Bir avukat tradutor Russo
4,109 parallel translation
Bir avukat göndereyim mi yoksa o mevzuyu hallettin mi?
Должен ли я отправить за юристом? Или вы об этом позаботились?
Graz'lı süslü bir avukat kunduralı, yüzünde mücadeleci bir hava... bilirsin o tipleri.
Адвокат из Граца. В туфлях ручной работы, с таким важным лицом. Ну, в-общем, ты понимаешь.
Bir avukat için berbat bir yalancısın.
Знаешь, для адвоката у тебя хреново получается врать.
Bildiğin üzere artık her kimse Bayan Abel son mektubunda Bay Vogel diye tanımadığımız Doğu Berlinli bir avukatın kendisini temsil edeceğini söylüyor.
Как вы знаете, так называемая миссис Абель писала об адвокате в Восточном Берлине, так называемом м-ре Фогеле, который представляет ее интересы.
Birleşik Devletler hükümetinin son çabaları New Yorklu bir avukat olan James Donovan'ın işbirliği ve yardımıyla nihayete ulaşmıştır.
Правительству Соединенных Штатов помогал и содействовал м-р Джеймс Б. Донован, адвокат из Нью-Йорка.
Bir avukatım.
– Я юрист.
Görevde olan herhangi bir avukatı bedava tutma hakkına sahipsin.
Если вы не можете оплатить услуги адвоката, он будет предоставлен вам государством.
Sizin gibi başarılı bir avukat da değilim.
И не успешный юрист вроде вас.
- Bay Lascelles diyor ki bir avukat tutup Bay Strange'i...
Мистер Ласселлз придерживается мнения, что мне следует нанять адвоката и подать на мистера Стренджа...
Sana genelde avukat gözüyle bakmam ama şu anda tam bir avukat gibisin.
Ты нечасто воспринимаешь себя юристом, но теперь ты говоришь как юрист.
Sanırım bir avukatın bu konuda bir sürü sorusu olacaktır.
Подозреваю, у адвоката возникнет много вопросов.
Bu sayede iyi bir avukat tutabilmek için.. .. yeteri kadar para kazanabilirsin.
Ты сможешь себе позволить хорошего адвоката.
Richard Spencer, şu Hollywood'dan gelen herif. Bana bir avukat ayarlayacak..
Ричард Спенсер из Голливуда достанет мне хорошего адвоката.
.. iyi bir avukat ama avans için nakte ihtiyacım vardı.
Но для этого нужны деньги.
Milyarlar basan bir şirket tarafından kullanılmamak için milletin ille de dişli bir avukat olması mı lazım?
Нельзя, чтобы человек обязан был иметь юридическую степень, чтобы не оказаться использованным компанией-мультимиллиардером.
Size garanti veriyorum. İyi bir avukat mahkeme salonunda garanti diye bir şey olmadığını bilir.
Хороший адвокат знает, что в зале суда не может быть никаких гарантий.
Bir avukat tutarım.
- Я найму адвоката.
Ben bir avukatım ve sana hiçbir koşulda onlarla konuşmaman gerektiğini söylüyorum.
Я адвокат, и я тебе говорю, ни при каких обстоятельствах не разговаривай с ними.
Tam duruşmadan önce yeni bir avukat bul.
Нанимай нового адвоката прямо перед судом.
Yeni bir avukat mı istiyorsun?
Хочешь нового адвоката?
Yeni bir avukat istiyor musun?
Хотите другого адвоката?
Hem bir gün gelecek bir avukatın yanında çıraklık aramak için New York yollarına düşeceğim ve oraya gidip geri dönmem bir senemi alsa bile bu işi muhakkak başaracağım.
Придет день, когда я отправлюсь в Нью-Йорк, чтобы получить диплом адвоката. И даже если у меня уйдет на это целый год, я всё выдержу.
Sebepsiz yere bir avukatı indirmek başımıza dert açar.
Разбираться с адвокатом без особых причин — это не дело.
"Güvenebileceğiniz bir avukat."
Адвокат, которому можно доверять.
Zenginler ne yapıyorsa onu yapacağım. Sana böyle takım elbiseli, ağzı laf yapan kafası iyi çalışan bir avukat tutacağım.
- Я лучше как богатеи поступлю - найду тебе адвоката, чтоб костюмчиками да словечками щеголял.
Biraz tuhaf kaçacak ama bir avukat ev hâlâ onun üzerine diye babamla iletişime geçmeye çalışıyormuş.
Странное дело, но с моим отцом пытался связаться какой-то адвокат, потому что он числился в собственниках этого дома.
James M. McGill beyefendinin hukuk bürosunu aradiniz... Güven veren bir avukat.
Вы дозвонились до адвокатской конторы Джеймса МакГилла, эсквайра, адвоката, которому можете доверять.
Bir avukat olarak insanlara her gün yardim ediyorum zaten...
Знаете, как адвокат, который ежедневно помогает людям...
Burada yasalara saygılı, dürüst, yetkili bir avukat gibi davranacağım çünkü burada ne oluyor bilmiyorum ama ihtiyacın var.
Я буду вести себя как полагается честному перед богом, законопослушному, лицензированному адвокату, потому что он, очевидно, тебе необходим. что бы тут, черт подери, не происходило.
Kendine sağlam bir avukat tuttu.
Он нашел адвоката из центра города.
Neden Tony'e bir avukat istemesini söylemedin?
- Да. Почему ты не подсказал Тони попросить адвоката?
Ben iyi bir avukatım.
Я.. я хороший адвокат.
- Bir avukatın olması gerektiği gibi.
Как и должен любой юрист.
Ben... Sadece sana ne kadar harika bir avukat olduğunu direkt yüzüne söylemek istedim.
И я просто хотел сказать тебе лично, какой ты прекрасный адвокат, нет, правда.
- Dinle... Bana atanan bir avukat var.
Мне уже назначили адвоката.
Sizin gibi bir Amerikan avukat her şeyi konuşarak halledebilir.
Американский адвокат вроде вас может выпутаться из любой ситуации.
Bir sürü avukatın anlamadıkları bir işe karışmasını istemiyorum.
Я не хочу, чтобы адвокаты совались в это дело, в котором они ничего не смыслят.
Hakim, Frank'in avukatının bir yerlerden tanıdığıymış işte.
Потому что он каким-то образом дружен с адвокатом Фрэнка.
Duque avukat ve Yeni Liberaller olarak tanınanların arasında biriydi. Halkı temsil etmeye hak kazanmış bir parti.
Дуке был адвокатом и лоббистом, работающим на "Новых либералов" – партию, утверждавшую, что представляет простой народ.
- Sen benim karım olsaydın bir savunma avukatı, evet, emin ol itiraf ederdim.
- Будь ты моей женой, адвокатом защиты, да, я бы призналась.
Hastanenin avukatı olarak Bay Tucker tecavüz suçlaması da dâhil olmak üzere hangi davaların hastaneyi büyük bir ödeme yapmak zorunda bırakacağını biliyordu.
Как юрист больницы, мистер Такер знал, какие дела заставят больницу заплатить, включая обвинение в изнасиловании.
15 yıl önce beni avukatın olarak tuttuğundan beri bir davanı bile kaybetmedim Leo ve lanet olsun, şimdi de kaybetmeyeceğim.
Я не проиграла ни одно твое дело, Лео, с того самого дня, как мы подписали соглашение 15 лет назад, и, черт возьми, я не собираюсь проигрывать сейчас.
sirkette bir sürü avukat var, onlarin yaninda ben Wal-Mart ile kapismaya çalisan limonataci çocugum.
Она под завязку набита адвокатами, и по сравнению с ними я как... Как детский лимонадный киоск, пытающийся тягаться с Уолмартом.
Disini tirnagina takip çalisarak bir yerlere gelmeye çalisan avukat, para babasi dev firmanin altinda eziliyor iste.
Адвокат вытянул себя за задники ботинок, оказавшись под каблуком фирм, с унаследованными состояниями.
- Ne? Adamın avukatı buraya geldiğinde, bir karışıklık olduğunu söyle, müvekkilinin gözaltında olmadığını, binanın diğer tarafında olduğunu.
Когда приедет адвокат, скажешь ему, что вышла неувязочка, что его клиента здесь нет, он в другой части здания.
Sizi temsil etmek ve savunmanızı yapmak üzere bir kamu avukatı atıyorum.
Я собираюсь назначить вам общественного защитника, который будет представлять ваши интересы и защищать вас.
Jim, sanırım tam aradığım avukat sensin. Çünkü bir davam var.
Джим, я думаю, вы адвокат, который мне и нужен, потому что у меня есть дело.
Ama avukat o çizimi çıkardığında Angela'nın suratındaki ifadeyi bir görmeliydin.
Но ты бы видела лицо Анжелы, когда мой адвокат достал портрет.
Affedersiniz Bay Mac hayatınızı bir kamu avukatının ellerine emanet etmek istemezsiniz.
Извините, мистер Мак, а вы точно хотите отдать свою жизнь в руки общественного защитника?
Ona avukatınız olarak : "Bak, bir dur levhasını çalmak büyük bir suçtur" dedim Bay Mac. Buna kesinlikle karşıydım.
Мистер Мак, я ему говорил, что кража автознака - преступление и как ваш адвокат, был против.
- Babandan iyi bir avukat olurmuş valla.
- А и правда.
avukat 255
avukatlar 52
avukat bey 59
avukat istiyorum 18
avukatım 69
avukat mı 20
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir alman 26
avukatlar 52
avukat bey 59
avukat istiyorum 18
avukatım 69
avukat mı 20
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40