English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ P ] / Planımız şu

Planımız şu tradutor Português

150 parallel translation
Sutton Craddock'dan uçuş planımız şu şekilde.
Este é o plano de voo a partir de Sutton Craddock.
Şimdi prensim, planımız şu :
Agora, meu príncipe, este é o plano.
Tamam, bakın şimdi, planımız şu.
OK, olhem, este é o plano.
Pekala, planımız şu...
Ouça...
Hım. Bakın, planımız şu.
Estão poucos gajos a guardá-la, mas não vejo o Sr. Big.
Planımız şu.
O plano é este.
Planımız şu.
Eis o plano.
Planımız şu.
Fazemos o seguinte.
Planımız şu.
Qual é o plano?
Planımız şu. Charlie benimler hastaneye gelecek.
Eu levo Charlie comigo ao hospital, ok?
Planımız şu :
Eis o plano :
Planımız şu ;
Está bem.
Tamam, planımız şu.
Pronto, eis o plano.
Bu durumda planımız şu :
Assim sendo... o plano é este :
Planımız şu inatçı bir biçimde destek sistemini kabul ettirmek.
A nossa estratégia é... Estamos à procura agressivamente de um sistema de suporte.
Planımız şu.
Este é o plano.
Planımız şu kontak lensleri takacaksın, Sakulos'ın bürosuna girecek ve bilgiyi alacaksın.
Este é o plano. Pões estas lentes de contacto, entra no escritório do Sakulos e copia os dados.
Planımız şu- -
Certo, o planos vai ser este...
- Tamam planımız şu.
- OK, aqui está o plano.
Planımız şu, Jacob.
O nosso plano e o seguinte, Jacob.
Evet, şimdi planımız şu.
Portanto, é este o plano...
Planımız şu ; doğru kadını bulmak, çocukları büyütmek onları erdemli yetiştirmek -
Acho que o plano é encontrar a mulher certa, - criar filhos, ensinar-lhes valores! - Não, Roy!
Planımız şu ;
Eis o plano :
- Evet, planımız şu.
- O plano é o seguinte...
Çok ilginç. Planımız şu.
É interessante.
Pekala, planımız şu.
Bom, o plano é o seguinte.
Planımız şu gidip bir şeyler içelim, biraz müzik dinleyip günün kalanında biraz rahatlayalım.
Vamos sair daqui. Escutar uma música, tomar um drinque e relaxar. Querido, parece ótimo.
Planımız şu.
Então... isto é o que vamos fazer.
Peki Bay Wolfe, Planımız şu :
Wolfe, aqui está o plano :
Pekala planımız şu.
Eis o nosso plano.
Tamam, planımız şu :
Muito bem, este é o plano :
İşte planımız şu.
Vamos fazer o seguinte.
Planımız şu :
Eis o plano.
Jordan, planımız şu :
Jordan, este é o plano :
Şimdi, planımız şu.
Faremos assim.
Doğru, planımız şu : Birimiz tutuklanıp zindana girecek.
O plano é um de nós ser preso e levado para as masmorras.
Gelin çocuklar, planımız şu...
Venham rapazes.
Şu an hazırlanmakta olan bir planımız var. Ama harekete geçmeden önce sizden, muhalefetten de onay almak istiyorum.
Temos um plano em preparação, mas antes fazer algo, que eu quero que você, como... líder da Oposição, dê a sua aprovação.
Hareket planımız nedir, komutanım? Şu bir bloğu koru.
Defender o quarteirão.
Eğer bu bütçe planı geçerse, çoraplarınız olmayacak... Şu an zaten çorabım yok ki. ... pantolonlarınız da, gömlekleriniz de, yelekleriniz de olmayacak.
Se esta votação passar, sua Nobreza não terá peúga nenhuma..... nem calças, camisas, coletes, ou ceroulas.
Plan şu : Bir kayık bulacağız. Yangtze Halici'nin yukarısına götürüp, Hakka dostlarımızla buluşacağız.
O plano é arranjar uma sampana, e levá-la até ao estuário do Yangtze e encontrar-me com alguns amigos Hakka.
Pekala, planımız şu.
Eis o plano.
Bak, planımız şu.
O plano é este :
Tamam, planımız şu. Kapı açılır, kalabalık içeri girer. İlk gördükleri pastalar, İştahları biraz kabarır.
Vejam como será : a porta abre-se, nós entramos, os primeiros que vêm são os pestinhas que querem comprar tudo... depois então a artilharia pesada, vamos entrando e temo-los nas mãos!
Tamam ama şu an Pirelli'nin yerine geçen iblisi öldürme planımıza sadık kalmalıyız.
OK, mas, neste momento, temos de ficar com o nosso, que é destruir o demónio impostor.
- Şu an ki planımız.
- É uma armadilha.
Tamam, planımız şu :
O plano é sairmos para jantar durante uns dez minutos, está bem?
Şu an bütün kaynaklarımız, bu son üzerinde plan yapıyorlar, Sayın Başkan.
Todos os nossos recursos estão a ser usados para esse fim.
Tuhaf olan şu ki Bayan Bristow,... sizinle planımız aynı olmayabilir ama hedefimiz aynı.
A ironia disto, Sra. Bristow, é que podemos não ter os mesmos planos, mas o objectivo é o mesmo.
Babanın demeye çalıştığı şu ki bir planımız var.
Seu pai disse que temos um plano.
Onların ihtiyaçlarını ve hedeflerini birçok finansal planımızın biriyle eşleştirmelisiniz. İşin özü şu :
Têm de adequar as necessidades e objectivos deles a um dos nossos variados planos financeiros.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]