanser, belki biraz uyursanız hatırlarsınız.
Sr. Lanser, talvez se dormir um pouco.
Genç bayanın yanlış anlayıp, şemsiyeyle vurmaya çalıştığını hatırlarsınız.
Recordar-se-á certamente daquela senhora que se ofendeu, e o agrediu com a sombrinha.
Eminim zaman tanınırsa pek çok şey hatırlarsınız.
Estou certo, que com o tempo lembrar-se-á de muitas coisas.
Gençler, size bizimle top oynarsanız biz de sizinle top oynarız dediğimizi hatırlarsınız.
Já sabem que se colaborarem connosco, nós colaboramos convosco.
Belki beni hatırlarsınız.
Talvez se lembre de mim.
- Sonra hatırlarsınız.
- Talvez se lembre.
Ve bu da, eminim hepiniz hatırlarsınız, Nelles şakrağı'nın sesi.
E isto, decerto que todos se lembram, é a voz de um gorjeador de Nelles.
Kendisini hatırlarsınız.
Lembram-se do Butch, certo?
Oyundaki kurbanın sevgilisini karşılamak için gül taktığını hatırlarsınız.
Lembra-se, Sr. Stringer, que a vítima nessa peça usou uma rosa para receber o amante?
Iron Bill ve Frank'ın Big Ben'de yaptıklarını eminim hatırlarsınız.
Tenho a certeza de que todos se lembram, do que ele fez em Big Ben em Ailunviu e Franksbrot.
Bay Peevey, ağabeyim Tom'u hatırlarsınız.
Sr. Peevey, lembra-se do meu irmão Tom?
Kaptan, beyleri hatırlarsınız.
Capitão, recorda-se destes senhores?
Onu hatırlarsınız.
Lembra-se dela?
Doktor, hatırlarsınız...
Sim, de facto, Capitão. Doutor, o senhor lembra-se...
Belki hatırlarsınız bunu.
Talvez se lembre disso.
- Hatırlarsınız Janus VI'da... - Aletlerimiz onu kaydetmişti. Canlı türü olarak kaydedildiler.
Sr. Scott, prepare-se para fazer subir um representante do Conselho de Gideon.
Belki hatırlarsınız. Olur mu? Evet.
Talvez acabe por se lembrar.
Geçtiğimiz bahar Kiowa'dan sığır getirdiğimizi hatırlarsınız.
Lembra-se da primavera em que levámos um gado para Kiowa?
- Bana müthiş bir hafızanız olduğunu söylediğinizi hatırlarsınız... - Mm-hmm. - O zaman bunu hatırlarsınız.
Se conseguir lembrar-se disso, e disse-me que tem óptima memória, terá a certeza se Beth Chadwick assassinou ou não o irmão.
Geçen yıl golf kulübü yemeğinde karşılaşmıştık... belki hatırlarsınız.
Conhecemo-nos o ano passado no jantar do clube de golfe, lembra-se?
Annesi Julia'yı hatırlarsınız, sürgüne yollanmıştı iki erkek kardeşi de gizemli biçimde ölmüştü.
A sua mãe, Júlia, fora banida como devem lembrar-se. E os seus dois irmãos mais velhos morreram misteriosamente.
Belki hatırlarsınız, televizyon programınıza konuk olup olmak istemediğimi sormuştunuz.
Você propôs-me várias vezes para um dos seus convidados... da sua emissão, "Tudo é permitido".
Kocamı hatırlarsınız, Henry.
Vocês já conhecem o meu marido, Henry?
- Bay Algo'yu hatırlarsınız.
- Lembra-se do Sr. Algo.
Hatırlarsınız Bakanım, özerk birimlerin küçültülmesi.
- Não se recorda, Sr. Ministro? Reduzir o número de departamentos governamentais autónomos.
Umarım hatırlarsınız.
Espero que se lembrem dela.
Belki bu genç adamı hatırlarsınız.
Talvez se lembre mesmo deste jovem.
Dorman'ı hatırlarsınız. Oda arkadaşım Dorman..
Lembras-te do Dorman, o meu colega de quarto?
Kızkardeşini Floransa'dan hatırlarsınız.
Lembra-se da irmã dele, de Florença?
Şüphesiz mektubun içeriğini çok iyi hatırlarsınız.
Acredito que ainda se lembre bem do conteúdo da carta.
Çoğunuz 1940'ı hatırlarsınız, savaş zamanı, karartmalar, korku. Bizim sıramız, bizi çağırıyorlar.
Muitos de vós recordarão os anos 40... anos del guerra, da censura, do medo... mas, como sempre, apesar dos tempos difícieis...
Hatırlarsınız, Genel Kurmay ve Donanma İstihbarat'ta çalıştı.
Esteve no Estado-Maior e nos serviços secretos da Marinha.
Onları hatırlarsınız ;
Lembram-se deles!
Hatırlarsın, gittiğin gün yemeğe çıktığımı söylediğim küçük kız.
Lembras-te de eu te dizer que evei aquela miúda a jantar fora no dia que partiste?
Ah, Tanner, bu sırada bunu gündeme getirmek istemezdim, fakat bir şey beni rahatsız ediyor. Benim Sir Henry Irving'im, hatırlarsın?
Não queria estar a falar disto, mas há algo que me incomoda.
Son konuşmamızı hatırlarsın, Sara.
Lembras-te da nossa última conversa, Sara?
Tiberius'un kızımızdan büyülendiğini de hatırlarsın.
Também vos lembrais, certamente, embora talvez não o tenhais reparado, que Tibério ficou fascinado com a nossa filha.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]