Nerede bu tradutor Português
5,673 parallel translation
Nerede bu kadın?
Onde está ela?
- Peki, nerede bu S.U.E?
Então, onde é esse Instituto?
- Nerede bu adam?
- Onde é que ele está?
Nerede bu?
Mas que raios...
Nerede bu?
Onde ela está?
Cordero'nun hayatından kimse bu kadını tanımıyor ve nerede bulabileceğimiz hakkında da hiçbir fikrimiz yok.
Sabe, ninguém na vida do Cordero sabe quem é ela e não fazemos ideia de onde encontrá-la.
Asıl soru şu ki, nerede bu lanet toksin?
Então, a questão é : onde está a toxina? Pode estar em qualquer lugar.
Nerede bu?
Onde está?
Nerede bu millet?
Onde é que estão todos?
Nerede bu millet?
Onde raio é que estão todos?
- Nerede bu adam?
Onde é que ele está?
- Nerede bu?
- O que procuras?
- Peki nerede bu hastane?
Um Hospital onde?
Bu adamlara beni nerede bulabileceklerini söyledin mi?
Disseste-lhes onde me podiam encontrar?
Nerede bu piç kurusu?
Onde está o bastardo?
Tamam, bu serseriyi nerede buluruz?
Muito bem, onde é que podemos encontrar este canalha?
Nerede bu anasını sattığımın kitabı?
Onde está a porra do livro?
Öyleyse nerede bu cadı?
Onde está a bruxa?
Ama, bu bebeği nerede bulduğunuzu düşününce bunu bilgisayar ağımıza takmamın imkanı yok.
Mas, considerando onde encontraste isto, não é possível eu simplesmente carregá-lo na nossa rede.
Bu ilginç gece devam ederken, FBI, Lily Gray ve oğullarının nerede olabileceğin dair ipuçları buldu.
O FBI tem poucas pistas sobre o paradeiro da Lily e dos seus filhos, enquanto o bizarro pesadelo continua.
Bu sabah 6 : 00 sıralarında nerede olduğunuzu sorabilir miyim?
Posso perguntar onde é que estava esta manhã, por volta das 6 : 00?
Mayınların nerede olduğunu bilmedikçe bu mayın tarlasını atlatamayız.
Não dá para passar pelo campo sem saber onde estão as minas.
Bu çocuklardan şüphelenmekte haklıydık. - Babam nerede?
Estávamos certos sobre estes homens.
Sanırım bu üçünün nerede kaldığıyla başlayabiliriz.
Acho que podemos começar por tentar descobrir onde é que estes três tipos estavam hospedados.
- İkinci kurban nerede? - Bu taraftan.
Significa que é o mentor do rapto da Ballard.
Bu işçiliği nerede öğrendin?
Onde aprendeste a entalhar assim?
Bu tuşa bas ve konuş ve nerede olursam olayım cevap vereceğim.
Aperta este botão e fala, e onde eu estiver, responderei.
Kızının dünkü lamaze dersini kaçırdığında nerede olduğuna dair açıklaman bu mu?
Era lá que estavas quando perdeste a aula de parto da tua filha?
- Bu oyun salonu nerede?
- Em Queen Street.
Castle bu sabah nerede?
Onde está o Castle esta manhã, afinal?
Kardeşimin nerede olduğunu söylemeyeceğini oldukça net gösterdin o yüzden evet. İlk sorum bu.
Deixaste claro que não vais contar onde está minha irmã, então essa é a minha primeira pergunta.
Aşırı duygusal genç hanımlar, yabancı bir yere yeni gelmişlerdir bu yerde kaybolurlar, her şey nerede diye cesur Yüzbaşı'ya soru sormak zorundadırlar.
Mulheres jovens impressionáveis, recém-chegadas a um lugar estranho, perdidas, a terem que pedir ao arrojado Capitão onde é que está tudo.
Bu da nerede olacağını, tam olarak hangi kapıdan çıkacağını bilmem gerekiyor demek.
Isso significa que preciso de saber onde é que ele irá estar, a porta exacta por onde ele irá sair.
Bu sezon, vay be, o kadar çok yeni oyun var ki. Nerede kalmıştım?
Esta época tem muitas jogadas novas.
Nerede kaldı bu!
Está a demorar imenso!
Nerede oldu bu?
Onde é que arranjas-te isso?
Bu işte en iyi adli tıpçıları istiyorum mide içerikleri, ayakkabılarındaki kir, onların nerede olduklarını söyleyecek herhangi bir şey.
Quero os peritos a analisar o conteúdo do estômago, a terra nos sapatos, tudo o que possa indicar onde estiveram.
Bu zamandan 10 yıl sonra ya da 20 yıl sonra..... Humanich'leri nerede görüyorsunuz?
Daqui a dez ou vinte anos, o que acha que acontecerá com os Humanichs?
- Bu adamlar şimdi nerede acaba?
Onde estão estes tipos agora?
- Peki bu gösteriyi nerede izleyeceğiz?
Onde vamos assistir a esse espectáculo?
Yani, hala bu adamın yemek odasının nerede olduğunu bilmiyoruz.
Então, ainda não sabemos onde é a sala de jantar deste tipo?
Bu adam çok öfkeli bir şekilde o resimler benden istedi ama ben nerede olduğunu söylemedim. Tildy'nin peşine düşmesini istemiyordum.
Digo, este tipo quer estas fotos a todo custo, mas eu não contei onde é que elas estão para não irem atrás da Tildy.
Nerede olduğunu söylemezsen, bu belgelere ihtiyacın kalmayacak.
Se não me disseres onde estão, não vais precisar destes documentos.
Bunu anlamanın senin için çok zor olduğunu biliyorum ama bu kadının nerede olduğu konusu beni ciddi şekilde ilgilendiriyor.
Sei que é muito difícil para ti entenderes, mas, há um sentimento de desfecho... necessário para mim sobre esta mulher.
Bu sorunlar neler ve kadının nerede olduğunu nasıl bilemezsiniz?
Que problemas? Como é que não sabe onde ela está?
O zaman bu geceki oyunun nerede olduğunu umarım biliyor- -
Espero que saibas onde é o jogo desta noite, porque...
Bu sikik evde portakal suyu nerede?
Porque é que não há sumo de laranja nesta merda de barracão? !
Gittiğimiz bu yer nerede?
Então, onde é que vamos?
Bu yer nerede?
E... onde é este lugar?
Nerede olduğunu biliyorsun. Mmm. ve bu üstünüzdeki mükemmel bir güzellik ortaya koyuyor.
Sabes onde está tudo. E esse robe em que pegaste serve-te perfeitamente.
- Baba nerede bu arada? Kimse bilmiyor.
- Onde está o pai?
nerede buldun 38
nerede buldunuz 16
nerede buldun onu 16
nerede bunlar 33
nerede bu adam 47
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
nerede buldunuz 16
nerede buldun onu 16
nerede bunlar 33
nerede bu adam 47
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93