English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ş ] / Şöyle

Şöyle tradutor Português

96,150 parallel translation
Şöyle ki...
A questão é que...
Ama şöyle düşünün, ben ve ondan bebeğimiz olsaydı, ve o hapse atılmasaydı üçümüz birlikte olabilirdik.
Mas pensem se eu e ele tivéssemos um bebé, se ele não estivesse preso, nós os três poderíamos ficar juntos.
O zaman şöyle diyeyim.
É assim...
Şöyle ki, bence yetenekten çok iyi anlıyorsun.
Acho que tens jeito para identificar pessoas com talento.
- Şöyle geçer misiniz?
- Podem afastar-se?
Doğrusu şöyle,
Devias ter dito :
Söyle bana.
Diz-me.
Ona açmasını söyle.
Diga-lhes que abram.
Kumandan Waterford'un olduđunu söyle onlara.
Diz-lhes que és do Comandante Waterford. Ele é muito importante.
Hadi sen de söyle.
Vamos... Fá-lo.
İnanmam, kapüçino söyle bana.
Não. Quero um cappuccino. Olá.
- İnanılır gibi değil. - Adını söyle dedim arkadaşım!
Inacreditável.
Git ve Nick'e beni eve Bayan Putnam'ın şoförünün bırakacağını söyle.
Vai tu andando e diz ao Nick que o motorista da Sra. Putnam me vai levar a casa.
Lütfen şaka yaptığını söyle!
O quê? - Estás a falar a sério?
Dan'e işi hallettiğini söyle.
Diz ao Dan que trataste do assunto.
- İhtiyacın olan ne söyle.
- Então me faça sócio. - O quê?
O zaman Louis'in ofisine git ve ortak olduğumu ona söyle.
Não, Harvey. Tem algo que você deveria se preocupar.
- İlk davanın büyük kurumsal bir firmanı için su taşımak olmadığını söyle ben de çenemi kapatacağım.
O quê? O nome de sócio significa algo, e não posso simplesmente dar isso para fazer um acordo.
Bence cemaatindeki o kişiye söyle, arkadaşlarına yardım etmek istiyorsa böbreğini vermeliydi.
Eu diria ao seu paroquiano que, se quer ajudar os amigos, devia dar um rim.
Söyle.
É só dizeres.
- Önemli değil Siedel'e iptal ettiğimizi söyle.
Não me interessa. Diz ao Seidel que o acordo fica sem efeito.
O yüzden bana kafandakini söyle de anlaşıp işimize devam edelim.
Diz-me o que precisas e vamos despachar isto.
Mike onlara sen söyle.
A sério, Mike, vai tu dizer-lhes.
- Tara bir şeyler söyle.
- Tara, diz alguma coisa.
- Söyle de içinde kalmasın.
- Vamos lá, quero ouvir.
Nasılını söyle hemen başlayayım.
Diz-me como e eu alinho.
Dürüstçe söyle, bu işi oldurmak için herhangi bir pisliğe bulaştın mı?
Diz-me agora mesmo. Fizeste algo para que isto acontecesse? Raios.
O zaman bana listemizdeki diğer kişinin kim olduğunu söyle.
Diz-me quem é o próximo na lista.
- Bunu ona söyle.
Diga-lhe isso.
Lütfen babanla Seher'e iyi olduğumu söyle ve...
Diz ao pai e à Sahar que estou bem...
Kızarmış sağlıklı değil, ızgara söyle.
Os fritos fazem mal, pede grelhado.
Çıkarken de Ashley'ye söyle, konuşmamız gereken...
Quando saíres, diz à Ashley que precisamos de falar do...
Duymamızı istediğin şeyi ona söyle.
Diz-lhe aquilo que queres que ouçamos.
Ben de onu özlüyorum, söyle.
Diz-lhe que também sinto a falta dela.
Bütün dünyaya söyle.
Conta ao mundo todo.
Gruba söyle.
Pede desculpa ao grupo.
Peki, belirtilerini söyle bakalım.
Diz-me os teus sintomas.
Şu Backstreet Boy'a söyle, mor şortunu çıkarırsa bir şeyler düşünürüz.
Diga ao Backstreet Boy que tire os boxers e depois falaremos sobre isso.
NYPD'ye istediğini söyle, ama eğer seni bir daha yakalarsam... seni içeri tıkacağım.
Diz à Polícia de Nova Iorque aquilo que quiseres, mas... se te apanhar outra vez, irei prender-te.
Lütfen bana onun Galahad'ın kılıcı olmadığını söyle.
Por favor, diz-me que não é a espada do Galahad.
Söyle işte Alex, o ölüyor.
Di-lo e pronto, Alex. Ela está a morrer.
- Sen söyle.
- Diz-me tu.
Sen söyle.
Diz-me tu.
Lütfen bana anladığını söyle.
Por favor, diz-me que compreendes.
Lex'in dondurulmuş bir parçasının sende olmadığını söyle.
Não me digas que tens um pedaço do Lex congelado aqui algures.
Bu sefer, "özel" kelimesini doğru söyle.
E desta vez... tenta escrever "exclusiva" correctamente.
- Söyle hadi! -... egoist...
- Egoísta...
Ne olur kodu söyle.
Por favor. Diz-me o código.
Alex ve Mon-El'e destek ekibi kurmalarını söyle.
Diz à Alex e ao Mon-El para enviarem reforços.
Hemen ona iyi bir şey söyle.
- pode regressar assim sem mais nem menos? - Diz-lhe algo simpático.
Şimdi söyle bana Cadmus nerede?
Agora diga-me... onde é que está o "Cadmus"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]