English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ B ] / Beni rahatsız ediyor

Beni rahatsız ediyor tradutor Russo

527 parallel translation
- Bir ağaç kökü beni rahatsız ediyor.
Зачем? Мне корень дерева мешает.
- İki yılı buldu. Hiçbir zaman dostluğumuz öne çıkmadı. İtimatsızlığın beni rahatsız ediyor.
Уже 2 года с вами работаю, а вы меня все подозреваете.
Eski karımın kendisine yakışmayan biriyle evlenmesi beni rahatsız ediyor.
Может, это оскорбляет меня. Ты была моей женой, а теперь выходишь... -... за того, кто тебе неровня.
Ropörtaj yapmak için buradayım ve bu aptallar beni rahatsız ediyor.
Я здесь, чтобы взять у него интервью, и мне нет дела до этих глупых созданий.
- Hoşgörülü bir adamımdır, Bayan Carmody. Ama bazı şeyler beni rahatsız ediyor... Üç Kör Fare de onlardan biri.
- Я терпелив, миссис Кармоди, но есть вещи, которые выводят меня из себя, и "три слепых мышонка" - одна из них.
Beni rahatsız ediyor.
Он меня будоражит.
Tüm bu insanların canlılığı beni rahatsız ediyor.
Как меня раздражает жизнерадостность людей...
Varlığınız beni rahatsız ediyor.
Не люблю, когда смотрят.
Söylediklerinizde mantıklı şeyler var, ama yine de beni rahatsız ediyor!
Конечно, в этом есть известная логика, но тем не менее...
Beni rahatsız ediyor.
Мне не комфортно.
Ahmak seni. Senin doğallık yoksunluğun beni rahatsız ediyor.
Понимаете, я упрекаю вас в недостатке спонтанности.
Genç adam, ahlaklı tavrın beni rahatsız ediyor.
Молодой человек, ваша самоуверенность начинает меня раздражать.
Bu artan küstahlıklar beni rahatsız ediyor Solitaire.
Эти участившиеся знаки дерзости начинают раздражать меня, Солитер.
Kızlar beni rahatsız ediyor.
Девчонки такие занудные.
Beni rahatsız ediyor.
Мне это не нравится.
Ned, iyi bir insansın. Ama sadece başın belada olunca araman beni rahatsız ediyor.
Нэд, ты хороший человек, но немного достает, что ты звонишь мне только, когда ты в беде.
Kapıda birinin olduğunu, bilmek beni rahatsız ediyor.
Там же кто-то есть за дверью.
Bu Yahudi ayini düşüncesi beni rahatsız ediyor.
Мне не нравятся все эти еврейские ритуалы.
Benim onunla ilgili tek derdim, fermuarını çekmemesi. Bu beni rahatsız ediyor.
У меня с ним только одна проблема - он не застегивает ширинку.
Bir şey beni rahatsız ediyor.
Кое-что беспокоит меня.
Bana hiçbir zaman selâm vermemeniz beni rahatsız ediyor.
Знаете, меня совершенно не устраивает, что вы не отдаете мне честь.
Özür dilerim ama bu beni rahatsız ediyor.
Я сожалею, Это вывело меня из себя.
Beni rahatsız ediyor.
Оно пытается продырявить меня, словно кинжалом.
Boyanın kalınlığı belli ama yine de beni rahatsız ediyor.
На толщину краски, но я это знаю.
Her çeşit büyüme beni rahatsız ediyor.
Любое взросление меня раздражает.
Varlığınız beni rahatsız ediyor.
Я cчитaю вac нe лучшeй кoмпaниeй.
Bunu hakkında konuşmak beni rahatsız ediyor.
Знаешь, мне очень неудобно говорить об этом.
Durmadan nasıl olduğunu sorarak beni rahatsız ediyor.
Он постоянно теребит меня, и спрашивает, как она поживает.
- Hayır, onlar beni rahatsız ediyor.
- Нет, меня докучают большие ребята.
Kadeh kaldırmak beni rahatsız ediyor.
Ќе люблю произносить тосты.
Öğrenme süreci beni rahatsız ediyor, ama ben sevdim bunu!
Я срываю занятия, и это мне нравится!
Şey, aslında araklamak kadar kötü birşey değil, ama vicdanım beni rahatsız ediyor.
Нет, это не кража, но моя совесть меня беспокоит.
Vicdanım beni çok rahatsız ediyor.
Меня мучает совесть.
Bu herkesi rahatsız ediyor, beni de.
Это причиняет всем множество неудобств. И мне особенно.
Mmm-mmm. Mmm-mmm. Beni son derecede rahatsız ediyor.
Я терпеть этого не могу.
Ama şu güzel dizli beni çok rahatsız ediyor.
Но этоттип с голыми коленками меня беспокоит.
Dışarıda, beni rahatsız eden biri var beni sürekli takip ediyor ve ben...
Там снаружи человек, который будет ко мне приставать... Он все время за мной ходит, и я не...
Elbette beni rahatsız ediyor.
Я потрясен.
Tamam, Harry, bak. Ben ordudan değilim ve tüm bu formalite beni biraz rahatsız ediyor. Beni biraz sıkıntıya sokuyor.
Слушайте, Гарри, я-то не из Вест-Пойнта и такие формальности мне ни к чему, от них мне становится не по себе.
Vicdanım beni bu yüzden rahatsız ediyor.
Через неё, меня мучает совесть.
Geminin sıcaklığı beni gittikçe daha çok rahatsız ediyor.
Доктор, температура на корабле становится все некомфортней.
Niye herkes beni şu Frank yüzünden rahatsız ediyor?
Почему вы все преследуете меня из-за этого Фрэнка?
Beni hiç rahatsız etmediği halde, neden seni rahatsız ediyor?
- Если это меня не волнует, то тебе-то что? - Да это нисколько меня не беспокоит!
O geldiğinden beri... ölüm düşüncesi... beni daha az rahatsız ediyor.
С тех пор, как он рядом, мысль о смерти стала меньше пугать меня.
Bu orman beni rahatsız ediyor.
Лес нагоняет на меня страх.
Sevgili anne ve babacığım, Ağustos böceklerinin vızıItısı beni çok rahatsız ediyor.
Дорогие мама и папа, мне здесь очень мешает стрекот сверчков.
Bu beni çok rahatsız ediyor.
Мне это не нравится.
Karımın birinden hoşlanmaya başladığı hissinden kurtulamıyorum... -... ve bu beni çok rahatsız ediyor. - Sahi mi?
Не могу отделаться от ощущения что моя жена увлеклась кем-то другим и меня это реально напрягает.
Beni ne rahatsız ediyor, biliyor musun?
Вы знаете, что расстраивает меня?
Hangisi beni daha çok rahatsız ediyor bilmiyorum : Tarih mi yoksa neredeyse fark etmeden geçip gitmesi gerçeği mi?
Я точно не знаю, что беспокоит меня больше : сама дата, или тот факт, что она прошла незамеченной.
Rahatsız ediyor ama beni.
Она меня раздражает

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]