Hayatini tradutor Português
196 parallel translation
Hayatini istemiyorum sonuçta.
Não quero a sua vida, seja como for.
BİR TABAK ÇORBA İÇİN HAYATINI VERDİ
POR UMA CONCHA DE SOPA DE BETERRABA
"Eger Amélie.. " bir hayal dünyasinda yasamayi ve tüm hayatini.. " içine kapanik biri olarak geçirmeyi seçmisse, bu onun hakkidir.
Se Amélie prefere viver um sonho e acabar solteirona introvertida está no seu direito, uma vida falhada é um direito inalienável!
Tüm hayatini bir banka hesabi açmak ve nam kazanmak için harcadin.
Viveste para construir uma conta bancária e uma reputação.
HAYATINI YAŞAMAK Oniki Tablodan Oluşan Bir Film
VIVER A SUA VIDA Filme em Doze Cenas
KASET DÜKKANI - 2000 FRANK - NANA HAYATINI YAŞIYOR
2 A loja de discos - Dois mil francos - Nana vive a sua vida
Hayatini tehlikeye atarak para kazanmak, evlat.
A morte näo é grande sobrevivência, rapaz.
İÇKİ, MESLEK HAYATINI MAHVEDENE KADAR HOLLYWOOD'UN EN BÜYÜK YÖNETMENİ OLAN MEL FUNN GERİ DÖNMEYE ÇALIŞIYOR.
Mel Funn, algumas vezes o maior director de Hollywood... ate a bebida desturi a sua carreira, tenta voltar
On dolar, iki kredi karti, bir firça... ve bir ruj için hayatini tehlikeye atmaya deger mi?
Vale a pena arriscar a vida por $ 10, dois cartões de crédito, uma escova e um batom?
SONDAJCI ALEXEI USTYUZHANIN YANARAK HAYATINI KAYBETTİ. "
MORREU EXTINÇÃO FOGO " ".
Hem eski Iskenderiye'deki bir bilimadaminin, bir hesabini ispatlamak için, bazi denizcilerin hayatini tehlikeye atmanin bir alemi var miydi?
Que histórias de aventura e coragem, não terão sido contadas então, quando marinheiros e navegadores, homens práticos do mundo, arriscavam suas vidas por causa da matemática, dum cientista da antiga Alexandria.
Sana Solo'un hayatini bagislaman icin bir pazarlik oneriyorum.
Procuro um encontro com sua Excelência para discutir a vida de Solo.
Ben kucukken hayatini kaybetmis.
Só um pouco, morreu quando eu era pequena.
- Bu kadar hosuna gidiyorsa, - hayatini zehretmeye devam et!
- Se gostas tanto deles, desgraça-te!
Kizimin hayatini mahvetme!
Não estrague a vida da minha filha!
Hayatini kazanmak zor.
Ganhar a vida é duro.
Hayatini yasamak disinda her seyi yaptigini soyluyorsun yani.
Acaso não pode evitar a uns policiais? Não é para sempre. Este não é o refúgio do Tio Ed.
Sonra ona bir kahraman oldugunu ve pek çok kisinin hayatini kurtardigini soylerdim.
Sim, bom, que tal isto? Foi muito boa ao guardar meu segredo e eu guardarei esse teu segredo.
Ama bazi adamlar organlariyla hayatini kazaniyor.
Mas alguns ganham a vida com o seu órgão.
Dogru, senin onunla hayatini kazanamayacagin kesin.
De certeza que não te safavas assim!
Bunca insanin hayatini degistirdim. Sizinkini de degistirebilirim.
Eu mudei a vida destas pessoas e posso mudar a sua também
BEKAR KAL HAYATINI YASA
DIVERTE-TE NÃO TE CASES
ÖLÜMCÜL KAZADA BARRETT OKULU ÖĞRENCİSİ HAYATINI KAYBETTİ
ACIDENTE MATA ESTUDANTE
- Hayatini mahvediyorum.
- Estraguei-lhe a vida toda.
Kiz arkadasin olarak... hayatini bir daha asla tehlikeye atma diyorum.
Falando como tua namorada, não voltes a arriscar assim a tua vida.
Aoshi Shinomori hayatini o dördüne borçlu...
Aoshi Shinomori ainda quer matar o Kenshin pelo que lhes aconteceu...
- Kir hayatini severim.
- Eu gosto do campo.
Unutma, senin, çocugunun hayatini destekleyebilmek gibi lüks bir avantajin var.
Lembre-se, você tem a vantagem de poder salvar a vida do seu filho.
Isin ironisi, kriyojenik teknolojisi, kendisinin Mr. Freeze'e dönüsmesine sebep olan, Nora'nin esi tarafindan bulunmustu ve Dr. Johnston tarafindan, hayatini kurtararak uygulandi.
Ironicamente, a tecnologia criogénica inventada pelo marido de Nora Fries que foi transformado num criminoso conhecido por Sr. Gelo foi considerada pelo Dr. Johnston como o facto que salvou a vida a Nora.
Hayatini bandoda çalarak geçirirsen... öyle acayip havali, sükseli bir insan imaji kazanamiyorsun.
Passa-se a vida toda a tocar num grupo... que não te dá aquela pinta super na crista da onda.
Neden hayatini mahvetmek istiyorsun?
Porque queres estragar a tua vida?
Butun hayatini hamamda geciremezsin
Repara nas lojas de fast food.
Cok calisti ve kendi hayatini yavrularinin... hayatini garantiye almak icin feda etti.
Trabalhou afincadamente e sacrificou-se para garantir a sobrevivência das crias.
Bokstan hayatini kazanmak zordur, bu yuzden simdi ve sonra prensiplerine ters gelen seyler yaparsin.
É duro ganhar a vida no boxe e de vez em quando temos de fazer coisas contra os nossos princípios.
Evini duzenle. Cocuklarinla ilgilen. Hayatini duzene sok.
Arruma a tua casa e arruma os teus filhos.
Brian'in sağlık durumunu öğrenmeliyiz. Ya da bu bir eşek şakası mı yoksa ciddi bir durum mu anlamalıyız. Böylece Bay McMinn'in hayatini tehlikeye atmamış oluruz.
Temos de saber qual o estado de saúde dele, se isto é ou não uma intrujice e temos de... você tem de se certificar que, se isto for mesmo a sério, não iremos prejudicar o bem-estar do Sr. McMinn com as nossas acções.
Hayatini kurtardım bayım.
Salvei-lhe a vida, senhor.
Ve bunu ; ailenin alkolik olmasindan, igrenc bir evlilikleri olmasindan dolayi kendine bir kalkan gibi kullaniyorsun, herkesin hayatini mahvettin.
E usas isso, a pensar que te vai servir de escudo contra o facto dos teus pais terem sido bêbedos, tido um péssimo casamento, e foderem toda a gente das suas vidas.
SALDIRI SIRASINDA 1000'DEN FAZLA SOMALİLİ ÖLDÜ VE 19 AMERİKAN ASKERİ HAYATINI KAYBETTİ.
DURANTE O "RAID", MORRERAM MAIS DE MIL SOMALIS
Sana hayatini kurtarabilecegini söylemeyecegim, çünkü kurtaramazsin.
Não vou dizer-te que poderás salvar-te, porque não podes.
- Onun hayatini mahvetme.
Que queres dizer? Não lhe arruines a vida!
Eski hayatini gercekten terk etmek istiyor musun?
Queres mesmo abandonar a tua antiga vida?
HAYATINI DÜZENE KOY!
DAR UM JEITO NA VIDA!
son fedakarligi yapti, Hayatini is basinda allah ve ulkesi icin kaybetti.
fez o sacrifício final, perdendo a sua vida a serviço
Ayrïca Yüzbasï Komutan Joseph Blake'i de anïyoruz. O basïnç elbisesi deneyinde kahramanca hayatïnï kaybetti.
E honramos a memória do Capitão de Mar-e-Guerra Joseph Blake, que sacrificou a vida no primeiro teste ao fato pressurizado.
Hayatini benim için riske attin. - Ya ölseydin...?
E se você tivesse morrido...?
- Kendi hayatïnï yasadï.
- Vivia a sua vida.
- Onun hayatïnï ona biz veremeyiz.
- A vida dela não nos pertence.
Tüm hayatïnï o sekilde yasayabilir misin, yoksa sonunda delirir misin?
Consegue-se viver sempre assim ou acaba por se enlouquecer?
Onun hayatïnï degistirebilecek kisi oldugumu sanmak.
Pensar que eu era o génio que ia mudar a vida dela.
Kir hayatini çok özledim.
Não há nada que te retenha aqui, pois não?
hayatını 28
hayatını yaşa 16
hayatını kurtardım 33
hayatının zamanı 17
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını yaşa 16
hayatını kurtardım 33
hayatının zamanı 17
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayata 34
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayata 34
hayat dolu 30
hayattayım 45