English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Y ] / Yoksa sen

Yoksa sen tradutor Russo

1,691 parallel translation
Bunu onlarla ben mi paylaşayım, yoksa sen mi okumak istersin?
Хочешь я поделюсь этим с ними, или ты сделаешь это сама?
Yoksa sen ve o...?
Вы с ним...?
Gaby, yoksa sen...
Габи, ты же не хочешь сказать...
Kaçış planını mı kastediyorsun yoksa sen ve CJ'i mi?
Ты имеешь в виду план побега или ты и Си Джей?
Yoksa sen polis misin?
- Ты... Офицер полиции?
Yoksa sen...?
ты? ! А?
Hayır, yoksa sen ateş edersin!
а то выстрелишь!
Yoksa sen... Sence o... - Sence o...
- Значит, по-вашему... по-вашему... по-вашему...
Yoksa sen de ergenlik sırasında erkek memelerinden süt fışkıran şişko çocuklardan mıydın?
у которых во время полового созревания молочко выделялось?
Yemeği getirdiler mi yoksa sen mi gidip aldın?
Так вам приносят еду, или разрешают выйти?
Ben mi konuşacağım, yoksa sen mi?
- Я буду говорить или ты?
Sinirimi senden çıkarttığım falan yok. Ben mi konuşacağım, yoksa sen mi konuşacaksın?
- Ничего я на тебя не выпуская, я буду говорить или ты?
Yoksa sen... burada mı çalışıyorsun?
Значит, вы... повар?
Yoksa sen dün onu dışarı çıkarıp dövdün mü?
Ты его вчера ради драки увела?
Yoksa sen Chae Rin'le mi görüştün?
Неужто ты виделся с Чхэ Рин?
Yoksa sen mi ihbar ettin?
Ты легавых вызвал?
Yoksa sen...?
Ты...?
Yoksa sen Jenkins kardeşleri öldüren adam mısın?
А это не ты шлепнул братьев Дженкинс?
Kafeteryaya gideceksin ve bu binadaki en aptal pislik sen değilmişsin gibi davranacaksın yoksa pencereyi açar ve seni aşağı atarım.
Ты возвращаешься назад в столовую и стараешься притвориться, что ты не самый тупой сукин сын в этом здании, или я открою окно и выброшу тебя нахрен из него.
Sen de tahmin yap yoksa şüpheli görünürsün.
Давай, участвуй в игре... иначе это выглядит подозрительно
Pazarlığının sonunu getirsen iyi edersin,... yoksa... sen benim hikayemi daha iyi bilirsin.
Ты смотри, не насочиняй потом, иначе... ты меня знаешь.
Güvenlikleri için şöyle yapsak nasıl olur, sen bana onları nerede bulacağımı söyleyeceksin yoksa bana anlattığın bütün her şeyi gider Müdür'e anlatırım.
Ну, как же их безопасность, если ты говоришь мне где мне их найти. или я расскажу директору обо всем что ты мне рассказала.
Yoksa sen...?
неужели? !
Sen... Bu eldiven yoksa...
Ты... эти перчатки...
Bu yüzden, sen ve iğrenç boxer donun gelip biraz zaman geçirin, -... yoksa tekrar yatağa işemeye başlarım. - Artık hiç şansın yok.
Греби сюда в своих тугих труселях, а то я опять начну мочиться в постель.
Bunu sen mi kullanıyorsun Kenny, yoksa bu kaplumbağalar için mi?
Это ты этим пользуешься или это для черепах?
Yoksa fıstıkları açarım. Herif beni bıçakladı, sen de ona fıstık mı ikram ediyorsun?
Он пырнул меня, а ты угрожаешь ему арахисом?
Şimdi sen, arsız yargıç mısın yoksa küstah yargıç mısın?
А ты у нас нахальный судья или смелый?
Sen mi katladın yoksa o şekilde mi duruyordu?
Ты его сложил, или он уже таким был?
Sen... orduya mı katıldın yoksa...
ээ, ты... ты из армии, или... ( насмешка )
Nedenmiş, hem içgüveysi olup hem de şirketin sahibi sen olmadığından mı yoksa?
Почему? Потому что это ты в семье носишь брюки и владеешь фирмой квадроциклов?
Sen polis misin yoksa muhabir mi?
Ты коп или репортёр?
- Yoksa sen mi yaptın?
- Это ведь ты его перевдинул?
Ama yarın elmasları bulacaksın yoksa kafasında bıçak olan sen olacaksın.
Но завтра ты найдешь мне эти бриллианты или у тебя в голове нож торчать будет.
Huniye kendi mi düştü, yoksa onu sen mi ittin?
Он сам упал? Или ты его столкнул?
konuşmak istersen... Sen hep her şeye burnunu sokar mısın? Yoksa bu mesleki deformasyon mu?
подвергли насилию, так что если ты когда-нибудь захочешь поговорить.... ты всегда была такой назойливой или это просто профессиональный азарт?
- İletişim kamışıyla, bir şeyler yapabilecek mi, yoksa lafın gelişi, köprüyü kaldıramayacak mı? - Yani sen... Zahra'nın ihtiyaçlarını düşünüyorum.
Сможет ли он и дальше... общаться... с помощью... своего органа общения или он будет не в состоянии... поднимать пролёты разводного моста, чтобы.. общаться?
Sen dedektif misin yoksa hırsız mı?
Ты сыщик или вор? !
Sen ne yapıyorsun esas? Onları izliyorsun. Hae Ra'dan hoşlanıyor musun yoksa?
шпионю.
Yoksa... Gil Ra Im sen misin?
Ты, случайно, не Киль Ра Им?
Yağmurda koşacağım. Bana git en pahalı şemsiyeyi al. Yoksa öldün sen!
Купи в ближайшем магазине самый хороший зонт, иначе...
Yoksa... Gil Ra Im sen misin?
Значит, вы Киль Ра Им?
Bir uçurumdan düşüp, asılı kalsak ve güvenle tırmanıp, yukarı çıkabilmek için sadece bir ip olsa ipi sen mi alırdın yoksa bana mı verirdin?
Опять? ты забрал бы её себе?
Ahjussi, sen kör müsün yoksa?
Ачжоши, ты ослеп что ли?
Tracy, bu şerefi sen mi istersin yoksa ben mi yapayım?
Трейси, это лучше сделать вам или мне?
Yoksa zarar gören sen olursun.
Иначе не поздоровится.
- Yani sen bilemiyorum, bir şeyler mi yemek istersin yoksa?
- Так ты хочешь, я не знаю, перекусить или типа того?
Sen mi yaptın yoksa, canım?
Это все ты, милочка?
Sen mi başkan olmak istiyorsun yoksa ailenin istediği bir şey mi bu?
Ты сама хочешь стать президентом или тебя родители заставляют?
Sen mi yakışıklısın yoksa Washington'da mı çok fazla öyle demek istemezdim ama, çirkin anormallikler var?
Это вы привлекательны, или всё дело в том, что Вашингтон перенаселен... сверх меры... Я не хочу сказать, всякими уродами...
Sen bunları giymezsin, yoksa?
Это же не ты носишь, да?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]