English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Söyledin

Söyledin tradutor Português

20,592 parallel translation
Kirsten bağlanmışken Jamie'nin hidrokarbonlardan konuştuğunu söyledin değil mi?
Kirsten, no Stitch, disseste que ouviste o Jamie a falar sobre hidrocarbonetos, certo?
- Ama hissettiğini söyledin.
Disseste que o sentiste.
Yıllar yılı suçsuz olduğunu söyledin.
Todos os anos dizes que és inocente.
Unutma, yapmamı sen söyledin.
Apenas lembra-te que tu me disseste para mostrar.
Bana devlet için çalışan özel zekâya sahip biri olduğunu söyledin ama bundan şüpheliyim, çünkü beynin yarısını kullanan biri bile o akşam yemeğinin bir başarı olduğunu düşünemezdi.
Disseste que és especial e que trabalhas para o governo, mas duvido disso, pois ninguém com meio cérebro podia pensar que aquele jantar foi um sucesso.
Kendin söyledin, etkisiz hale getirmenin yolu yok.
Disseste que não há uma forma de a desarmar.
İyi içgüdülerim olduğunu sen bile söyledin.
Você mesmo disse que tenho bons instintos.
- Ona söyledin mi?
- Contaste-lhe?
Benim tavsiyelerimi nasıl görmezden geldiğini ona söyledin mi?
Contaste-lhe que ignoraste o meu conselho quando eras nova?
- Daha önce de öyle söyledin.
Isso é o que você disse antes.
Bizim için çalıştığını mı söyledin?
Você contou que ele trabalhou para nós?
Steve'le Mary'ye söyledin mi?
Já disseste ao Steve e à Mary?
Ona ne söyledin?
O que é que vocês lhe contaram?
Satın alındığımı söyledin ve bu aşağılamadır.
Sugerir que eu fui comprado... isso é desrespeitador.
Sen, kendi fikrini söyledin. - Onunkini de duymak isterim.
Deste-me a tua opinião e gostava de saber a dele.
Evin tersine kamyondan kaçtığını söyledin çünkü gerçekte Keith gibi kamyon da yoktu. Ve kimseyi oraya geri götürmekle uğraşmayacaktın.
Disse que fugiu do camião e não da casa, porque, tal como o Keith, a casa não existia e não tinha de levar ninguém até ela.
Neden böyle bir şey söyledin?
Porque tens que dizer uma coisa dessas?
Tamda onun söyleyeceği türden bir şey söyledin.
É exactamente esse tipo de coisas tontas que ela diria.
- Gilbert'e ne söyledin?
O que é que disse ao Gilbert?
- Ona söyledin, değil mi?
- Contaste-lhe, certo?
Yeterince söyledin.
Não digas mais nada.
Yani bu konuda bize yalan söyledin.
Mentiu-nos sobre isso.
Kaldığı yere gittiğimizde bana dışarıda beklememi söyledin.
No apartamento... pediste-me para esperar no corredor.
Bu yüzden başka yerlerden saldıracaklar neden kovuldun, neden yalan söyledin, psikolojik durumun vs.
Então eles vão tentar atingir-te com outras coisas, tipo, sabes, porque foste despedido, a tua motivação para mentires, a tua situação mental.
- Yani yalan söyledin.
- Então voltaste a mentir.
Evet, kendi kendine bisiklet sürmeyi öğreneceğini söyledin, öğrendin de.
Disseste que ias aprender a andar de bicicleta sozinho e aprendeste.
- Yani yalan söyledin.
- Portanto, mentiu.
Sırf sen söyledin diye adamı öldürmeyeceğim.
Não vou matar o cabrão só porque tu o dizes.
- Bana yalan söyledin.
- Mentiste-me!
Ghost'un işten çıktığını ve Tommy'yle görüşmediğini söyledin.
Disseste que o Ghost tinha deixado o Tommy.
Bana artık beni sevmediğini söyledin ama yalan söylüyordun.
Disseste-me que já não me amavas. Mas mentiste.
Ne, sen mi söyledin?
O quê, tu disseste-lhe?
- Ona nerede yaşadığımızı söyledin mi?
Não.
Wendell'e bunu yapmasını ve kürsüye çıkması için adını vermesini söyledin, değil mi?
Tu disseste ao Wendell para se esconder atrás do privilégio, sabendo perfeitamente bem que eles iriam chamar-te para depor.
Bana Karl Stoltz hakkında daha çok şey öğrenebilmek için ne gerekiyorsa yapmamı söyledin.
Você disse-me... para fazer tudo o que eu tinha... tudo o que eu tinha que fazer para obter informações sobre o Karl Stoltz.
- Neden öyle söyledin? - Sorun yok, aşkım.
Porque acabaste de dizer isso?
Karim Ağabeye seni havaalanına bırakmasını söyledin mi?
Pediste ao Karim Bhai para te vir buscar e levar ao aeroporto?
Bununla tek bir şansımız olduğunu söyledin sanıyordum.
Pensava que só podíamos usar essa coisa uma vez.
Harbiden söyledin ona. Harikaydı.
Realmente disseste-lhe.
Bütün krem peyniri çıkarıp yedin ve karına yalan söyledin!
Comeres um Cream Cheese inteiro e mentires sobre isso à tua esposa!
Hiçbir yere gitmediğini söylediğini sanıyordum. Hiç ayrılmadığını söyledin.
Pensei que tinha dito que ele nunca saiu.
Sen içerideki adam değilsin ama Ghost'a bir şeyler söyledin, değil mi?
Não és a fuga, mas disseste algo ao Ghost, certo?
Donato, benim için bir şeyin olduğunu söyledin.
Donato? - Tem alguma coisa para mim?
Bir şeyin olduğunu söyledin.
Disseste que tinhas alguma coisa.
Lobos'un yaşadığını söyledikten sonra, gidip kime söyledin?
Quando te disse que o Lobos estava vivo, a quem contaste?
Sikeceğim, kime söyledin, Jamie?
A quem contaste, Jamie?
Bana yalan söyledin.
Mentiste.
Başka ne yalanlar söyledin acaba?
Que outras mentiras disseste?
Hem kendin söyledin.
Foste tu que disseste.
- Söyledin mi?
Tu fizeste isso?
- Söyledin onlara.
- Contaste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]