Bu kadar tradutor Russo
88,473 parallel translation
Seni bu kadar geç saatte burada hiç görmediğime eminim.
Не помню, когда видела тебя здесь так поздно.
Bu kadar malç yeter.
Так, ладно, мульчи достаточно.
- Bu kadar önemli mi?
Тебе-то что до этого?
Başka bir hikayede. Belki o zaman, bu kadar güçsüz olmazdım.
В другой истории, я, возможно, не была бы такой долбаной тряпкой.
Hiç bu kadar uzaklaşmamıştım.
Я никогда не была так далеко.
Bu kadar gösterişe gerek yok.
Мы не можем себе позволить всю эту показуху.
Bu kadar.
И все.
Bu kadar mı?
Твою мать, и это все?
Neden onun için bu kadar uğraşıyorsun?
Почему ты ему помогаешь?
Borsa çoktan kapandı. Bu kadar dikkatini çeken ne?
Биржа закрыта, что ты там смотришь?
Bu kadar endişelenme, tamam mı?
Не беспокойся ты так, хорошо?
Bu kadar bunaldıysan neden dadı tutmuyoruz?
- ( хассан ) Милая, если ты ТАК устаёшь с работой и ФАрой, давай наймём няню?
Bunu neden bu kadar büyütüyorsun, anlamıyorum.
Не знаю, почему ты так переполошился.
Sadece bu kadar aleni yaptığına inanamıyorum.
- ( сэнки ) Поверить не могу, что он всем это показывает.
Neden bu kadar çok performans raporu var?
- ( ред ) Служебная аттестация. Служебная аттестация. Нахера ему столько аттестаций?
Bu kadarı yeterli. Görecekler.
Этого мне будет достаточно.
Belki bu kadar çok performans raporu olmasının nedeni onları kendisinin yazmasıdır.
Может этих аттестаций так много... потому что он сам их написал.
Bu kadarı fazla!
Это слишком!
- Bu kadarı fazla!
Слишком! - ( стратман ) Это слишком?
Finallerin ve Todd'dan ayrılmanın stresiyle daha çok içmeye başladığını fark etmiştim ama bu kadar kötüleştiğini bilmiyordum.
- ( линда ) Я заметила, что она потихоньку напивается, снимает стресс после экзаменов и разрыва с ТОддом, но... я не думала, что всё так плохо закончится.
Evet ama bence şehir ona karşı bu kadar çabuk güvenmemeli.
Не думаю, что город готов доверять ему.
Bu kadar mı?
Разве?
Bu kadar çok üzülebileceğin tek kişi Kara.
Единственная, за кого ты беспокоишься – это Кара.
Zaman yolculuğunun bu kadar eğlenceli olabileceğini kim bilebilirdi ki?
Кто бы знал, что путешествия во времени такие весёлые?
- Aksine, hiç bu kadar iyi olmamıştım.
С другой стороны, никогда не было ничего более правильного.
Çok üşüyorum. Hiç bu kadar üşümemiştim.
Мне никогда не было так холодно.
Ölmek için gerçekten bu kadar hevesli misiniz?
Тебе действительно так хочется умереть?
JSA'nın bir üyesinin bu kadar ileri gelecekte ne işi var?
Что делает член ОСА в таком далёком будущем?
Belki bu kadar yedikten sonra yaparım.
Ну... Ну может, конечно, после всей этой еды.
Beni buradan çıkarmayı niye bu kadar önemsiyorsun?
Почему тебе так важно, чтобы я отсюда выбрался?
Bu kadar. Kara'ya anlatıyoruz.
Мы расскажем Каре.
Bu kadarını sana borçluyum.
Я многим тебе обязана.
Bu kadar.
Вот и все.
Bu kadar!
Вот и все!
Kendine bu kadar yüklenme.
Не вини себя.
Bu kadar yeter!
Хватит!
Bu kadar uzun süredir kalbimdeki bu kocaman boşluğa sahiptim.
У меня была такая пустота в сердце долгое время. Я никогда не думал...
- Bu kadarı yeterli, teşekkür ederim.
- Достаточно. Спасибо.
Harvey, benimle dalga geçmeyi sevdiğini ve senin benim için olduğun kadar benim senin için anlam ifade etmediğini biliyorum fakat sen benim arkadaşımsın ve çok fazla arkadaşım olmadığı için bu arkadaşlık benim için önemli.
Харви, я знаю, что ты любишь посмеяться надо мной, и я знаю, что значу для тебя не так много, как ты для меня, но ты мой друг, и у меня не очень много друзей, эта дружба важна для меня.
Bu kadar yeter!
Так, все, хватит!
Bu ayrılığın referans aramamı, kredi çekmemi, gider hesaplamamı gerektirecek kadar kalıcı olmayacağını ummuştum ama sorun değil.
Я надеялся, что раздельное проживание не будет настолько длительным, что могут потребоваться поручительства, проверки кредитоспособности и гарантии проведения платежей, и всё будет в порядке.
Ama dediğin gibi baskı altındayken bu o kadar da kolay değil, kabul ediyorum.
Как ты говорила, страшно испытывать давление. Я с этим согласен.
Eskisi kadar sikime takmıyorum, gerçi bu doğru değil.
Мне теперь на многое похер, хотя нет.
Bu yüzden güçlerimi gizledim ta ki bir gün meydana gelen bir kaza... kendimi dünyaya ifşa etmeye mecbur bırakana kadar.
Я скрывала то, кем я являюсь, пока несчастный случай не заставил меня открыться миру.
Aynı şekilde Rip'i de kurtaracağız ve mızrağın geri kalanını toplayacağız çünkü Legion ne kadar güçlü olsa da onlarda bu yok.
Мы спасли Америку и спасем Рипа, вернем остальные части Копья, потому что Легион может быть силен, но у них нет этого.
Bu sözde efsanelerin mızrağı teslim etmek için şafağa kadar vakti var.
Так называемые Легенды должны принести Копьё к рассвету.
Beynini düzeltmenin yolunu bulana kadar evet, plan bu.
Пока мы не выясним, как восстановить его сознание, то да, план таков.
Ve belki de bunu keşfetmek bu her neyse artık o kadar da kötü bir fikir değildir.
И... может быть, узнать это, что бы это ни было, это не такая плохая идея.
Bu yüzden güçlerimi gizledim ta ki bir gün meydana gelen bir kaza kendimi dünyaya ifşa etmeye mecbur bırakana kadar.
Я скрывала, кто я такая, пока однажды несчастный случай не заставил меня раскрыться миру.
Fakat şu ana kadar ki en az vurulan karton hedef oranımız bu.
Но сейчас у нас было меньше всего фатальных исходов у картонок.
Ama o kadar büyük planlar yapmanın tek nedeni bu muydu?
И это единственная причина, по которой ты строила такие большие планы?
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadarı çok fazla 17