English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Söyleyeyim

Söyleyeyim tradutor Português

13,902 parallel translation
Bir dahaki için söyleyeyim, Kötü Kızlar'ı izlemek isteseydim Netflix'ten bakardım.
Só para constar, se quiserem ver Meninas Atrevidas ligo a Netflix.
Aklına aptalca fikirler gelmeden söyleyeyim. Reuben'la buraya gizlice girmemizin sebebi ona matematik çalıştırmaktı.
Antes que tenham ideias parvas, eu e o Reuben viemos para aqui para eu o ajudar a Matemática.
Bilginiz olsun diye söyleyeyim, kaçtığımda hiçbirinize zarar vermeyeceğim.
Olha, é só para saberem que quando escapar, não vos vou ferir.
Sen düşünmeden söyleyeyim, Oscar Rankin'le alakası yok.
E não tem nada que ver com o Oscar Rankin.
- Ne oldu? - Ne olduğunu söyleyeyim.
- Eu digo-te o que aconteceu.
Gerçeği söyleyeyim, aklıma gelen ilk kişi sensin.
Tu foste o primeiro em quem pensei.
Genja. Dur da sana bir şey söyleyeyim.
Gunja, deixe-me dizer-te uma coisa.
Ne olduğunu söyleyeyim. Hayalet gördük.
Eu digo-te : vimos um fantasma.
Neyi tercih ederim söyleyeyim. Şöyle hoş ve şeker bir şeyi, sevimli hayalet gibi.
Eu digo-te o que prefiro : uma coisinha gira, como um pequeno fantasma amigável.
Nasıl bittiğini söyleyeyim.
Eu digo-vos como termina.
Size fiyatı söyleyeyim.
Vou dizer-vos o preço.
Tamam söyleyeyim, seni internet satış ve viral departmanımın başına geçirmek istiyorum.
Estás aqui porque eu quero que tu lideres o nosso marketing the internet viral.
Sana bir şey söyleyeyim...
Deixa-me dizer-te uma coisa.
- O açıkçası, profesyonelce söyleyeyim, şansı oldukça yaver gidiyor, bilmem anlatabiliyor muyum?
- Diria que, profissionalmente, está a ter sorte demais, se é que me percebes.
Ama şunu söyleyeyim. Bu son şansınmış gibi öp onu, ve belki ben de bir şeyler ayarlarım.
Mas fazemos assim, beija-a como se fosse a última oportunidade e talvez eu te arranje algo para levares.
Sana bir şey söyleyeyim.
Sabes que mais?
Çünkü sana söyleyeyim, bir oldu mu, her şey biter!
Está bem? Porque, deixa que te diga, uma vez tendo, acabou-se!
Sana şu kadarını söyleyeyim, feci halde iğrenç görünüyorsun, kardeşim.
Mas deixa que te diga que tens um aspecto nojento, mano!
Frank! - Asıl boku yiyen kim söyleyeyim : Tanrılar yedi, kardeşim.
Eu digo-te quem come a merda dos deuses, meu!
Kötü ama benim kıçım açısından, o kadarını söyleyeyim.
Só se for para o meu cu, acredita! A sério!
Ne yalan söyleyeyim, bindiğimizden beri osuruyorum.
Vou ser honesta consigo. Ainda não parei de me peidar.
O zaman söyleyeyim.
Então, vou contar.
- Ne yapacağımı söyleyeyim Carlos.
Eu digo-te o que vou fazer, Carlos.
Sana söyleyeyim Bu işe girdin girdin...
Mas tenho que dizer, esta oferta já tem muitos pedidos.
Bir şey söyleyeyim mi?
Estudou lá?
Şimdi size ne yapacağımı söyleyeyim.
Vou dizer o que vamos fazer.
Söyleyeyim. Uçacağız.
Eu digo-te : vamos voar.
- Kime söyleyeyim?
Diz quem?
Sana bir şey söyleyeyim. Çavuş Davis... yeterince yaklaştı.
Pois digo-lhe uma coisa, o Sargento Davis aproximou-se o suficiente.
- Sana şu kadarını söyleyeyim.
- Posso dizer-lhe o seguinte.
Ve sana bir şey söyleyeyim mi?
E sabes que mais?
Pekala, bunu da hallettiğimize göre ben de kendi isteklerimi söyleyeyim.
Certo. Agora que esclarecemos isso, vou dizer-lhe quais são as minhas exigências. Não são tão complicadas como as suas.
Bekle biraz, Bayan Papineau'ya bunu söyleyeyim.
Vá, espera aqui. Vou só dizer à Sra. Papineau que vamos sair.
Baştan söyleyeyim, hâlâ sevmiyorum.
Atenção, senhor, continuo a não gostar de polícias.
Alın teriyle para kazanma hakkında bir şey bilmiyorum ben, söyleyeyim.
Mas não sei grande coisa sobre trabalho honesto.
Merak ettiğin şey buysa söyleyeyim, bu "DJ ıvır zıvırları" bana çok para kazandırabilir.
Não sei se sabes, mas posso ganhar muito dinheiro com "estas tralhas".
Yıllar önce öğrendiğim bir şeyi söyleyeyim.
Karen, deixa-me dizer-te uma coisa que aprendi há anos.
Menüde ne var, söyleyeyim mi?
Querem saber quais são os pratos desta noite?
Gaffney, ne yalan söyleyeyim, haklıymışsınız.
Tenho de dizer, Gaffney, que tu e a tua mulher estavam certos.
Bu hat güvenli değil, detaya giremem... ama şu kadarını söyleyeyim... bunlar hakiki!
Bem, esta linha não é segura então, não posso entrar em pormenores... mas deixa-me dizer... que este material é verdadeiro!
Biraz kilo vermezsen şimdiden yapmayacağımız şeyi sana söyleyeyim.
Eu digo-te o que não vai fazer a menos que emagreça.
Bunun ideal bir seçim olmayabileceğini biliyorum, Ama sana bir şey söyleyeyim, eğer bağlanırsa, diğer yıldızlar duyacaklar ve ortalıkta gezinecekler, ve sonra bi bakmışsınız, Mark Wahlberg.
Sei que esta pode não ser a escolha ideal, mas deixem-me dizer-vos, se ela sentir uma ligação e outras estrelas ouvirem falar disto e começarem a fazer perguntas, o próximo a procurar-nos será o Mark Wahlberg.
Sana tek bir şey söyleyeyim.
Uma coisa eu te digo.
Söyleyeyim...
Digo-lhe...
Komşu dostun olarak söyleyeyim : Üstünü değiştirirken perdeleri kapat.
FECHA AS CORTINAS QUANDO ESTIVERES A TROCAR
- Ne yapacağını söyleyeyim.
- Já sei o que vou fazer. - O quê?
- Neden yalan söyleyeyim?
- Porque mentia?
O kadarını söyleyeyim. İşimize dönebilir miyiz?
Podemos voltar ao trabalho?
- Sana bir şey söyleyeyim.
Certo.
Asıl ihaneti söyleyeyim mi?
Desde quando?
Sana şunu şöyleyeyim, bir hain neye benzer bilirim.
Deixa-me que te diga que sei qual é o aspecto de um traidor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]