Anlamı yok tradutor Russo
2,186 parallel translation
Ama bunu söylemenden nefret ediyorum. Çocuklar seks yapacaksa bunun balo gecesi olup olmamasının bir anlamı yok.
Извини, конечно, но дети начнут заниматься сексом, без разницы это ночь выпускного или нет.
Hiçbir anlamı yok.
Ничего не значит.
Bu arabadaki bombanın hiçbir anlamı yok.
Во взрыве машины нет смысла.
Benim için büyük bir adım olur. İnkar etmenin anlamı yok.
Для меня это будет большое событие, что тут скрывать.
- Anlamı yok.
— Незачем.
- Neyin anlamı yok?
— Что незачем?
Hiçbir şey yapılamazken yapılabilir gibi göstermenin hiçbir anlamı yok.
Я просто не вижу смысла делать вид, что мы что-то можем сделать, когда это не так.
Onu kendin kullanmak istemiyorsan merak etmenin bir anlamı yok.
Да, только толка в любопытстве - то нет, разве что ты не заинтересован, чтобы оно досталось тебе.
Artık çok geç. Anlamı yok.
Нет смысла.
Bunların bir anlamı yok ki.
Это бессмысленно.
"Hiçbir Anlamı Yok."
"Это не значит ничего".
Sıkıcı bir yolculuk geçirmenin anlamı yok ; yanınızdan geçerken beni durdurun.
Кто заинтересовался, пожалуйста.
O konu üzerinde bir şeyler deneyecek durumda değilim : Acı verici, pahalı ve bir anlamı yok.
А экспериментировать в этой области что-то не хочется – больно, затратно и бессмысленно.
Nedir bu anlamı yok takıntın?
Да что ж у тебя всё бессмысленно!
Cumhuriyetçiler, demokratlar... Hiçbirinin bir anlamı yok Nucky Thompson-... adalete teslim edildiği zaman. - Doğru.
Республиканцы, демократы, все они стануть вдруг станут сраной бестолочью, стоит только Накки Томпсону- - когда его призовут к справедливому суду.
Çünkü hiçbir anlamı yok.
Потому что это ничего не значит.
Belki senin için. Benim için bir anlamı yok.
Может, для тебя, но не для меня.
Hiçbir anlamı yok.
Это ничего не значит.
Zaten kendini bana düzdürerek iyilik ediyor ona bunu yaşatmanın bir anlamı yok.
Это так великодушно с её стороны позволить мне трахнуть её, что я просто не могу заставлять её проходить через это.
Bence bir anlamı yok.
Ничего, на самом деле, незначащие.
Bunların hiç bir anlamı yok, sadece klişe laflar.
Это просто банальности, которые ничего не значат.
Babanın itiraf etmiş olmasının hiç bir anlamı yok.
Несколько странно, что твой отец признался.
Hiçbir anlamı yok.
Это бессмысленно.
Hiç anlamı yok.
В этом нет смысла.
Hiçbir anlamı yok ki.
Нет смысла.
Brody'nin ülkesine dönmesinden sonra Abu Nazir'in ortaya çıkmasının anlamı yok mu? Sadece bir tesadüf mü?
- То есть, появление Абу Назира одновременно с чудесным возвращением Броуди на родину – не больше, чем совпадение?
Tartışmanın anlamı yok patron, yine çenesi düştü.
О, не останавливайте ее, босс, - ее понесло.
Telaşa kapılmanın anlamı yok.
Послушай, не нужно паниковать.
Anlamı yok.
В этом нет смысла.
Bunun bir anlamı yok.
Это ничего не значит.
Bunların hiçbirinin anlamı yok artık.
Ничего из этого уже неважно.
Seni beğeniyorum ama burada kalmayacaksam, bir ilişkiye başlamanın bir anlamı yok.
Вы мне нравитесь, но нет смысла начинать что-то, если я переезжаю. Верно.
Direnmenin anlamı yok, eve gidip soğuk bir duş almanı ve zamanın geçmesine izin vermeni tavsiye ederim.
Нет причин, чтобы уступать. Предлагаю тебе пойти домой, принять холодный душ, и всё пройдёт.
O kadar. Bir anlamı yok.
Ничего не значит.
Bunun bir anlamı yok.
Это ничего не будет значить.
Televizyon olmadan bir anlamı yok, ben de bazı düzenlemeler yaptım.
Немного бессмысленна без телевизора, поэтому я кое-что усовершенствовал.
Hiçbir anlamı yok.
Ты сыграла свою роль. В этом нет смысла.
Umurumda değil. Artık hayatın bir anlamı yok!
Мне плевать, с самой высокой колокольни.
Hiçbir anlamı yok.
Ты ни черта не значишь.
Dövüşmemizin hiçbir anlamı yok!
В нашей драке нет никакого смысла!
En kötüsünü hayal etmenin bir anlamı yok. Hayal etmiyorum.
Не нужно выдумывать.
Hiçbir anlamı yok.
Ерунда какая-то.
Hayır, göğüs kafesi yok olursa iyi bir görüntü almanın anlamı olmaz.
Нет, никакая хорошая фотография не будет ничего значить, если у него не будет грудной клетки.
Anlamıyorum. Bütün telefonlarını, banka hesaplarını takip ettik ama sonuç yok.
Мы отследили каждый сотовый, каждый банковский счет, и ничего.
Anlamı hakkında hiçbir bilgim yok, hatta ip ucu mu onu bile bilmiyorum. - Burayı biliyorum.
Только не представляю, что это значит, и значит ли хоть что-то.
Toplum kurallarına uymaları için ne kadar rica ettiğimin bir anlamı yok.
бесполезно просить их вести себя прилично.
Tam da bu yüzden Lexie sana neden ilgi duyuyor anlamıyorum. Ama bunun Lexie'yle ilgisi yok.
Но дело не в Лекси.
Ve bu da her şey yolunda, ciddi bir şey yok anlamına gelen form.
ј на этом бланке говоритс €, что это была дружеска € потасовка.
Yayımlanmanın ya da yok olmanın gerçek anlamını öğrendin az önce.
Ты только что узнал, что истинный смысл в том, чтобы опубликовать или погибнуть.
Bendeki gibi entrika genleri yok sende. İsteği anlamıyorsun.
У тебя нет этого гена, в отличие от меня.
Bilmiyorum, benim çocuklarım yok bu yüzden anlamıyorum,... ama buraya gelip bunu yaptığına göre senin için anlamı büyük olmalı.
Я не знаю, просто у меня нет детей, так что я, я не понимаю этого. Но это наверняка много для тебя значит, ну, прийти сюда и сделать это, так что, ээ...
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65